Sayın Başbakan’a, bu çağrıyı yapan, Tunceli Sanayi Ticaret Odası Başkanı, Sayın Yusuf CENGİZ’DİR.
   Bu günkü yaşanan tarihi süreçte, tarihe geçecek olan bu çağrıyı, Sayın CENGİZ, Güneydoğu Oda Ve Borsa Başkanlarının, Başbakan Sayın DAVUTOĞLU ile yaptıkları toplantıda dile getirmiş.
   Sayın BAŞKAN, Güneydoğu’da yaşananları, eksiksiz, dile getirirken, ülkenin yararına yapılması gerekenleri de öneri olarak Sayın Başbakana sunmuştur.
  Sayın Başkan, çatışma ortamının, Doğu Güney Doğu illerine, ülkeye verdiği sosyal ve ekonomik, tahribatı daha önce, geçen yıl, Başbakan ve Bakanlarla yaptıkları toplantılarda dile getirmiş, barış süreci ile ilgili önerilerinde bulunmuşlardı.
  Bu toplantıda da çatışmalı ortamın, kendi iline, Güney Doğu İllerine, bütün ülkeye verdiği tahribatı ayrıntılı bir şekilde dile getirmiş, bir an önce bu büyük tahribatın önüne geçilmesi için Sayın Başbakanı, barışı sağlamaya, tarihi bir adım atmaya çağırmıştır.
   Gerçeklerin cesurca dile getirilmediği, tereddüt ve korkunun, eğemem olduğu günümüzde, gerçekleri cesurca, ülkenin yararına dile getirmiştir.
  Sayın Başbakana Doksanlı yılları örnek göstererek, “O, yıllarda çatışmalı şiddet ortamında, işverenler bırakın iş yapmayı, hayatta kalma, savaşı vermişlerdi. Sizin iktidarınız döneminde, başlatılan çözüm süreci, nefes alınmasını sağlamıştı.
   Başlatılan barış süreci ile 90’lı yıllarda boşaltılan köylerde dönüşlerin başlaması ile ölen hayvancılık, tarım, yeniden dirilmeye başlamıştı. Sosyal hayat, yurt dışından tatilini geçirmek için gelenlerle, tekrar şenlenmiş, renklenmişti. Tekrar başlayan çatışmalı süreç bizi tekrar 90’lı yılların gerisine götürdü. Geçen yıl yaşanan çatışmalı ortam şehri boşaltma noktasına getirdi. Şehrimize renk katan katkı sağlayan geleneksel etkinlikler, festivaller, iptal edildi. Bu politikalar, yaşamı bitirmeye, ülkeye zarar vermeye yönelik politikalardır. Bu politikalardan vaz geçilmelidir” diyordu.
  Sayın Başbakanım, barış sürecine dönülmesi iktidarınızı güçlendirecek, Türkiye Halkını size minnettar kılacaktır. Diyordu.
  Sayın Başbakanım,1071 yılında başlayan TÜRK, KÜRT kardeşliğini tahsis etmenizi, pekiştirmenizi bekliyoruz.’Diyordu.
   ‘İş adamlarımız,90’larda olduğu gibi bölgeyi terk ederek batı illerine göç etmeye başladılar. Bu ortam böyle devam ederse, son kişi kalana kadar çatışma sürerse, bu bölgeye, kopuşu getirir. SURİYE, IRAK gibi oluruz. O ülkelerin sığındıkları TÜRKİYE gibi bir ülke vardı. Bizim sığınacağımız bir ülke de, olmayacaktır. Bu yüzden, öncelikle, toplumsal barış ve huzurun sağlanması için somut adımların atılmasını istiyoruz.’ Diyordu.
   Sayın Başbakanım, MEVLANANIN koşulsuz çağrısında,’HER NE OLDUYSA OLDU. HER NE YAŞANDIYSA YAŞANDI. DAĞDAKİNİNDE, DÜZDEKİNİN DE İNSANLIK DERGÂHINDAKİ YERİ GÜNAHIYLA SEVABIYLA VARDIR. Çağrısının benzerini,
   SİZ SAYIN BAŞBAKANDAN DUYMAK İSTİYORUZ. Diyordu.
   Sayın Başbakana,’Tarih, bu tarihi süreçte, BARIŞI SAĞLAMAK İÇİN SİZİ GÖREVLENDİRMİŞTİR.’Diyordu.
   Sayın Başbakan, Sayın CENGİZİN, yaptığı konuşmayı, haklı, yerinde, görmüş olacak ki, kendilerine teşekkür etmiş. TUNCELİYE, gelip ayrıntılı konuşacakları sözünü vermiş.
   Sayın Yusuf CENGİZ, tarihi bir süreçte, önemli bir mekânda, önemli bir makamda, gerçekleri örtmeden, saklamadan, dürüstçe, cesurca, tarihi bir konuşma yaparak dile getirmiştir. DERSİMLİLERİN sesi olmuştur.
   Kendilerini tebrik ediyorum.