1970’lerin değerli bilim insanlarından Server Tanilli, 1978’de faşist kurşunlara hedef oldu. Ağır yaralandı, uzun tedaviler sonucunda hayatta kalabildi. Belden aşağısı tutmadı, ölünceye kadar tekerlekli sandalyeye mahkûm oldu. Sosyal bilimci ve hukukçu Server Tanilli çalışmakta olduğu okulda Uygarlık Tarihi dersi veriyordu. Şiirli üslûbu ve akıcı anlatımıyla başka üniversite öğrencilerinin de ilgisini çekiyor, onu dinlemeye geliyorlardı. O zamanın öğrencilerinin anlatımına göre anfi dolar taşarmış.

Öğrencilerin bu kadar ilgisini çeken, ilerde kurulacak olan bağımsız, demokratik, lâik ve sömürüsüz düzeni kendi dersinde anlatıyordu. O dönem zaten öğrencilerin büyük çoğunluğu devrimci, demokratik ve sosyalist yönelimliydi. Ders işleyiş şekli öğrencilerin yüreklerine sesleniyor. İşte böylesi değerli, bilgili, yürekli,  emekçi sınıflardan yana bir bilim insanı. Öğrenciler onun bilgisinden, kültüründen olabildiğince yararlanmak istiyordu. Bilgisini, kültürünü öğrencileriyle hep paylaştı.

Egemen sınıflar, Tanilli’nin devrimci ve gelecek vaad eden sınıftan yana tavrından rahatsız oldu. Uygarlık Tarihi kitabını yargılama ve hapis istemleri sonuç vermedi. Tanilli bildiği yolda yürüyüşüne devam etti; bu tavrı egemenlerin kör güçlerini harekete geçirdi. Özgürlük, demokrasi ve eşitlik isteyen güçleri, Tanilli’nin kişiliğinde korkutmak istediler. Her şeye rağmen tekerlekli sandalyeyle çalışmalarını sürdürdü. Strazburg Üniversitesi’nde yıllarca çalıştı ve üretti. Arka arkasına bilimsel kitaplar birbirini izledi.

Anayasa hukukçusu bu bilim insanı, yaşamın önümüze çıkardığı hemen her konuda kitaplar hazırladı. Devlet ve Demokrasi çok değerli bilgilerle dolu, araştırma ürünü bir eserdir. Koca kitabı bir roman akıcılığında okuyabiliyorsunuz. Yanılmıyorsam Yüzyılların Kültür Mirası adlı sekiz ciltlik bir insanlık tarihi kitabı çıkardı. Yine İnsanlık Tarihi adlı Fransız bir yazardan değerli bir çevirisi vardır.

Fransız aydınlanmacılarından olan Volter’den çeviriler yaptı. Bu çeviriler sayesinde aydınlanma düşüncesini anlamakta zorlanmadık. İslâm Çağımıza Yanıt Verebilir mi?, Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?, Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz?, Viktor Hugo…gibi arka arkaya kitaplar çıkardı. Aklıma gelmeyen daha başka kitapları ve çevirileri de var. Kitaplarının hepsi birbirinden güzel. Çok çalışarak durmadan üretti, düşüncelerinden bir milim geri adım atmadı.

Uygarlık Tarihi kitabının mahkemedeki savunması çok değerlidir. Âdeta mahkeme bilimin savunulduğu, yargılamaya çalışanların yargılandığı bir arenaya dönüştü. Tanilli, tarihi bir savunma yaparak, insanlık tarihinin unutulmazları arasına girmiştir. Mustafa Balbay içerde iken, Mustafa Balbay’a Özgürlük, düşünce özgürlüğü yazılı pankart açmıştır, tekerlekli sandalyenin üzerinden. Her 1 Mayıs’ta tekerlekli sandalyeyle korteje katıldığını gördük. Açık oturumlarda, panellerde yer alıp halkı aydınlatmaya devam etti.

Sağlığında Denizli’ye de geldi; Nazım’ın şiirlerini okudu kürsüden. Nazım’la ilgili düşüncelerini aydınlık kafasıyla anlattı. İyi hatırlıyorum Halk Eğitim Merkezi Salonu tıklım tıklım  dinleyiciyle doluydu. Salonda bulunanlar bu efsane adamı hayranlıkla dinledi.

Tanilli,  yıllarca Cumhuriyet Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Onun yazdığı günleri heyecanla beklerdi okuyucuları. Köşe yazıları da kitapları kadar bilgi yüklüydü. Ölünceye kadar ışığını halkımızın üzerine serpmeye devam etti.

Çalışmaları, kitapları, tükenmez enerjisi önünde 10 yıl sonra da saygıyla eğiliriz. Sömürü, soygun, talan, baskı ve eziyet devam ettiği sürece unutulmayacak, bir bayrak gibi güzel yaşamaların yolunu gösterecek.