SES Dersim Şubesi tarafından 21 Aralık 2022 tarihinde Tunceli Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde kadrolaşma, baskı ve sürgün olduğu ileri sürülerek tepki gösterildi ve basın açıklaması yapıldı. Açıklamanın ardından kurum, 5 çalışanı Pertek ilçesine sürgün etti. SES Dersim Şubesi sürgünlere tepki göstermek için kurumun önünde toplandı ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Emek ve Demokrasi Platformu ve siyasi parti temsilcileri de destek verdi.

Güvenlik güçleri, kurum önünde yapılmak istenen açıklamaya ‘uygun değildir’ gerekçesiyle izin vermezken, kurumun önüne barikat çekti. Kurulan barikatın önünde gerçekleştirilen açıklamada, “Sosyal Hizmetlerde, Siyasi Kadrolaşmaya, Baskı, Sürgün ve Mobbinge Hayır!” pankartı açıldı.

SES MYK Üyesi ve Eş Genel Başkanı Gönül Adıbelli, sürgünlerin hukuksuz olduğunu belirterek “Burada 5 arkadaşımız sürgün edildiler. Onlar bu ihtiyaca binaen yapıldı deseler de biz diyoruz ki bunun adı sürgündür. Çünkü bu arkadaşlarımız SES üyesi ve bu arkadaşlarımız bir açıklama yaptıktan sonra sürgün edildiler. Bu bir tesadüf değildir. Ya da ihtiyaca binaen değildir. Hiçbir zaman hukuksuzluk ve adaletsizliğe göz yummadık. Bundan sonra da göz yummayacağız” dedi.

KESK MYK Kadın Sekreteri Döne Gevher ise, hükümetinin baskıcı uygulamalarına tepki göstererek, “Sosyal hizmet alanı sağlık, kamusal hizmet alanı her geçen gün özelleştirilerek, elimizden alınarak, sermayeye peşkeş çekilerek; iktidarın arka bahçesi haline getirilmeye çalışılan uygulamaya karşı KESK her dönem mücadele etti. Bu dönem de mücadele etmeye devam edecek” ifadelerine yer verdi.

SES Dersim Eş Başkanı Serap Kahraman’ da hazırlanan basın metnini okudu. Kahraman konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Tunceli Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde İl Müdürü Ali Ekber YURT’un, il müdür yardımcılarının ve kurum idarecilerinin çalışanlara yönelik yaptığı baskı, mobbing ve sürgünler sebebiyle SES Dersim Şube Yönetim Kurulu olarak aldığımız sendikal eylem kararı doğrultusunda SES Dersim Şubesi üyeleri tarafından 21.12.2022 tarihinde kurum önünde yapılmak istenen basın açıklamasına yüzden fazla çevik kuvvetin müdahalesi ile engel olunmuştur.

Bildiğiniz gibi basın açıklamamızın Tunceli Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü önünde yapılmasına izin verilmemesi üzerine açıklamamızı izin verilen SES Dersim Şubesi önünde gerçekleştirdik. Yapılan basın açıklamasında sorunlarımızı en açık şekilde dile getirip, haklı taleplerimizi bir kez de kamuoyu ile paylaştık ve Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde siyasi kadrolaşmaya, baskı, mobing ve sürgüne hayır dedik.

Açıklamamızın hemen ertesi günü eyleme katılan (3 Psikolog, 1 çocuk eğiticisi ) 4 arkadaşımızın naklen tayin şeklinde talepleri olmaksızın yerleri değiştirilmiştir. Bir kaç gün sonra yine eyleme katılan 1 arkadaşımızın (VKHİ) daha talebi olmaksızın yer değişikliği yapılmıştır. Yapılan atamaların ihtiyaca binaen olduğu söylenmiştir. Ancak aynı günlerde ihtiyaç duyulduğu için Pertek ilçesine gönderilen 4 personelin yerine 2 personel Pertek ilçesinden Merkeze çekilmiştir. Ayrıca ihtiyaç olduğu söylenen Pertek ilçesine 2022 yılı içerisinde yapılan yeni atamalardan hiç bir atama veya görevlendirme yapılmamıştır. Yapılan atamalar sendikal eyleme katılan personeli cezalandırmaya yönelik olup, adı sürgündür. Kabul etmiyoruz, ilgili kurumları bu hukuksuzluğa bir an önce son vermeye çağırıyoruz. 21 Aralık eylemimize polis ablukasıyla engel olunmaya çalışılması, hemen akabininde gerçekleştirilen bu sürgünler ve kurum içerisinde artan baskı ve mobing yaşanan durumun kara bir tablosu, açıklamamızın ise ne kadar haklı ve yerinde olduğunun adeta bir göstergesidir.

