Sofalar seninle serin

Odalar seninle ferah  

Günüm sevinçle uzun

Yatağında kalktığım sabah

Elmanın yarısı sen yarısı ben

Günümüz gecemiz evimiz barkımız bir

Mutluluk bir çimendir bastığın yerde biter

Yalnızlık gittiğin yoldan gelir

Oktay Rıfat

Sevdiğimiz, birlikte türlü zorluklara katlandığımız, adına şiirler yazdığımız kadınlar birer birer katlediliyor. Neredeyse her gün bir kadın cinayeti. Bu cinayetler insanın kanını donduruyor. Bunların önüne geçilmeli, bu cinayetler durdurulmalı. Denizli’nin duyarlı insanları, bu duruma hayır, diyebilmek, kadınların bu çığlığını duyurabilmek için bir araya geldiler.

Denizli Kadın Platformu’nun düzenlediği basın açıklaması, Denizli’de büyük yankı yaptı. Son yılların önemli, dikkat çeken bir eylemi. Öğretmenlerin iş bırakma eylemi, çocuk tacizlerine karşı yükselen tepki de öyle. Başlarda az görünen insanlar, daha sonra giderek kalabalıklaştı. Bu bir protesto eylemiydi; Hülya hemşirenin kocası tarafından öldürülmesinden sonra ortaya çıkan bir öfke patlamasıydı.

İnsanlar Çınar Meydanı’na sığmayınca, Çınar Caddesi’nde yürüyüşe geçildi. Kadınlar, erkekler, kadın cinayetlerine hayır diyen, tüm duyarlı insanlar basın açıklamasına destek oldu. Basın açıklamasında” İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” denildi. Bu sözleşme kadınların hak ve özgürlüklerini gözeten bir şemsiyeydi. Çınar Caddesi’nde yüzlerce insan yürüdü, seslerini yükseltti.

Yeterli mi değil; binler, on binler olmalıydı. Cinayetlere hayır demek için, sıranın başka insanlara gelmesini beklemek gerekmiyor. Yüreğinin bir kıyısında insan özelliği taşımak yeter de, artar bile. Basın açıklaması yeter artık, insanın kanını donduran bu cinayetlere, ne zamana kadar sessiz kalacağız? Demenin adıydı.

Eğitim-Sen, Eğitim-İş… gibi eğitim sendikaları da eyleme destek verdi; bayrakları ve kendi renkleriyle katıldılar. TKP ve Sol Parti… gibi siyasal partiler ve taraftarları da, bu kanlı cinayeti, protesto edenler arasındaydı. Özcesi içinde farkındalık taşıyan, yüreğinde birazcık insanlık barındıran, içinde vicdanı olanlar oradaydı.

Protesto daha çok insanın katılımını sağlamalıydı. Az da olsa insanlar, toplumda yaşanan duyarsızlık duvarını bu eylemle yıktılar. Umut vaat eden bir gösteriydi, sıra başkalarına gelmeden, böyle çıkışları desteklemek bir insanlık görevidir. Selâm olsun, Denizli’nin cinayetlere hayır diyen, duyarlı insanlarına…