Eğitim öğretimde eşitlik varmış. Kim demiş. Hepsi yalan.’ Bunu diyen Mazgirt İlçesinin bir köyünden yoksul bir köylü. Köylerindeki okul kapatılmış. Okuyan çocukları, taşıma usulü ile yakın sayılacak merkez okullara taşınarak eğitim görüyorlarmış. Anlattığına göre ‘geçen yıldan beride çocuklarımız evde. Gittikleri okulda kapalıymış. Öğretmenler yok. Sadece Müdür varmış. Evde eğitim diyorlar. Hocam, köydeyiz. İnternetimiz yok. Alacak gücümüzde yok. Nasıl olacak bu iş. Şehirdeki çocuğun interneti de, var. Kapısının önünde okulu da var. Hani, eğitimde eşitlik nasıl sağlanacak. Hocam Vallahide eşitlik yok. Bill ahide eşitlik yok. Tamamen yalan. ‘Dedi. Kızgınlıkla çıkıp gitti.
  Bir eğitimci olarak bu eşitliğin olmadığını, köylü vatandaşın söylediği gibi bende biliyordum.
  Özel okulların, kursların, açılmadığı yıllarda, eğitim sadece devlet okullarında verilen eğitimdi. Zengin çocuğu da, fakir çocuğu da, aynı okullarda aynı sınıflarda, aynı öğretmenlerden, eğitim alırlardı. Okulun dışında eşitlik olmasa da, okulda eşitlik vardı.
    Üniversite sınavlarına da, fakir, zengin çocuğu, özel ders alanların dışında, yakın eşitlikte girerlerdi. Önemli fakültelere, zenginin yanında, fakirin çocuğu da girerdi. Bitirip hâkim, doktor. Kaymakam, vali, öğretmen, subay olurlardı Ülke yönetiminde görev alırlardı. Bugünün kıdemli yöneticilerinin, çoğunluğu, fakir çevrelerden gelip okuyup devlet katında yönetici olanlardır. Fakirin, yoksulun halinden anlayan yöneticilerdir. Hizmetleri, muameleleri daha insani, daha adildir. Parası, torpili adamı, olanlardan yana tavır almazlar. Devlet hizmetlerini, halktan yana daha adil yapanlardır.
    O, yıllarda Üniversiteyi bitirenlerin çoğunluğu, fakir köylü çocuğu ile zengin olmayan aile çocuklarından olurdu.60, lı,70,li, yıllarda, Ankara’nın, İstanbul’un ünlü Üniversiteleri, okumaktan başka seçenekleri olmayan Tuncelili öğrencileriyle doluydu.
    Şimdilerde, seçkin üniversitelerde okuyanların çoğunluğunu, özel okullarda, seçkin liselerde, okuyan, ayrıca paralı kurslara katılan, zengin aile çocukları ile şehir imkânlarından yararlanan ailelerin çocukları oluşturmaktadır.
    Ülke nüfusunun en az yarısını, yarısından fazlasını oluşturan köylülerin çocukları, paralı zenginlerin çocuklarının sahip oldukları imkânlara sahip olmadıklarından, özel okullara, kurslara gidemediklerinden düzenlenen yarışlarda, eşit yarışamamaktadırlar. İstedikleri üniversitelere girememektedirler. Giremedikleri içinde gelecekleri yoktur. Yıllardır, süren bu eşitsizlik, giderek büyümektedir. Üniversitelerin, seçkin, geleceği olan bölümleri, ünlü liseler, yoksul aile çocuklarına, köylü çocuklarına,  adeta kapatılmıştır. Gelecek, ülke yönetimi, zengin aile çocuklarına açık. Fakir, yoksul, ailelerin çocuklarına kapalıdır.
    Gazete yerime gelip oturan ilin zenginlerinden bir arkadaşım, Ortaokula başlayan torununu özel paralı kursa yazdırmıştı. ‘Acelesi neydi. Kurslar erken değil mi. ’Dedim.’ Hayır, hazırlıklı olmalıdır. Dedi. Köylü çocuğu bırakın paralı kursu, uzaktan normal eğitimi alamamaktadır.
    Hani eğitimde eşitlik vardı.
    Köylü haklı.
    EŞİTMİŞ. HAYIR.