Aziz Nesin 101. doğum yıldönümünde kendisini seven okurları tarafından anıldı. Gazetelerde, dergilerde sanatçı kişiliği, toplumsal duruşu, edebiyatımıza katkıları konusunda değerlendirmeler yapıldı. Aziz Nesin’in insanlarımızın kültürel gelişimindeki katkıları unutulamaz. Bilimsel ve kültürel çalışmalarda bir yere gelmiş hiç kimse, bu çabayı görmezlikten gelemez. İlkokul çocuğundan, üniversite öğrencisine kadar herkes Aziz Nesin’i tanır. Hatta eserlerini hiç okumayanlar bile Aziz Nesin’i bilir.

        Aziz Nesin yüzden fazla esere imza atmıştır. Bu eserler üst üste konduğu zaman boyunu geçer. Hiç durmadan yazmış, üretmiş, eserler vermiş; bu çalışmayı halkına bir borç olarak görmüştür. Onların vergileriyle okuduğunu, bir yerlere geldiğini söyler. Yazdığı her eser ses getirmiştir, çok okunmuştur, inceleme ve değerlendirmelere konu olmuştur. Seksen yıllık ömrünü dolu dolu geçirmiştir. Kitaplarının gelirini Nesin Vakfı’na bağışlamış; her yıl dört çocuğu ilkokuldan, üniversiteye kadar yaşama hazırlamaya çalışmıştır. Bunlar bir yazar için son derece değerli, paha biçilmez çalışmalardır. Bilimsel ve akılcı düşünen insanlar, Aziz Nesin’in bu çalışmalarına yüksek bir değer biçerler.

        Aziz Nesin’in çok hızlı bir yazma tekniği vardır. Bu hız onun eserlerinin kalitesini hiç düşürmemiş, tersine arttırmıştır. Okuma tutkunları onun eserlerini; severek, anlayarak, tartışarak, karşılamıştır. Halktan insanlar, toplumsal olaylar karşısında değerlendirme yaparken, “tam Aziz Nesin’lik” deyimini kullanır. Hatta günümüzde yaşananlara bakarak,  Aziz Nesin’in ne kadar haklı ve öngörülü olduğunu söylerler.

        Aziz Nesin’in beni etkileyen eserlerinden biri  "İnsanlar Uyanıyor" dur. Bir otobüs yolculuğunda yutarcasına okudum, bitirdiğimde yolculuğun nasıl geçtiğini anlayamadım. Okurken, gülümseme hiç eksik olmadı yüzümden. Toplumda yaşananları gülünçleştirerek bizi düşünmeye çağırmıştır. Düşündüğümüzde, yaşananları sorguladığımızda, eleştirelliği yaşama geçirdiğimizde kendimiz olabiliriz ancak. İnsan kişiliğini geliştirmenin ne kadar gerekli olduğunu,  yazdıklarında hep duyumsatmıştır. Bu kitaptaki hikayelerde kişisel eksiklikler, hatalı davranışlar, gülünç yanlar mizah sanatı sınırları içinde verilmiştir. Okuyup bitirdiğinizde rahatlıyorsunuz, mutlu oluyorsunuz, sevinciniz artıyor, yaşama sevinciyle dolup taşıyorsunuz.

        "Böyle Gelmiş, Böyle Gitmez"  adlı eserinde ise; çocukluğundan itibaren kendi yaşamını anlatmıştır. Okurken toplumsal yaşamın tüm girdi ve çıktılarını görüyorsunuz, benzer durumları siz de yaşamış olduğunuzu anlıyorsunuz. Anlatılanlar çevrenizdeki tanıdığınız, bildiğiniz insanlarla bütünleşiyor. Anlatılanları eserde görünce,  Aziz Nesin’in ne kadar iyi bir gözlemci olduğunu anlıyorsunuz.

        Aziz Nesin çok yönlü bir sanatçıdır. Hikayecidir, romancıdır, şairdir, tiyatro yazarıdır. Deyim yerindeyse sanatın her alanında kalem oynatmıştır. Çocuklara yönelik eserler de vermiştir. Çocuk, genç, orta yaşlı, yaşlı demeden herkese yönelik eserler yazmıştır. Onun bu üretken yanı, edebiyatımızın gelişmesine büyük katkılar sağlamıştır. Aşağı yukarı ondan etkilenmeyen, ondan yararlanmayan okuyucu yok gibidir. Türkiye’nin yetiştirdiği yüz akı, ender sanatçılardan biridir. Onun eserlerini her okuyuşumda heyecanlanırım, bir şeyler öğrenirim, mutlu olurum. Bizim kuşak, Aziz Nesin gibi yazarlardan çok şey öğrendi; topluma, insana, doğaya daha sağlıklı ve doğru bakmasını bildi. Aziz Nesin’in dili akıcı, anlaşılırdır; Türkçesi ise kusursuz denecek kadar güzeldir.

