3 Aralık günü bütün dünyada kutlanan ENGELLİLER GÜNÜ, yılın en anlamlı günüdür. Çünkü bu gün, yalnız birilerinin bir gurubun, bir tarihin, günü değil bütün insanların ortak günüdür.
  Geçmişte bu anlamlı, önemli gün,  kutlanmadığı gibi, bilinmezdi. Önemsenmezdi. Engelli insanları da kimse tanımaz, önemsemezdi. Hatta çocuklar, bazı insanlar tarafından gülünç bulunurdu.
   Dünya döndükçe, diyalektik olarak her şey dönüşümü yaşadıkça, insanlar uygarlaştıkça, kendilerinin de birer engelli adayı olduklarının farkına vardıkları zaman engellileri görebildiler.
   Engelliler, doğuştan veya sonradan, hastalık ve ya kaza sonucu bedensel zihinsel, ruhsal yetilerini kaybetmiş kişilerdir. Bizler, bütün insanlar da her an her zaman bir kaza sonucu veya hastalık sonucu sakatlanabiliriz. Sağlıklı tanıdığımız insanlar karşımıza engelli olarak çıkabilirler. Hemen hepimiz buna şahit olduğumuz hayatın içinde bir gerçek. Onun için hepimiz, bütün insanlar, trafik terörünün, salgın hastalıkların kol gezdiği günümüz dünyasında, birer engelli adayıdır.
   Onlar, bizlerle birlikte hayatın, yaşamın içindeler. Onlarla yaşamı paylaşırken, onları anlamalıyız. Onlara engelli gibi değil, engelsiz, arkadaş, gibi, bizlerden biri gibi sevgiyle yaklaşmalıyız. Onlar için sevgi Engelsizliktir.
  Engellilerin, yalnız bir gün değil, her gün farkında olmalıyız. İnsanlığın bir tarifi de budur. Engellinin her zaman farkında olmak. Ona, her zaman, sevgi vermektir.
  Yaşamda önemli olan GÖRMEK, DUYMAK, YÜRÜMEK duyguları, ne demektir. Gidip engellilerden sormak lazım. Çünkü bu yaşamsal önemli duyguları en iyi onlar bilirler.
  Onları gördüğümde, onlara borcum varmış gibi kendimi hissederim. Onların yaşamları, yakınları ile beraberlikleri gözümün önünde canlanır. Bir başka severim onları. Yakınlarını.
   Onları gördüğümde bazen duygu seline kapılırım.
   Onlara, bir yakınım gibi sarılmak isterim. Onların istediği candan sadece  sıcak bir sevgidir.
  Nasılsa hepimiz, onlar gibi engelli olmaya adayız.
  Hayat bu. Neyi getireceği önceden bilinmez ki.
  Dört tane engelli çocuğuna hayat boyu, yaşamını adayan, sevgisini veren, yaşamlarını kolaylaştırmaya çalışan eli öpülesi anneye, insanlık adına teşekkür ediyorum.
   Onların yaşamlarını, kolaylaştırmak için, bizler de üstümüze düşeni yapmalıyız.
   Yalnız engelliler haftasında, gününde, değil,
   Her zaman.

  
    +    +    +
 ÇOK İYİ OLDU.
   Trafikte yayalara, öncelik tanıyan düzenlemeler, çok iyi oldu. Giderek artan yoğunlaşan trafik araçları, giderek daralan yollarda, trafikte, kazalara yol açmaktadır. Bu kazalar, büyük oranda, yaya geçitlerinde olmaktadır. Bu geçitlerde, yayalara düzenlemeyle, yasal olarak öncelik tanımak, kazaları büyük ölçüde önleyecektir.
    Uygar ülkelerde, gidip gördüğümüz Avrupa’da, trafik sorunu, toplumsal yaşamı bizimki gibi tehdit edecek boyutlarda değildir. Orada trafikteki sürücüler kadar yayalar da trafik kurallarını bilen uygar insanlardır. Beklenmeyen, kazaların dışında trafik kazaları, günlük haber bültenlerini, gazete sayfalarını işgal edecek, dolduracak kadar yoktur.
   1974 yıllarıydı. Almanya’ya gitmiştim. Misafir olduğum için özel araçları ile bol bol gezdiriyorlardı. Almanya’da en çok dikkatimi çeken gözlemlerimden biri de trafik kurallarına, eksiksiz uymaktı. Arabaya binen şoförün ilk işi, emniyet kemerini bağlamaktı. Ben bunu ilk kez görüyordum. Yolculuk boyu trafik kuralları hep dikkatimi çekmişti. Şimdilerde şoför koltuğuna oturduğumda Almanya’daki emniyet kemer izlenimimi hatırlayarak kemerimi takarım. Yoksa muhtemelen yine kemer takmayı unuturum.
    Ne kadar araba yoğunluğu olursa olsun. Yollar ne kadar yetersiz olursa olsun. Trafik kurallarına, yasalarda belirtilen yeterliliklere uyulduğu sürece, trafik kazaları büyük ölçüde önlenmiş olur.
   Çok sevdiğim Öğretmen arkadaşımı, Atatürk Mahallesi’nde karşıdan karşıya geçerken, otomobilin çarpması sonucu kaybetmiştik. Ülke çapında trafik kazalarında büyük ölçüde kayıplar, karşıdan karşıya geçişlerde yaşanmaktadır.
   Çarşı merkezde, zaman zaman, Ziraat Bankası yanındaki yaya geçişlerindeki yeni uygulamayı, kaldırımda izlerim. Çoğunlukla sürücüler, yavaşlayarak yaya geçidine yaklaşırken, bazı sürücüler, kendileri beklemez. Yavaşlamaz. Yayaların,  beklemesini isteyerek eski alışkanlıklarını sürdürürler. Bazıları da bekledikleri için olumsuz el sallarlar. Yine de büyük ölçüde, yayalar, güvenli bir şekilde korkusuzca otomobillere, bakarak karşıdan karşıya geçerler.
   Emniyet Müdürlüğümüzün trafik ekipleri her zaman olduğu gibi nezaketli uygulamalarını, görevlerini sürdürmektedirler. Şehir merkezinde keyfi sürat yapan sürücülere göz açtırmazlarsa,
    Şehir içi daha güvenli olur.