Nazım Hikmet Kültür Merkezi, dışarı çıkamadığımız bu karantina günlerinde, “ Her Hafta Bir Yazar “ adında dinleyicilere öykü okuma çalışması başlattı. Alanında başarılı tiyatro sanatçıları öyküleri seslendiriyor; “ Şahmerdan “ adlı öyküyü tanınmış tiyatro sanatçısı Cansu Fırıncı seslendirmiş. Cansu Fırıncı öyküye başlamadan önce büyük yazar Sait Faik'le ilgili kısa bir giriş yaptıktan sonra öyküyü okumaya başlıyor.

Sait Faik, “ Şahmerdan “ adlı öyküde ağır çalışma koşullarını ve çalışanları anlatıyor. Çalışanlardan bazıları hile her-hafta-bir-yazar.jpgyapıyor, bazıları da işin ağır yükünü omuzluyor. İşçilerin kan ter içinde çalışırken ki durumlarını gözlerimizin önüne getiriyor. Bu durum çalışanlar arasında dışa vuramadıkları, içten içe bir gerginlik yaratıyor. En sonunda gergin ve ağır çalışma koşulları bir faciaya neden oluyor.

Sait Faik çalışanları kaslarıyla, gövdeleriyle, tüm doğallığıyla çalışırken ki durumlarını sinema gerçekçiliğiyle anlatmış. Cansu Fırıncı da tiyatroculuktan gelen ustalığını öyküyü okurken kullanıyor ve daha dinlenilir hâle getiriyor. Günümüzde seslendirme sanatçıları öyküleri ve şiirleri okuyarak sanatın gücünü gösteriyor. Youtube’da böyle güzel öyküler ve şiirler dinlemek mümkün. Bu açıdan bakıldığında okuma alışkanlığında bir etki yapıldı denilebilir.

İçinde bulunduğumuz karantina günlerinde can sıkıntısını giderebilmek, hayattan kopmamak için önemli bir çalışma. Bu sanatçılar tarafında seslendirilen öyküler ailecek de dinlenebilir. Bir ayı aşkın zamandır korona virüs salgını nedeniyle dışarı çıkamadık; ruh sağlığımızı da korumamız lâzım. Eğer hobilerimiz olmazsa evin içinde sıkıntıdan patlayacak duruma gelebiliriz. Bu açıdan evde zamanı iyi değerlendirmek önemli.

Karantina günlerini kendimiz için verimli hâle getirebiliriz. Kitaplığımızda okunmayı bekleyen kitapları okuma şansını yakalayabiliriz. Bunun dışında youtubedan müziğimizin güzel parçalarını dinleme güzelliği elde edebiliriz. Halk müziği, sanat müziği, klasik müzik, özgün müzik...hangi türden hoşlanıyorsak youtubedan bulabiliyoruz. Müzik dinleme zevki kazanmada bu günler önemli fırsatlar.

Shakespeare “ Aşk ve Anlatı Şiirlerini “ salgın veba günlerinde yazmış. O günler tiyatro da yapılamıyor, çünkü dışarı çıkma şansı yok. Yine Boccaiso “ Dekameron “ adlı dünyanın en güzel öykülerini yazmış; veba nedeniyle evden dışarı çıkamadığı günlerde. Bu yazarların eserleri 500 yıldır okunmaya devam ediyor. Kendi başımıza kaldığımız günleri iyi ve verimli değerlendirmek önemli. Artık ses sanatçıları evden konserler vermeye başladı. Şimdiye kadar evde bu kadar çok kalmamıştık; iyi değerlendirme fırsatını kaçırmayalım.

İnsanların birbirleriyle iletişiminin koptuğu günlerden geçiyorduk; belki de evde kaldığımız günler, ev ahalisiyle iletişimi yeniden kurabileceğimiz günlere dönüşebilir. Çocuklarımızla ve evdeki büyüklerle daha çok konuşur, onlarla daha çok ilgilenme fırsatı bulabiliriz. Karamsarlıktan kurtulup, günün koşullarına uygun yaşamımıza bir canlılık getirebiliriz. Bu salgın günleri de geçecek, her şeyin bir sonu var. İnsanların daha rahat günlerde yaşamasının koşullarını sağlık çalışanları canları pahasına hazırlamaya çalışıyor.

Umutsuzluk yok, güzel ve aydınlık günler gelecekte. Yine baharlar gelecek, yine güneşli günlerde dolaşacağımız günler gelecek...

Mehmet PEKDÜZ