1972 İTÜ Makina mezunuyum.

O sene, 6000 çalışanı olan Gölcük Tersanesinde Makina Dizayn Şefliğinde sivil mühendis olarak göreve başladım.

Henüz 21 yaşındayım.

Yedek subaylığımda dört aylık Yassıada deniz yedek subay okulunu tamamlarken; tam o gün asteğmen rütbesi takacağımız zaman 1974 Kıbrıs Barış Harekatında muhtemel hasar alacak savaş gemilerimize teknik destek vermek üzere acilen Makina Dizayn Şefliğinde askeri görevime döndüm.

Adatepe gemimizin hasar aldığı acı haberi üzerine tüm hazırlıklarımızı yaparak askeri helikopterle Mersin’e gitmek üzere talimat bekledik.

Bu üzücü açıklamadan sonra gelelim Tersanedeki esas görevime.

Tersane içerisinde mevcut onlarca fabrika; sonradan Kıbrıs Barış Harekatına katılan helikopter pistli Berk ve Peyk savaş gemilerinin sıfırdan inşaatı; bilahare ilk denizaltımız Atılay’ın, o dönem Cumhurbaşkanımız Fahri Korutürk tarafından kızağa konulması ve Amerika’dan konserve Tınaztepe, Adatepe ve fabrika gemilerimizin hizmete hazır hale getirilmesinde ciddi sorumluluklar aldım.

İlk defa, denizaltının kızak üstüne alınarak aylar süren tepeden tırnağa bakımının yapılmasında ve bakım sonrası dalış testinde bizzat denizaltı içerisinde bulundum.

Atamızın yatı, sonraları okul gemisi olan Savarona’nın komple revizyonunda, gemi çarkçıbaşısı Binbaşı Ajlan Meray’la hizmette bulundum.

Hurdaya ayrılan Başiskele askeri alanda demirli bulunan İnönü denizaltısı hurda fiyat tespitinde;

Galvono Plastik fabrikası kaplama kazan ünitelerinde, kaplanacak malzemelerin hız ayarlamasını yapacak dairesel elektrik motorundan hareket alan doğrusal hareket düzenini Kimya Mühendisi Müfit üsteğmenin teknik verileri doğrultusunda proje ve uygulamasını;

Fabrika içi ve gemilerde uygulanacak kaynakların elektrot seçimlerinde;

senelerin tecrübesi bölümüme bağlı resimhane şefi Ali Diker’le, onlarca, yüzlerce projeye imza attık.

Deniz Kuvvetlerinin, tersanemiz ve gemilerimiz dahil her türlü makina teçhizat, alet, edavat alımlarında ihale teknik şartnamelerinin hazırlanmasını yaptım.

40 tonluk liman yürüyen vinçler, saya dikiş makinaları dahil.

Kıbrıs Barış harekatı sonra AB’inin uyguladığı ambargoyu kendi üretim imkanlarıyla delmek tüm çalışanlarımızla tek vücut, vatan borcumuz olarak çok emek verdik.

Yedek parça eksikliğinden hareket kabiliyetini kaybeden, o dönem dokuz adet olduğunu tahmin ettiğim denizaltılarımızın özellikle döküm parçalarını; bu projelerden bir tanesi denizaltı su altında seferdeyken motor soğutucu ünitelerinin devasa kapaklarını, arişivimizden zor şartlarda tespit ettiğimiz mikro filmlerden yararlanarak inanın onlarca bıkmadan usanmadan dökümünü yaparak başarmamız en büyük gururumuzdu.

Benim dönemden önce bir Ermeni asteğmenimizin başlattığı dağ yığını gibi biriken denizaltı akü kurşunlarının geri dönüşümünü sağlayacak olan; o zamana kadar çalıştırılmasında başarılı olunamayan döner kurşun eritme fırını; Tersane komutanımız Yüksek Mühendis Tümamiral Nejat Tümer talimatıyla çalışır hale getirilmesini sağladık.

Kusura bakmayın.

Bu yazımda hep ben, ben dedim.

Yazının gelişi sanki egomu ön plana çıkarmış oldum.

Esasında bu yapılan çalışmalarda ben hiçbir şey değildim.

Başarılarımız, asırlık tersanemizin yüksek teknik birikimi ve her birbirinden değerli çalışma arkadaşlarımın katkılarıyla olmuştur.