Doğa, yaşamın, bütün canlıların anasıdır. Bütün canlılar, onunla yaşam bulur. Hayat bulur.
   Doğa yalnız, topraktan, sudan, dağdan, ovadan, ormandan, meydana gelmemiştir. Doğa, üstündeki barındırdığı, canlılarla bir bütündür. Tanımdır. Onu emsalsiz güzel yapan, zengin kılan, üstündeki canlılardır.
   Doğa ünlü bir ressamın, yaratıcının, emsalsiz tablosudur. Eseridir. Bütün renkleri o tabloda görürsünüz.
  O, emsalsiz tabloyu korumak ta insanların öncelikli görevi olmalıdır. Onu korumak yaşamı, insanlığı, kendimizi korumaktır.
  Hala insanlığı süsleyen bu erdemlere sahip olmayanların varlığı, Doğanın kendi yaşam kaynağı olduğunu bilmeyenler, doğaya saldırmaya, kıymaya devam etmektedirler.
   Bu saldırılar, dünyanın her yerinde yapıldığı gibi DERSİMDE DE yapılmaktadır. Bu saldırılardan katliamlardan dolayı, doğayı süsleyen zenginleştiren bazı canlı türleri yok oldu. Bazı türlerde yok olmak tehlikesi ile karşı karşıya kaldılar.
  İnsanı, insan yapan erdemlere sahip olmayanlar, Doğayı katletmeye devam etmektedirler.
   Üstündeki türlerle zengin bir doğaya sahip DERSİMDE bu katliam özellikle bu mevsimde hala sürmektedir. Doğayı korumakla görevli kurumlar, sivil toplum örgütleri olmasa, bu insanlıktan nasibini almamış bencil sadist, doğa katilleri doğaya acımasızca kıymaya devam edeceklerdir. Bıraksalar, bu doğa katilleri, kısa bir zamanda zengin DERSİM doğasında uçacak kınalı, kaçacak dağ keçisi, bırakmayacaklardır. Kahramanlıklarını ispatlamak için yarışırcasına katledeceklerdir. Avlayacakları dağ keçileriyle kahramanlıklarını, katilliklerini, sergileyen boy, boy resimler çekerek övüneceklerdir.
   Katlettikleri dağ keçilerinden kavurma yapıp kış boyu zıkkımlanacaklardır. DERSİM Doğasına özgü, doğanın zenginliği, kınalıları, soyunu kesecek kadar katletmek isteyeceklerdir. Çevre illerden Elazığ’dan Erzincan’dan gelen doğa katilleri de, Çemişgezek, Pertek, Hozat, Pülümür ilçelerinde katliam yapacaklar. Katledecekleri kınalıları götürüp Elazığ’da, pavyonlara satacaklardır.
   Bir başka doğa katilleri, Diyarbakır’dan, Mersin’den, başka illerden gelip yılbaşı sofralarında meze yapmak için katletmek isteyeceklerdir.
   Onun için bu konuda kendilerine yetki verilmiş yetkililere, jandarmaya, karakol komutanlarına, köy muhtarlarına, çağrıda bulunuyorum. Yaşamın can damarları doğayı katletmek isteyen doğa katillerine izin vermesinler.
  yazi_ic-004.jpg DOĞAYI KORUMA VE MİLLİ PARKLAR ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ, bu konuda üstüne düşen sorumluluğu eksiksiz yerine getiren önemli bir kurumumuzdur. Bu kurumun yoğun denetimi olmasa doğa katilleri doğayı acımasızca katletmeye devam edeceklerdir. Kurumun başındaki şube müdürü ALİ HAYDAR GÜRSÖNMEZ, doğa hayranı, doğayı seven bir doğaseverdir. Yeterli personeli, araç gereci olmamasına rağmen yıllardır sürdürdüğü bu yoğun çaba sayesinde doğamızda nesli tüketilmek üzere olan kınalılar, yeniden yaşam bularak çoğaldılar. Doğa katillerinin katliamları ile sayıları azalan dağ keçilerinin sayısı giderek arttı.
   Aynı duyarlılığı, sorumluluğu, duyan, yaşamı, doğayı seven, doğa bilinci olan herkes, bu yaşam konusunda üstüne düşeni yapmalıdır. Gördüğü yerde, müdahale etmeli, yetkililere bildirmelidirler.
  Hafta sonu köydeydim. Çevremde kınalıların ötüşleri hafta sonunu, renkli kılan beni sevindiren güzellikti.
  Bu güzellik fazla sürmedi, komşu köyün kırsalından silah sesleri geliyordu. Çevremdekilere sordum. “Avcılar. Keklik avlıyorlar” dediler. Hafta sonu sevincim, yerle bir olmuştu. HAYDAR Beyi aradım. Adresi verdim. Kısa süre sonra bana dönen Haydar Bey, “Ekipleri verdiğiniz adrese gönderdim” dedi. İkinci günde arayarak, “Ekipler muhtarla görüşmüşler. Muhtarı uyarmışlar. Sende bizim gibi yetkili ve sorumlusun. Kaçak avcılar hakkında gerekli işlemleri yapıp tutanak tutabilirsin “diyerek, muhtarı uyarmışlar. Bilgilendirmişler.
   DOĞAYI KORUMAKLA GÖREVLİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ, doğayı koruma görevini eksiksiz yapmıştı.
   Darısı, diğer kurumların, başına,
  +  +  +
  KONT KAYIP
   ARYANIN, RONYANIN, ROŞFERİN, DENİZİN,  oyun arkadaşı, dostuydu. Bağın, yaz mevsiminde bağda kalan Muhabbet Hanımın korumasıydı.
   Yaz mevsimi sona erip, bağda kimse kalmayınca, Onu da PAH köprüsündeki YÜCELİN Yerine getirmiştik. Geçen yılda orada kalmış. Kışı geçirmişti. Her Pazar cümbür cemaat oraya koşardık. Torunlar, saatlerce oynar, Kontla bir arada olmanın keyfini çıkarırlardı.
   Bu yılda oranın hayalini kurmuş. Planını yapmıştık. Torunlar, hafta sonlarını, KONTLA geçirmeyi iple çekeceklerdi. 
  Bu hafta sonunu da heyecanla bekliyorlardı. Onları üzen kötü haberi aldık, KONT, kaç gündür kayıpmış.
  KADİR MERKİTLE, atladık. Gittik. Her zaman gittiğimizde bizi koşarak karşılayan, ön ayakları ile omzumuza atılan adeta bizimle sarmaş dolaş kucaklaşan KONT yoktu.
   Yol boyu konaklama yerlerini tek, tek buluruz umudu ile gezdik. Yoktu.
  Resmen birileri, organizeli bir şekilde onu kaçırmıştı. Kolay kaçırılacak biri değildi. Buna izin vermezdi. Mutlak organizeli bir şekilde, yardım ve onayla kaçırılmış olmalıydı.
   Onu, ne yapıp, yapıp bulmalıyız. Onu için bütün okurlarımdan dostlarımdan, hatta doğayı koruyan denetleyen ekiplerden de yardım bekliyorum.