Orman işletme Müdürlüğü, Seyitli Köprüsünden Elazığ sınırı sayılacak yerden, Mazgirt köprüsüne kadar, DUBLE yolun sağını solunu iki taraflı sedir, Akasya, ağaçları ile süslemiş.
   Arkadaşın biri, o yolda yolculuk yaparken görmüş. Geldi bana, “Sizin köyün yolunu sedir ağaçları ile süslemişler haberin var mı?” diye sordu.
    Son iki hafta, yolun kanarında olan köyüme, köydeki bağıma gidememiştim. Hafta sonunu beklemeden gittim. Arkadaşımın dediği gibi yolun iki tarafı, sedir, akasya ağaçları ile süslenmişti. Mevsim dolayısı ile akasyalar yapraklarını döktükleri için dikkat çekmez iken, SEDİRLER, trafik levhaları gibi yolun her iki tarafını dökülmeyen yaprakları ile süslemişlerdi.
   Büyüyüp serpileceklerini düşündüm. Şarkılara ilham olmuş Akasyaların, yollara serpecekleri beyaz çiçekler, yolu halı serilmiş gibi süsleyeceği gibi çevreye yayacağı doğanın esansı sayılacak kokusu, baş döndürecektir diye geleceği hayal ettim.
   Şehrin birkaç kilometre dışında HARÇİK denilen yerde Orman fidanlığı var. Çok eskiden kurulmuş, binlerce dönümlük bir alanı kapsayan bir fidanlık. Ağaçlandırılacak alanların fidanları, orada yetiştirildiği gibi, köylüye vatandaşa ihtiyacı olan bazı çeşit fidanlarda orada yetiştirilmektedir.
   PAH Köprüsünde YÜCELİN yeri, lokantasına bu kış mevsimi için bırakılan KONTU ziyarete gitmiştim. Dönüşte merak ettiğim fidanlığı görmek istedim. Kapı açıktı. Girdim içeri.
   İleride görevli oldukları muhtemel bir grup bir şeyler yapıyorlardı. Yanlarına gittim. Orman işletme Müdürü, Özcan YÜKSEL’LE, birkaç görevli önlerindeki kozalak yığınından kozalakları açıyorlardı. Orman İşletme Müdürüne, “Ne o, yeterli görevlin yok mu? Sen çalışıyorsun” dedim. Güldü. “Ben de görevliyim. Ne fark eder” dedi. On binlerce kozalağı ayıklayıp ekilir hale getiriyorlardı. Sordum. “Ne kozalağıdır. Bu” dedim. Müdür anlattı. “Bunlar sedir kozalaklarıdır. Kozalakları açtığımızda her kozalakta yüzlerce sedir tohumu elde edilmektedir. Elde edilen ekilebilir sedir tohumlarını, orman alanlarımızda ağaçlandırmak istediğimiz alanlara serpiyoruz. Toprağa düşen sedir tohumları, kozalakları, yeşererek, ormanın en güzel ağaçlarından üçgen şeklini alan sedir çamlarının yetişmesini sağlamaktadırlar. Bu kozalaklarla,3000 dönüm, bir başka alanda 2000 dönüm, Pertek ilçemizde 700 dönüm alanın bu yıl ağaçlandırılması çalışmalarını yapacağız. Orman fidanlık Müdürlüğünden aldığımız yetişmiş sedir, akasya fidanları ile 30 kilometre yolun her iki tarafını ağaçlandıracağız” dedi.
