Dünyada onlarca ülkenin toplam nüfusu kadar 18 milyonluk bir nufus, kışın ortasında, tatil yapılamayacak bir mevsimde, karda kışta soğukta, 15 günlük tatile çıktı.
  Onlardan 4 tanesi de benim sonbaharda açan çiçeklerim. Ellerinde tatil belgesi sallayarak koşarak geldiler, “Bak büyük baba, hepsi pekiyi” diyerek sevinçlerini benimle paylaştılar.
  Otuz yıl, tatil belgesi karneleri ben dağıtırken, şimdilerde, Sonbahar çiçeklerine verilen tatil belgesi karnelerle yeniden muhatap oldum.
   Karnelerdeki başarılarından dolayı, büyükten küçüğe, DİLANI, RONYAYI, ROŞFERİ, DENİZİ, ayrı ayrı kutladım. Onları, güzel sözlerle övdüm. Bu da yeterli değildi. Ankara’da olan DİLAN hariç,  içinde onların seviyesine uygun oyuncakların da olduğu dergilerle, onların seviyelerine uygun renkli resimli kitaplarla, yanlarında birer tane çikolata ile ödüllendirdim. Çok sevdikleri konta götürüp, sevinçlerini onunla da paylaştırdım.
   En küçükleri, “ben küçük kuşum, uçup gökyüzüne çıkacağım” diyen küçük ARYAYI, da unutmadık. Onunda eline renkli bir tatil belgesi tutuşturduk. “Bu da senin karnen, bak sende ablan gibi başarılı olmuşsun” dedik. Sevindi. “Ben de okula gideceğim. Benim de çantam olacak” dedi. Kendisine benzeyen kendisiyle konuşan bir bebek alarak onu da ödüllendirdik.
   Tatil belgesi ile ödüllendirilen küçük okullular, ellerinde belgeleri annelerinin elini tutarak, dergi, kitap, oyuncak almak için koşturarak gazete yerime gelenler de oldu. Onlara, renkli, resimli, seviyelerine uygun dergiler hediye ederek kutladım. Sevinçleri, yüzlerinde, açılmış çiçek gibiydi. Onları iyi tanıyan, bilen, onlarla 30 yıl arkadaşlığı olan biriydim. Öğretmendim.
  Hayatımda ilk tatil belgesi karneyi, yedi yaşında, köyümüzden, 4 kilometre uzaklıkta, pantolonsuz, beyaz donla, gittiğim köy okulunda almıştım. Karneme bakan bir üst sınıftaki abilerim, “Zayıfın yok. Hal Ve Gidişinde pekiyi” demişlerdi. Karlı soğuk kış gününde, boynuma asılı bez çantamla, soğuktan, kardan, donan beyaz donuma, lastiğin içinde donan ayaklarıma, aldırmadan, köye koşmuştum. Okuma yazması olmayan annemle, babama karnemi göstermiştim.
   Geleceğimizi şekillendiren bu okullular, bir ülkenin, geleceğe en büyük yatırımıdır. O yatırımın, başarılı olmasında, başta devlet olmak üzere, velilerin, öğretmenlerin, payı büyüktür.
   Devlet, çağa yakışır, uygar bir toplum, uygar, sağlıklı bir nesil yetiştirmeyi hedeflerken, bu hedefi gerçekleştirmek için, veliler, okullar, öğretmenler de, üstüne düşeni yapmalı, çocuklarını, örgencilerini, çağın uygar insanı olarak yetiştirmelidirler. Ne demişler, “ağaç yaş iken eğilirmiş.”
   Milli Eğitim Müdürümüzün, dediği gibi, ailelere, velilere çok iş düşmektedir. Anne, babalar, çocuğu ile iletişim kurmalı, çocuğunu iyi tanımalı, her bireyin kendine özgü farklılığı olduğunu bilmeli, çocuğunun da farklılığını, bilerek, tanıyarak, onunla iletişim kurmalı, beklentiler, içinde olmalıdırlar.
  Adı üzerinde, yarıyıl tatili, Öğrencilerin, belli bir eğitim dönemi sonrası, dinlenmeleri için düzenlenen bir tatildir. Öyleyse okullu çocuklar, kendileri için düzenlenen bu tatilde, ödevsiz, ödev yapmadan, dinlenmelidirler. Oynamalıdırlar. Çocukluklarını, çocukça yaşamalıdırlar.