21 Aralıkta gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasının ardından gerçekleştirilen Sürgünlere karşı sendikamız bu süreci görüşerek mutabakat ile çözmeye çalışmış, bu doğrultuda Sivil Toplum Kuruluşları ve Milletvekilleri çeşitli görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda kurum il müdürü  ile görüşme talep edilmiş , ancak talebimiz red edilmiştir. Sendikamız bu süreçte yine Valilikten Randevu istemiş, vali yardımcısı ile görüşülmüş, taleplerimizin vali beye aktarılacağı söylenmiş ancak sendikamıza bir geri dönüş yapılmamıştır.Sendika genel merkezimiz Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında personel genel müdürlüğü üzerinden görüşme gerçekleştirmiştir. Genel müdürlük tarafından olumlu bir tutum sergilense de maalesef şu ana kadar olumlu bir geri dönüt alınamamıştır. Gelinen noktada sürgünlerin gerçekleştirildiği tarihten itibaren bir aya yakın bir süre geçmiştir. Maalesef Tüm çabalarımıza rağmen olumlu bir sonuç alınamamış, bu açıklamayı yapmak zaruri hale gelmiştir.

Meşru ve haklı mücadelemizi çeşitli siyasi odaklar üzerinden manipüle etmeye çalışanlar, sadece 5 arkadaşımızı sürgün etmekle kalmamış, kurum içerisindeki baskı ve mobingin de dozunu her geçen gün artırmıştır. İl müdürünün kendisi tarafından çeşitli zaman ve yerlerde, “Pülümür ilçesine de Sosyal Hizmet Merkezi (SHM) açacağı, basın açıklamasına katılan personelden geri kalanları ve Müdürlüğümüzde çalışan diğer kadrolarda görevli eşlerini buraya yollayacağı” söylenmektedir. Elbette ki ihtiyaç varsa diğer ilçelerde Sosyal Hizmet Merkezi açılmasına ne sendikamız ne de üyelerimiz karşıdır. Ama bu durumun basın açıklamasına katılan arkadaşlarımıza karşı bir tehdit aracı olarak kullanılması, ilçelerin nüfusu ve hizmet ihtiyacı göz önünde bulundurulduğunda hangi amaçla açılmak istendiği anlaşılmaktadır.

İçerideki bu baskıya karşı sessimizi duyuracağımız en temel eylem hakkımız olan, basın açıklamalarımız polis ablukası ile korku ve gözdağı ile engellenmeye çalışılmaktadır. Oysa Anayasanın 34. Maddesinde, herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir, denilir. Diğer uygulamalara bakınca ülkemizde iş yerleri ile alakalı basın açıklamaları ilgili kurumun  önünde yapılır ve her hangi bir yasaklama söz konusu değil. Hatta bu konuda Ohal zamanın'da yapılan yasaklamalardan kaynaklı Batman şubemizin açtığı dava Anayasa mahkemesi tarafından haklı görülüp şubemiz lehine sonuçlanmıştır  Bu yasaklamalara dair bölge idare mahkemesi,anayasa mahkemesi ve Avrupa insan hakları mahkemesi'nin kararları bulunmaktadır. Var olan yasaları başta devlet kurumlarının uygulaması gerekirken hukuksuz şekilde önümüze barikatlar kurulmaya çalışılmaktadır. Bir barikat kurulacaksa baskı mobing sürgün taciz olayları ile adı geçenlere kurulmalıdır.

Zorlu hizmet grupları ile çalışırken idare tarafından üyelerimize uygulanan bu zorbalık ve haksızlıklar, iş yerinde tüm idari amirler tarafından sürdürülen çalışma adaletsizliği çalışan arkadaşlarımızın motivasyonunu düşürüp iş barışını ortadan kaldırmaktadır. Buradan sorunun muhataplarına bir kez daha sesleniyoruz:

✓ Sürgünler derhal geri çekilsin!

✓ Personel arası ayrımcılığa, mobinge, keyfi görevlendirilmelere son verilsin iş barışı sağlansın

✓ Personel görevlendirilmelerinde ve idareci atamalarında liyakat esas alınsın.

✓ Mesleki alanımıza yönelik olmayan işlerde çalıştırılmak istemiyoruz.

✓ Soruşturmalar adil ve şeffaf bir şekilde yürütülsün.

✓ Neredeyse ülkenin tamamında tüm bu sorunların temelini oluşturan siyasal kadrolaşmaya son verilsin.

✓ Kimse torpil ile korunup kollanmaksızın, adil ve eşit bir ortamda çalışmak ve ihtiyacı olan herkese adil ve eşit bir hizmet sunmak istiyoruz.

✓ Uluslararası hukuk ve anayasa ile güvence altına alınmış sendikal haklarımızı kullanmamız önündeki tüm keyfi engellemelerinizi kaldırın.

Sürgün arkadaşlarımız geri gelene taleplerimiz karşılanana kadar demokratik fiili ve meşru mücadele ile direnmekten bir adım bile geri atmayacağız.”