  Binlerce dönümlük fidanlık alanını merak etmiştim. Büyük bir alana 360 bin adet ceviz fidanının dikili olduğunu, bunlara, Elazığ’daki fidanlık Müdürlüğü bakmaktaymış. Yetiştirdiği fideleri, belli bir ücret karşılığı dikim yapmak isteyen köylüye satmaktadır. “Biz bu yıl, bu fideleri Fidanlık Müdürlüğünden alıp, bedava köylüye dağıtmayı düşünüyoruz. Şehir içinde, şehir dışında köylerde bu dağıtımı yapmayı karşılıksız köylüye destek olmak istiyoruz” dedi. Yetişmiş fidanların bulunduğu alana yönelerek onları sordum. “Onlar fidanlık Müdürlüğü tarafından yetiştirilmiş değişik türde çam ağaçları ile akasya ağaçlarıdır. Onlardan aldıklarımız fidanlarla, 30 kilometrelik DUBLE yolu iki taraflı ağaçlandıracağız. Yine fidanlık Müdürlüğünden alacağımız fidanlarla, yeni hastanemizin çevresinde ağaçlandırılmamış alanlarla, başka uygun göreceğimiz alanları ağaçlandıracağız.”
   Orman Müdürünü, ormanlık alanında yakalamış iken, sordum. “Sayın Müdür, anlattıklarınızla, gördüklerimle. Müdürlük olarak güzel çalışmalar yaptığınız, planladığınız görülmektedir. Geçmiş yıllarda Orman Müdürleri, güvenliği bahane ederek, bırakın uzak alanlardaki orman yangınlarını, şehrin kenarındaki orman yangınlarını bile söndürmekten kaçınmaktaydılar. Tek çivi çakmazlardı. Ormanların talan edilmesine, ormanlık alanlarının işgal edilmesine seyirci kalmışlardı. Sanki burası onların da vatanı değilmiş gibi. Siz görevinizi başarılı, eksiksiz bir şekilde yapmaktasınız. Ali Boğazındaki yangınların söndürülmesine bizzat katıldınız. Sizinle ormanlarımız, yaşamın can damarları güvende oldular” dedim.
   Ormanlarımızın zenginliği, yaban hayatını sordum. Sorum hoşuna gitmişti. “Ormanlarımız içindeki canlılarla yaban hayatı ile zengindirler. Onlardan yoksun ormanlar, orman vasfını taşımazlar. Biz imkânlarımız ölçüsünde ormanlarımızın yaban hayatı canlılarla da zengin olmasına çalışmaktayız. Her yıl, ormanlarımızın önde gelen yaban hayatı zenginliklerinden dağ keçilerinin, kınalı kekliklerin, korunması için de çalışmalar yapmaktayız. Görevli memurlarımız, av mevsiminde kontrollerini sürekli sürdürmektedirler. Doğayı korumakla görevli çevre Müdürlüğünün çalışmalarına katılmaktayız. Her yıl yaptığımız gibi bu yılda 200 adet kınalı keklik çiftliklerden satın alarak doğaya, ormanlarımıza saldık. Ayrıca kuşlara kolaylık olsun diye 200 adet kuş yuvası satın alarak kuşların yuva yapacakları alanlara astık. Sağ olsunlar Bölge Müdürlüğümüz taleplerimizi karşılamakta, bizde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz” dedi.
    Şimdiki oto garın yeterli olmayacağı gelecek yıllarda, yapılması düşünülen oto gar için belediyenin talebi üzerine fidanlık alanından belli bir alan oto garın yapımı için ayrılmış.
   Belediyenin oto gar yapacak yeterli yeri olsaydı da, fidanlık alanının metre karesine dokunulmasaydı.
  Kontu, ziyaretten geldiğimi öğrenen Orman Müdürü,’Köpekleri seviyorum. Bende kontu görmek istiyorum.’Dedi. Birlikte gittik kontun yanına, kont Orman Müdürünü, koklayarak tanıştı. Kokusunu aldığı Müdür artık onun tanıdığıdır. Ne zaman onunla karşılaşsa onu tanıyacak, dostça karşılayacaktır.
    Bolca yağan yağmurlar, doğayı, sarıya, yeşile boyamıştı. Renk cümbüşü arasından seyretmek,
   Keyifliydi.

  Fikri TAŞ