  Geçmişte, öğretmenlik yıllarımda, bu günkü kadar, gelişmiş bir eğitim seviyesi yoktu. Toplum, çocukları ile bu günkü kadar ilgili, alakalı, değildi. Hatta “eti benim kemiği senin gibi” bir ilgisizlik söz konusuydu. Öğretmen, eksikliklerini, başarısızlığını gidermek, için tatilde örgenciye verdiği ödevlerle, tatil Yaptırmazdı. Dinlenmesine izin vermezdi.
   Umarım, bugün o öğretmenler, yoktur. Çocuklara, tatilde yapmaları için ödev veren öğretmen yoktur. Hala tatilde yapmaları için ödev veren öğretmen varsa, o, bu çağın öğretmeni değildir. O,eskinin geri kalmış, öğretmenidir.
   18 Milyonun, tatilinde onlar gibi bende büyük keyif alacağım. RONYAYLA, ROŞFERLE, DENİZLE, sık, sık bir araya geleceğiz. Onlarla oyun oynayacağım. Onların heyecanlı anlatımlarını dinleyeceğim. Sevinçlerini paylaşacağım. Birileri, Palandökende, Uludağ’da tatil yaparken bende Sonbahar çiçeklerimle, kuş olmak isteyen ARYA ile DERSİMDE, okullu, yarıyıl tatilinin tadını çıkaracağım.
  +   +   +
  ÖZEL KALAN İLKÖGRETİM OKULUNUN BAŞARISI
    Şehirdeki bilboardlar da başarılarını, afişlerle sergileyen Özel Kalan İlk Öğretim Okulunu bir eğitimci olarak bende merak ettim.
   Eğitimin parayla satın alındığı, özel okullar, Üniversiteler, zenginlerin, paralıların, okulları olduğu için, eğitimde eşitsizliğe yol açtıkları için, karşı olduğum öğretim kurumları, okullardır.
   Devletin okullarında, eşit şartlarda çocuklarını yarıştırmayan paralılar, çocuklarını özel okullarda, özel hocalarla eğitim aldırarak yetiştirirler. Onların çocukları, önemli mesleklerin temsilcileri olup, yaşamda, ülke yönetiminde de söz sahibi olurken, çoğunluktaki parasız fakir aile çocukları, kabiliyetli, zeki de olsalar, bu hakkı elde edemezler. Bir yerlere gelemezler. İkinci sınıf bir vatandaş olarak İstihdam edilecek işsizler ordusuna, katılırlar.
  Dahası ülkemizde büyük ölçüde yayılan, eğitimde büyük payı olan özel okullar, beli taraflı, ideolojik eğitimle de Cumhuriyetin, laik, çağdaş, yüzünü, değiştirmeyi, hedeflerler.
   Özel Kalan İlköğretim Okulu, Modern eğitim öğretimi ile özelde ülke çapında, düzenlenen sınavlarda büyük başarılara imza atmış, özel bir okulumuzdur. Özelde olsa, ayrıcılıklı da olsa, başarısı bizleri de sevindirmiştir.
   Okul yönetiminden merak ettiğim başarılarını sordum. Önüme koydukları liste, gerçekten büyük bir başarının listesiydi.
   Ülke çapında düzenlenen, Temel Eğitimden Orta Eğitime Geçiş Sınavında, BURCU ŞAKIR adlı, kız öğrencileri, tüm derslerden 100 puan alarak, Türkiye birincisi olurken,
   Aynı sınavda, iki örgenci Türkçeden, 5 öğrenci, matematikten,4 öğrenci, fen bilgisinden,8 öğrenci, inkılâp tarihinden,9 öğrenci, İngilizceden,18 öğrenci, din kültüründen, 100 puan alarak, büyük başarı sergilemişlerdir.
  Okulun birinci dönem not ortalamalarının, yüksek olması başarı seviyesini büyük ölçüde artırmıştır.
  Sahibinin bir eğitimci olmasının payı da bu başarıda büyük olmuştur.
  Devletin resmi okullarından emekli öğretmenlerin yönetimindeki Özel okulun, başarılı olması, ayrıca dikkat çeken, övgüye değer, bir başarıdır.
   Kendilerini kutluyorum.   
  
    Fikri TAŞ