Acılar yüklenmiş bir halkın görüntüleri geçiyor gözlerimden. Yıkılmış evleri, feryatları, kışın buz kesen havası kadar bedenime işliyor. Sokaklar acılı feryatlara emanet. Yılların anıları yıkılan duvarlarla kum tanelerine karışmış, kocaman bir yalan olmuş gibi. Geriye toprağa emanet edilen yakınlarının en son bakışları, kelimeleri ve dokunuşları kalmış sanırım. Depremin soldurduğu anılar ve ölümlerin içimizdeki izleri, adeta mevsimin beyazında, karalar bağlamıştı yüreklerde…

Yaşam öyle acılar tattırır ki insana, nice hüzünler düşürür yüreklere. Nice mevsimler eskitir yüreklerde. Tarifi bile, bir acı, bir ok gibi saplanır bütün yaşamamıza. Belki unutulur, kader diye, doğanının bir oyunu diye. Ama bazen de bu yaşanan acılar sığmaz yüreklere, yüreklerden geleceğe taşınır, söz olur, şiir olur, türkü olur ve hep yaşanır olunur. Oysa biz doğanın kabaran öfkesini görmezden geliyoruz. Etrafımızda solan çiçeklerin acıları yüreğimize düşmeyi versin, bütün umutlarımızı acı bir çığlığa dönüştürerek haykırıyoruz, ağlıyoruz ve ömrümüz kırılıveriyor yıkılan evlerin vefasızlığında.  

Yağmurun, karın yağması kadar doğal. Rüzgârın yüzümüzü okşayarak geçmesi kadar doğal olan deprem, bizden nice canlar çalmış ve hala da çalmaktadır. Türkülere-destanlara ve öykülere konu olmuş bu doğa olayı, neden canavarlaşmaktadır? Binlerce hayalin, umudun peşinde koşarken, bir depremle kolumuz-kanadımız kırılıveriyor ve evsiz-yurtsuz-anasız-babasız kalıyoruz. DEPREM adı söylenirken bile, yüzümüzde beliren korku ve karamsarlığı anlatmak, yorumlamak çok zor. Neden?

Ders almıyoruz galiba, yaşananlardan ve yaşanmışlardan. Sağlıksız yapıların, sağlıksız zeminin ve umursamazlıkların kurbanı oluyoruz. Doğayla oyun oynuyoruz adeta. Ve doğa bunun hesabını bizden fazlasıyla alıyor. Bizden öncekilerden aldığı gibi. Sonrası acılar, hüzünler düşürüyor yüreğimize. Sevdiklerimizin acısıyla yüzleşerek tüketiriz ömrümüzü.

Yaşanan bu acılardan, çıkartacağımız ders; deprem bilinci. Toplumsal bir farkındalık ve bütün bunların gerçek hayata uygulanması. Sağlıklı toplum-sağlıklı yapılar ve sağlıklı bir zemin. Çünkü her gün, mavi gökyüzünün altında, yeni şeyler bizi uyarıyor. Bu acıların bir daha yaşanmaması dileğiyle, ölenlere rahmet diliyorum.