Çalan telefonumu açtım. “Yurt dışından, Almanya’dan arıyorum. Adım İsmail Gültekin, sizin yazılarınızı okuyan bir okurunuzum. Sizin yazılarınızla Dersim’de olup bitenler hakkında bilgi sahibi oluyorum. En çok da doğa için yazdığınız yazılar daha çok ilgimizi çekiyor. Hocam sizden bir ricamız var. MUNZUR DOĞAL YAŞAMI KORUMA DERNEĞİNE, başkanı Haydar ÇETİNKAYA’YA selamımızı iletin. Doğa gezilerine, onlarca araba, yüzlerce insanla gitmesinler. Çok insan çok adım, doğayı tahrip eder. Yavrulama mevsiminde stres içinde olan canlıları korkutur. Küçük gruplar halinde gitsinler. Bir başka isteğim. Doğaseverler, Bizim doğamızda bulunan endemik türlerden ters laleyi, söküp bahçelerinde dikmesinler. Bıraksınlar. Doğanın zenginliği, doğada kalsın” diyerek DFERSİM Doğasının korunmasını istedi.
  Yurt dışından arayan İsmail benim okuldan, meslekten, çok yakın arkadaşımın oğluydu.
   Doğanın, DERSİM Doğasının, korunması için dayanışma içinde olacağımız bir Doğaseverle tanışmak beni ayrıca çok sevindirmişti.
   MUNZUR DOĞAL YAŞAMI KORUMA DERNEĞİ’NİN, kurucusu, başkanı Haydar ÇETİNKAYA’YI, aradım. Gurbetçi doğaseverin, selamlarını, duyarlılıklarını, ilettim. Bir doğaseverle tanışmak onu da sevindirmişti. “Arkadaş haklı. Biz, dernek üyeleri de bu mevsimde doğaya zarar veririz diye doğa gezilerine çıkmıyoruz. Doğa gezilerine çıktığımızda, üyelerimize, katılımcılarımıza, doğanın güzelliklerini tanıtıp, doğayı koruma bilincini kazandırmayı çalışıyoruz” dedi.
   Telefondaki konuşmamızdan kısa bir süre geçmemişti ki, Haydar ÇETİNKAYA hızla iş yerime geldi. Heyecanlıydı. Kızgındı.
   “Hocam, bu kadar duyarsızlık olmaz. Bu yapılanlar, doğayı, yaşamı, kirletmektir. Zehirlemektir. Günümüzde en büyük suçtur. Bu suçu bir belediye, bir karakol işlerse, daha büyük suçtur. Pülümür Belediyesi, çöplerini Pülümür Çayına dökerek, Pülümür Suyunu, kirletmiş, suda yaşayan canlıların yaşamını, Vadiyi, vadideki bütün yaşamı, tehlikeye atmıştır. Aynı suçu, Jandarma Karakolları da işlemektedir. Karakolların, etrafı, bir çöplük gibidir. Karakollar, bütün çöplerini, doğayı kirletmeyecek şekilde zararsız hale getirmenin yerine, kolayını seçmişler, karakolların etrafına, doğaya saçmaktadırlar. Bu kirliliği, komutanların görmemesi, gerekli uyarıları, yapmamaları, ayrıca bir eksikliktir. Sayın Alay Komutanımızın, bu konuda bilgi sahibi olduktan sonra gerekli duyarlılığı göstereceğinden eminiz. Vadiyi bir başka kirletenler, Pülümür Suyu, kenarındaki çay bahçeleri, lokantalardır. Onlarda, gerekli hassasiyeti gösterip, sorumluluklarını, yeterince yerine getirmemektedirler. Biz, Doğal Yaşamı Koruma Derneği olarak, doğayı kirletenlerin takipçisi olacağız. Gerekli hassasiyeti göstermeyenler, sorumluluklarını yerine getirmeyen kişi ve kurumlar hakkında yasal işlemlerin yapılmasını da isteyeceğiz. Doğamızın kirletilmesine izin vermeyeceğiz” diyerek tepkilerini dile getirdi.
   Haydar Hoca, bu feryadını, sağlıklı yaşamın yongası, doğa için, insanlık için yapmaktadır. Günümüz insanı, hepten Haydar Hoca gibi doğanın koruyucusu olmalıdır, Çağımızın, günümüzün,  insan tanımı, budur.
  Haydar Hocanın feryadı, insanlığın feryadıydı.
  Onu alkışlıyorum.
   Fikri TAŞ