Son satıcı gazete bayim, olan büfe sahibi üzgün çaresiz, bir yüz ifadesi ile dert yandı. ‘Bakkallara, alışveriş merkezlerine, bazı büfelere, açık satış izni verilirken, biz alkol sattığımız için hafta sonları sürekli iki gün,  17 gün tam kapanmada büfemizi açamayacağız. Kapatacağız. Alkol bulunduran büyük adamların büyük işyerleri alışveriş merkezleri açık tutulurken, biz günlük kazancımızla kıt kanat geçinen dar gelirli esnafın iş yerleri kapatılıyor. Söyleyiniz hocam, bu büyük bir haksızlık değil mi. Biz nasıl ayakta kalacağız. ‘Dedi.
     Haklısınız. ‘Dedim. Bu sorun, bu alınan karar ülke çapında dile getirildi. Siyasi partiler, milletvekilleri, esnaf kuruluşları, alınan bu yasağın, yanlış bir karar olduğunu dile getirdiler.
    Ülkemiz demokrasi ile yönetilen, laik bir hukuk devletidir. Hukuk devletlerinde, kimsenin yaşam biçimine, tarzına, müdahale edilmez. Laik bir yönetimde nasıl ki kimsenin dini inançlarına müdahale edilmiyorsa, aynı şekilde özel yaşama, yaşam tarzına da, müdahale edilmez. Karışılmaz. İsteyen yasaları ihlal etmeden istediği yaşam biçimini yaşar. İstediğini yediği gibi, istediğini de içer. Kimse buna karışamaz. Alkol hiçbir demokrasi ile yönetilen hukuk devletinde yasak değildir. Demokrasi ile yönetilen bizim ülkemiz de de yasak değildir. Bu güne kadar, hiçbir zaman dini kutsal bir ayda, alkollü içkilere bir yasak getirilmedi. Alkol almak, kişisel bir tercihtir. Müdahale edilemez.
    KORONA gerekçesi ile yasak koymak, hukukla, demokrasi ile bağdaşmaz. Kaldı ki alkol karışımı kolonya, dezenfektanlar nasıl koruyucu ise alkolün de CORONAYA karşı, dezenfekten koruyucu olduğu söylenmektedir.
    Zafer Gündoğan, Tunceli’de çevresinde tanıdık sempatik bir yüz, Geldi. Heyecanlı bir haliyle,’ Hocam, bizim büfe, hafta sonları gibi büyük kapamada 17 günde kapalı olacak. Ben evde ne yapacağım. Deli olurum. Babamla köye gitmek istedik. Köyde de su sıkıntısı var. Kala kaldık. Kitap okuyamıyorum. Bütün gün evde televizyon izlemek, yatmak zor olacaktır.’ Diyordu.
  Kapanma öncesi, sokaklar, ellerinde yiyecek içecek poşetlerle dolu insanlarla dolmuştu. Hemen herkes koşuşturma içindeydi. Sanki bitecekmiş gibi. Alış veriş merkezlerine yoğunluktan girilmiyordu. Zavallı, soyu tükenmekte olan bakkallar, bu kapanmadan umutluydular. Uzağa alışveriş merkezlerine gidemeyenler onlara gelir umudu içindeydiler.
   Bu güncel konuları konuşurken, bizi dinleyen arkadaş, gülümseyerek, ’izin verirseniz, geçen Pazar yaşadığımızı anlatayım. Hanımla köye gittik. Kalabalık bir ortamda bulunduk. Çokta yorulduk. Eve gelir gelmez, hanım, Almanya’dan gelen viskiyi aç birer duble alalım. Hem yorgunluğumuzu giderir. Hem de bizi  CORONADAN korur. Dedim. Hanımın getirdiği viskiden birer duble aldık. Yorgunluğumuzu giderdi. CORONADAN DA koruyacağına inanarak rahatladık’ Dedi.
   Hep birlikte güldük.