Bu yazıyı kaleme almamızdaki amaç; İlimiz için elzem bir hal almış ve çözülmesi, halledilmesi gereken en temel problemlerden biri olan gençler arasındaki şiddet olaylarına dikkat çekmektir. Geçtiğimiz günlerde liseler arasında yaşanan ve konrolsüz bir şekilde birbirlerine zarar vermeye dönüşen şiddet olayları başta velilerimiz ve eğitimcilerimiz olmak üzere tüm insanlarımızı çok üzmüştür. Bu durumdan yola çıkarak okullarda yaşanan şiddet, akran zorbalığı ve çözüm önerilerine dair böyle bir çalışma, çözüm odaklı çalışmalar konusunda başlangıç olacaktır diye düşünmekteyim.

İnsanlar tarih boyunca çeşitli şekillerde şiddetle karşı karşıya kalmışlardır. Bu şiddet olaylarından en çok etkilenenler ise çocuklar ve gençler olmuştur. Son yıllarda Türkiye’de özellikle medyanın konuya yaptığı vurgunun artmasıyla okullarda yaşanan şiddete sıkça tanık olmaktayız. Şiddet, tüm ulusların yaşamında var olan, bütün sosyal meslekleri, yaş ve etnik grupları etkileyen, çağımızın en kontrol dışı sosyal olgularından biridir. Şiddet, insan hayatının her alanında var olan evrensel bir olgudur. Onun evrenselliği, kişiye ve topluma yönelik zarar verici niteliğinden kaynaklanır. Okullarda şiddet olgusu sadece ülkemize özgü bir durum değildir. Diğer ülkelerde de yaygın bir artış gözlenmektedir. ABD’de Ulusal Okul Birliği (National School Board Association) tarafından 700 okulun tarandığı bir araştırmada, okullardaki şiddetin beş yıl öncesine göre şimdilerde daha büyük bir artış gösterdiğini ortaya koymaktadır .Uluslararası boyutta da okul ortamında şiddet bütün dünyayı meşgul eden bir sorun haline gelmiştir. Ne siyaseten ne eğitimle bu meselenin üzerine gereğince gidilmediği için, okulda şiddet artık günümüzde dünyanın kültürel geleceğini de tehdit ediyor . Günümüzde okullarda yaygın bir şekilde varlığını sürdüren zorbalık, öğrencilerin fiziksel ve duygusal güvenlikleri için bir tehdit haline gelmiştir .Zorbalık ise okulda görülen şiddet davranışlarının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Akranlar arasında zorba davranışlara maruz kalma konusunda birçok araştırmacı tarafından bu alanın öncüsü olarak kabul edilen Olweus (1993) zorbalığı, “bir ya da daha fazla öğrencinin defalarca olumsuz davranışları sergilemesi” olarak tanımlamaktadır. Zorbalık fiziksel saldırganlıkla sınırlı olmayıp, başkalarının duygularını incitme, başkalarını sözcüklerle, hareketlerle ya da sosyal olarak dışlama yoluyla güven ve öz-saygılarını sarsmak da zorbalığa dâhil edilebilir. Doğrudan ve fiziksel olarak nitelenen zorbalık vurma, çelme takma, eşyalara zarar verme gibi davranışları; doğrudan ve sözel olan zorbalık ise, isim takma ve alay etme gibi davranışları içerir. Okul ortamında, öğrenciler, sınıf arkadaşları, öğretmenler ve diğer yetişkinler tarafından kabul görmek, anlamlı ve önemli işler yaptıklarını ve önemli katkılarda bulunduklarını bilmek ve kendi varlıklarının bu ortamda önemli gördükleri insanlar açısından değerli olduğunu hissetmek isterler. Öğrencilerin, bunu başarabilmek için, bireysel ya da grup olarak kendileri açısından önemli ve anlamlı bir role sahip olmaları gerekir. Kendini bulunduğu ortama, sınıfa ya da okula ait hissetmeyen öğrencilerin karşılanmayan ait olma ve sevgi ihtiyacı, davranış sorunlarına, öğrenme güçlüklerine ya da akademik sorunlara neden olabilmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi hem şiddet, hem zorbalık yapan ve hem de zorbalığa maruz kalan öğrencilerin bu durumdan dolayı gelecekte bir takım problemler yaşamaları muhtemeldir. Bu sebeple okullarda şiddet ve zorbalığın incelenmesi, mevcut durumun betimlenmesi ve önleme çalışmalarının yapılabilmesi büyük bir önem taşımaktadır.

