Seçimler bir yarıştır. Yalnız milletvekili seçimleri değil, bütün seçimler, bir yarıştır. Parlamento, milletvekili seçimleri, anayasanın değişmesi ile Cumhurbaşkanı seçimleri,  toplumsal olarak ülke çapında yapılan en büyük yarıştır.
   Yerel yönetimler, için yapılan mahalli seçimler yöresel de olsa toplumsal olarak yine büyük bir yarıştır. Bu yarışta zaman, zaman istenmeyen üzücü olaylar yaşanmaktadır. En çokta bu istenmeyen üzücü olaylar, küçük mahalli birimlerde, köylerde, mahallelerde yapılan seçimlerde yaşanmaktadır.
   Seçim sonuçları, toplumsal olarak toplumu en çok meraklandıran, heyecanlandıran, sevincin yanında, üzen, hayal kırıklığı yaratan bir yarıştır.
   Demokrasi ile yönetilen uygar ülkelerde, bunlar yaşanmaz. Bizim ülkemizde yapıldığı gibi, büyük mitingler yapılmaz. İktidarda olan partiler devlet kesesinden büyük harcamalar, yaparak seçim yürütmezler. Halkı kamplaştırmazlar. Ayrıştırmazlar. Devlet görevlilerini, seçim çalışmalarında kullanmazlar. Hangi görevde hangi makamda olursa olsun, devlet görevlileri taraf olmazlar. Tarafsız kalırlar. Uygar ülkelerde, Cumhurbaşkanları, ettikleri yeminlerine sadık kalırlar. Bir partiden yana şehir, şehir gezip seçim mitingleri yapmazlar. Herhangi bir partiden yana taraf olmazlar. Tarafsız kalırlar. Seçimlere, kesinlikle karışmazlar.
  Demokrasi ile yönetilen Uygar ülkelerde, seçim hileleri yapılmaz. Kediler, trafolara girip elektrik kesintilerine yol açmaz. Seçim sonuçlarını etkilemez.
   Demokrasi ile yönetilen uygar ülkelerde, ülkenin olanakları, seçim rüşveti olarak peşkeş çekilmez. Yoksullardan rüşvet karşılığı, oy istenmez.
  Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, özellikle yargı, bütün devlet kurumlarında, olduğu gibi tarafsızlık içinde hukuku egemen kılan bir kurumdur.
   Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, bizde yaşandığı gibi kaset şantajları, skandallar, saldırılar, yaşanmaz. Demokrasiye aykırı insanlık ayıbı sayılır.
  Demokrasi ile yönetilen uygar ülkelerde, kimlikler üzerinden, siyaset yapılmaz. O ülkenin yurttaşı olan bütün kimlikler, devlet katında eşit olurlar. Eşit muamele görürler. Bizimkiler gibi Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Ermeni, Süryani, ayırımları yapılmaz.
  Uygar ülkelere katılmak isteyen ülkemizde bu yıl yapılan milletvekili seçimleri, ülkemizin kültür düzeyine yakışır, eşit olmayan şartlarda, saldırılarla, hakaretlerle, toz duman içinde, bütün hızı ile sürmektedir.
  Aynı heyecan, DERSİM’DE DE esmektedir. Ülkemizin Cumhuriyet tarihinde yapılmış seçimler içinde bu yıl yapılacak genel seçimler, büyük değişimlere yol açacak tarihi bir seçim olacaktır. Askeri darbeyle oluşturulan, demokrasilerde yeri olmayan yürürlükteki anayasa, halk iradesinin, parlamentoya yansımaması için hukukun, demokrasinin, milli iradenin, önüne Çin Seddi büyüklüğünde, bir baraj çekmiştir.
    Türkiye Halkları, bu barajı yıkmak için bu seçimde bir araya gelecektir. Bu Çin Seddi büyüklüğündeki barajın yıkılması, ülkeye barışı, demokrasiyi, hukuku, getirecek, saltanatın, padişahlığın, kurulmasına izin vermeyecek, parlamenter demokrasiyi koruyacaktır.
  DERSİM Halkı, Cumhuriyet tarihinde, çok acı çekmiş, ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmüş, buna rağmen çağdaşlığı, özümsemiş, aydın, ilerici, bir halktır.  
   Bu halk bu, seçimde de sorumluluğunun gereğini yerine getirecek, Çin Seddi’nin, yıkılmasına omuz verecek, tarihi görevini yapacaktır.
  Ne yazdığımı soran misafirim, “Endişe etme hocam Çin Seddi barajını, ne tür oyunlar oynanırsa oynansın kesinlikle yıkacağız. Bu tarihi seçimde, partizanlık yapmayacağız. Halkların, demokrasinin önüne kurulmuş baraj setini yıkmak için bir araya geleceğiz. Yıkmak için hep birlikte omuz vereceğiz. Rahat olun” dedi.
  Yüzündeki ifade inandırıcı güven veriyordu.