Ulusal tarihimizde yaşanmış büyük bir trajedidir. Büyük bir katliamdır. Devlet adına, devlet tarafından yapılmış olması, Cumhuriyet tarihimize düşen kara bir lekedir.
Çanakkale Destanını birlikte yazan kardeşlerden birinin diğer kardeşini katlettiği, bir cinayettir.
Bir aile içinde de aile kurallarına karşı çıkan çocuklar, kardeşler olmuştur. İnsanlık var oldukça da olacaktır. Bunun cezası ölüm, yok etmek olmamalıdır. Devlette bir babadır. Kendine karşı gelen evladını, torunlarını, tümden yok ederek, katlederek değil, ikna ederek, isteklerini karşılayarak, kazanmalıdır. Büyük devlet bunu yapar.
DERSİM’DE, Dersim Halkının istemediği, yapmadığı, bir provokasyonla, tarihin bu en büyük acımasız katliamı yapılmıştır. Devlete karşı bir suç işlenmişse bu suçu işleyenler cezalandırılmalıdır. Evrensel kural da budur. Suçu işleyen suçludur. O,cezalandırılır.1938’lerde, bu yapılmamıştır. Hiç bir suçu günahı olmayan, tanrının emri ile orada yaratılmış, dünyaya gelmiş, kucaktaki bebeler, onları emziren anneler, yaşlı nineler, acımasızca katledilmişlerdir.
Rahmetli Abim anlatırdı. O yıllarda 8 yaşındaymış. Arkadaşları ile yüzmek için köyümüzün önünde akan çaya gitmişler. Yüzmek istedikleri gölde iki üç yaşlarında bir bebeğin ölüsü su üstünde batıp çıkıyormuş. Korkularından yüzmeden kaçıp gelmişler.
Rahmetli babam anlatırdı. O tarihlerde köyün muhtarı imiş. Köyde olmadığı bir gün, jandarmalar gelmiş DEMENAN aşiretinden evli olan halamın çocuklarını, alıp götürmüşler. Gelip durumu öğrenen babam ilçeye koşmuş. Jandarma komutanına çıkmış. Getirdiklerinin, günahsız masum yeğenleri olduğunu söylemiş. Komutanın yazdığı bir pusula ile yeğenlerini almaya gitmiş. Tutuldukları yerde erkeklerin yanında yüzlerce kadın, çoluk çocuk, varmış. Hemen hepsi ölümü, katledilmeyi, babamın ifadesi ile kırılmayı bekliyorlarmış. Ağlayarak feryat ederek, babamdan kendilerini de kurtarmalarını istemişler. Hiç bir günahı olmayan olaylardan uzakta sadece o aşiretten oldukları için toplanan o insanlar, İlçede kalenin önünde GÖLBAĞI denilen yerde ağır makineli dedikleri silahla kuşuna dizilerek katledilmişlerdir. Ortaokullu yıllarımızda o yere, korkudan kimse gitmezdi. Çünkü hala katledilmişlerin, kemikleri, açıkta görülmekteydi.
1938’lerde yapılanın, bir katliam olduğunu, devlet katında, ilk kez Sayın Cumhurbaşkanımız, dile getirdi. Bu devletin yapılan yanlışı görmesidir. Onunla yüzleşmesidir.
Devlet, devletin büyüklüğünü yapmalı, geçmişte yapılmış bu büyük insanlık suçu ile yüzleşmeli, DERSİM Halkının acılarını dindirecek, teselli edecek, adımları atmalıdır.
Yüzleşme, atılacak adımlar, Devletin büyüklüğünü gölgelemez. Evrensel değerleri koruyan, yücelten, bir hukuk devleti yapar.
+ + +
6 MAYIS
DENİZİN, Denizlerin, yeniden doğum günüdür. Ölümsüzleştikleri gündür. O gün, sevenlerinin, yoldaşlarının, onlarla bir arada olduğu gündür. Devrimci kimliklilerin, tarihe düştüğü bir gündür.
O gün, DEMİRELLERİN, onlar için kalemlerini kıranların, nefretle anıldıkları gündür.
Çünkü onlar, cinayet işlememişlerdi.
Suçsuzlardı.
Masumlardı.
Fikri TAŞ