Kemal Türkler, yoksul bir ailenin çocuğu olarak 1926 yılında Denizli'de dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Denizli'de tamamladı. Okurken çıraklık gibi her işte çalıştı. Hukuk Fakültesi'ni kazanarak ailesiyle İstanbul'a taşındı. Hukuk Fakültesi'nde okurken gömlek dikim işleriyle de uğraştı. Çeşitli sıkıntılar nedeniyle Hukuk Fakültesi'ni bitiremeden ayrıldı.

İstanbul’daki fabrikalardan birinde iş yaşamına atıldı. Çalışkan ve atak tutumuyla kısa sürede işçiler arasında sevilen biri hâline geldi. İşçilerin sorunlarını yaşamın içinde gören Kemal Türkler, kısa zamanda kendini örgütlü yaşamın içinde buldu. Sendikal örgütlenmedeki atak tutumu işçiler içinde göz doldurdu.

Kemal Türkler, Türkiye Maden-İş Sendikası'nın kurucuları arasındadır; aynı zamanda genel başkanlığını yaptı. Türk-İş'in uzlaşmacı tutumuna karşı çıkan sendikacılar arasındadır. Aralarında Kemal Türkler’in de bulunduğu bir grup sendikacı Türk-İş'ten ayrılarak DİSK'i kuruyor. Sınıf sendikacılığı ilkeleri ile yönetilen DİSK, işçilerin önemsediği ve değer verdiği bir sendika hâline geliyor. Türkiye İşçi Partisi'nin de kurucuları arasındadır. Tip'te değerli bir insan olarak düşünceleri çok önemsenmiştir. Kuruluşundan itibaren 1977’ye kadar DİSK'in genel başkanlığını yürütür.

1977’deki kongrede DİSK'İN genel başkanlığını kaybeder; Maden-İş Sendikası başkanı olarak görevini sürdürür. Kemal Türkler, DİSK'i hak alma mücadelesinde önder konumuna getirir. Uzlaşmasız, işçi sınıfının haklarını koruma ve geliştirme mücadelesi veren DİSK, örgütlenmede önemli atılımlar içerisine girmiştir. Üye sayısı 500 binlere dayanmıştır. Bu etkili ve yeni sendika, diğer sendikaların da hak alma konusundaki mücadelelerini hızlandırır. Bu yaşananlar sermaye sınıfının korkulu rüyası hâline gelir.

Kemal Türkler in önderliğindeki DİSK ve Maden-İş, önemli ve ses getiren eylemlere imza atmıştır. Kavel Direnişi önemli, iz bırakan, unutulmayan direnişlerdendir. Bu direnişte hakların nasıl alınacağını ve korunacağını öğrenmiştir işçiler. Kavel Direnişi şiirlere, romanlara konu olmuştur. İşçi sınıfının bu hak alma ve haklarını geliştirme mücadelesi edebiyatın yeni konuları arasına girmiştir.

Yine Kemal Türkler döneminde işçi sınıfının ve geniş emekçi kesimlerin DGM ( Devlet Güvenlik Mahkemeleri) Direnişi de önemlidir. Bu direniş, işçi sınıfının dersler çıkarılacak mücadele geleneklerinden biridir. Haklarda ve özgürlüklerde kısıntılar getirecek bu yasa tasarısı işçi sınıfının mücadelede damgayı basmasıyla geri çekildi.

Yine 1970’lerdeki 15-16 Haziran işçi direnişleri belleklerden kolay kolay silinmeyecek mücadele örnekleridir. Sendikal örgütlenmenin önüne set çekecek 274-275 sayılı yasa tasarısı, işçi sınıfının sel gibi akan yığınsal mücadelesi ile engellenmiştir. 15-16 Haziran 1970’de işçi sınıfı tam anlamıyla sınıf bilincini yüreklere kazımıştır. Bu şanlı direnişten sonra işçi sınıfı var mı, yok mu tartışması da son bulmuştur.

Yığınsal 1 Mayıslarda Kemal Türkler’in önderliğindeki DİSK'İN payı büyüktür. 1975-1976'da 100 binlerce emekçi alanlara akmıştır. 1977’de ise 1 Mayıs kanla boğulmaya çalışılmıştır. 37 kişi bu kanlı saldırıda öldürülmüştür. Her şeye rağmen işçi sınıfı ve emekçiler bu bayramı kutlamaktan geri durmadı. 2009’dan itibaren 1 Mayıs, yasal ve tatil günü olarak kutlanmaya başladı. Bu kazanımlarda işçi sınıfının ve geniş emekçi kesimlerin durmayan mücadelesinin payı vardır.

İşçi sınıfının bu efsanevî önderi İstanbul'da evinden çıkarken, 22 Temmuz 1980’de faşist katiller tarafından kurşunlanarak öldürüldü. O zamandan beri 40 yıl geçmiştir. DİSK başta olmak üzere bağlı sendikalar, ölüm yıldönümünde saygıyla anıyor. Bir şiirde “ Benim mezarıma ahla, ofla gelmeyin, işçi sınıfının mücadelesinden haber getirin” diye sesleniyor. Disk başkanı da onun çizdiği barış, demokrasi, özgürlük ve eşitlik yolundan yürümeye devam edeceklerini söylüyor mezarı başında. İçinde yürek taşıyan hiç kimse bu hunhar cinayeti unutamaz. İşçi sınıfının efsanevî önderini 40. Ölüm Yıldönümü'nde saygıyla anıyoruz.