        Aziz Nesin’in eserleri sinemaya da uyarlanmıştır. "Zübük" adlı romanı çok güzel bir şekilde Kemal Sunal’ın oyunculuğunda sinemada gösterime girmiştir. Bu filmin ne kadar beğenildiğini, halk tarafından tutulduğunu biliyoruz. Kemal Sunal’ın Zübük tiplemesi toplumsal taşlamada önemli bir yer tutar. Zübük’ü izlerken toplumsal sistem tüm çarpıklığıyla gözlerimizin önüne gelir, burada toplumsal geriliğin eleştirisini görürüz. Filmi izlerken geri kalmışlığımızın nedenleri üzerine düşünmeye başlarız. Film hem güldürür, hem düşündürür; hem de yaşamı sorgulamaya götürür bizi.

        Aziz Nesin’in edebiyatımıza çok büyük yararları dokunmuş, toplumsal bilincin gelişmesine laik, demokratik anlayışın yaygınlaşmasına katkıları büyüktür. Onun bütün derdi iyi, doğru, ahlaklı insanlar yetiştirmek; insanları derin uykularından uyandırmaktır. O uyandırma işini kendisine bir görev olarak görmüştür. Aziz Nesin kendisini, her zaman toplumundan sorumlu tutmuştur. Bu sorumluluğu, panellerde, açık oturumlarda, konferanslarda konuşmalarıyla göstermiştir. Yaşadığı toplumdan sorumlu bir aydın olarak elinden geleni yapmış, tarihe tanıklık etmiştir. Boyun eğmeyen bir aydın olarak doğruları söylemekten hiçbir zaman çekinmemiştir.

        Aziz Nesin, yazarların kendi sorunlarını örgütlü olarak dile getirmelerine de önayak olmuştur. Bu çabasını, iki dönem Yazarlar Sendikası başkanlığı süresince de yürütmüştür. Başkanlığı döneminde, Yazarlar Sendikası, saygın bir yer edinmiştir toplumda. Yazar haklarının korunması ve geliştirilmesi de onun döneminde öne çıkmıştır.

        Aziz Nesin toplumdan sorumlu bir yazar olarak, 12 Eylül’den sonra Aydınlar Bildirisi’nin hazırlanmasına öncülük etmiştir. Ülkenin laik, bilimsel ve aydınlık birikimini bir araya getirmeye çalışmıştır. Bu bildiri dönemin çok önemli bir aydınlanma ateşidir. Bir tutam aydınlık ateşi yakarak, dönemin geriye gidişine aydınlar olarak  “dur” demişlerdir. Bu çalışmalar, Aziz Nesin’in önderliğindeki önemli toplumsal tepkilerdir.

        Çağından sorumlu bir yazar olarak Aziz Nesin 1993 Sivas CanKırımı’ndan kıl payı kurtulmuştur. Aziz Nesin her koşulda sorumlu bir aydın kimliğiyle, halkımızın gönlünde taht kurmuştur. Çağının yürekli bir aydını olarak belleklere kazınmıştır.

        Aziz Nesin, Türkiye’nin dünyaya armağan ettiği, büyük bir mizah yazarıdır. Demirtaş Ceyhun onun için “Çağımızın Nasreddin Hocası “ der. Aziz Nesin ulusal ve uluslararası düzeyde birçok ödülün de sahibidir.1956-1957 yıllarında İtalya'da iki kez Altın Ödül; 1966’da Bulgaristan’da Altın Kirpi Ödülü; 1969 ‘da SSCB’de Krokodil Ödülü; 1975’de Lotus Asya-Afrika Yazarlar Birliği Ödülü; Tüyap Halkın Seçtiği Yazar Ödülü; 1990 Tolstoy Altın Ödülü; 1992’de Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü; 1995 Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü; Orhan Apaydın Demokrasi ve Barış Ödülü’nü almıştır.

        Aziz Nesin’i okumak, tanımak, anlamak, öğrenmek toplumsal bilincin gelişmesine yardımcı olur. Okumayı seven insanlar, Aziz Nesin aydınlığından geçmeli; onun aydınlık düşüncelerinin ışığından yararlanmalıdır.

        Edebiyatımızı  Nazım Hikmet, Orhan Kemal, Yaşar Kemal… vb  başka yazarlarla birlikte dünyaya tanıtan kişidir.Aynı zamanda, eserleri en çok yabancı dillere çevrilen bir yazarımızdır.Böyle yazarlar ülkemizin aydınlık yüzüdür.