 Şiddetin Tanımı :Şiddetin birçok tanımı yapılmıştır. Şiddet kelimesinin kökeni, Latince “violentia”dan gelmektedir. Violentia şiddet, “sertlik, acımasız kişilik ve güç” anlamlarına gelmektedir .WHO’ya (Dünya Sağlık Örgütü) göre şiddet; “bir bireyin yaralanma ve ölümüne neden olan ya da gelişmesini engelleyen fiziksel, psiko-sosyal ve cinsel olarak uygulanan kasıtlı davranışlardır.Şiddet içerikli davranışlar arasında öfke patlamaları, vurmak, tekmelemek, itmek, yaralamak, kavga etmek, başkaları ile ilgili tehditler savurmak ya da yaralamaya çalışmak, hayvanlara yönelik acımasız davranışlar, yangın çıkarmaya teşebbüs etmek ve eşyalara bilerek zarar vermek, cinayet, hırsızlık, soygun, tecavüz, soykırım vb. suç sayılan şiddet örnekleri vardır.

Şiddetin Türleri; Uygulanışına göre şiddeti,fiziksel, duygusal, ekonomik, ihmal ve istismar şeklinde gruplandırabilir. Bilinen başlıca şiddet türleri şunlardır: • Fiziksel şiddet: Bedende acı, yara, iz, ya da sakatlık veya ölüme sebep olabilen şiddet türü. • Sözel şiddet: Küfür, kötü söz, tehdit, hakaret, alay etme, korkutma vb. • Duygusal şiddet: Duygusal boyutta strese neden olabilen, özgüveni sarsabilen, nevroz ya da psikoz yaratabilen şiddet türü. • Cinsel şiddet: Kişinin cinsel kimliğini tehdit ya da tahrip eden şiddet türü. • Ekonomik şiddet: Temel ihtiyaçlardan yoksun bırakma, parasını zorla alma vb. .Mobing: İş yerinde psikolojik baskı, korku, yıldırma vb. uygulamak.

Aşağıdaki özelliklere sahip çocuklar şiddete başvurma bakımından risk altındadırlar: • Saldırgan ve tepkisel olanlar ve dürtülerini kontrol edemeyenler • Okulda sosyal etkinliklere katılmayıp, dışarıda kalanlar • Derslerinde sorun yaşayan başarısız öğrenciler • Parçalanmış aileden gelen çocuklar • Çocuğa nasıl davranması gerektiğini bilmeyen ailelerin çocukları • Evde şiddete uğrayan ve şiddete şahit olanlar • Geçmişinde çocukluk istismarına uğrayanlar Okullarla ilgili pek çok faktör çocukların suça bulaşmasına neden olmaktadır: • Negatif okul iklimi • Müfredat programından kaynaklanan sorunlar • Kalabalık okul ve sınıflar • Öğretimdeki kalitesizlik • Tutarsız sınıf yönetim uygulamaları • Sınıfların oluşturulmasında ırksal ayrımlar • Başarılı olma baskısı sonucu ortaya çıkan stres • Çalışma yöntemlerinin çocuk tarafından anlamsız bulunması • Öğretmen öğrenci ilişkilerinde öğretmenin baskın olması • Öğretmenler tarafından uygulanan fiziki cezalar

Okulda Şiddet ve Zorbalığı Önleyici Tedbirler Okulların amaçlarına ulaşabilmesi ilk başta yapılması gereken suç ve şiddetten uzak ortamlar oluşturmaktır. Okuldaki şiddetin veya öğrenciler tarafından gerçekleştirilen şiddet olaylarının önlenmesi veya engellenmesi çerçevesinde yapılması gerekenler genel olarak şunlardır: a) Öğrencilerin okula olan bağlılıklarının arttırılması. b) Öğrenciler ile okul personeli veya öğretmenlerinin birlikte yürütecekleri sosyal sorumluluk projelerinin geliştirilmesi .       c) Problemli öğrencilerin ailelerine rehberlik hizmetinin verilmesi. d) Medyanın, şiddet görüntüleri konusunda duyarlı bir yayıncılık anlayışı içerisinde hareket etmesi şeklinde belirtilebilir .Şiddete karşı alınacak önlemlere ilişkin birincil korunmada, öncelikle şiddetin hoş görülmediği bir ortamın oluşturulması, okullarda meydana gelen şiddet olaylarının, şiddet türüne bakılmaksızın suç sayılması, bunun için gerekli yasal altyapının oluşturulması gerekmektedir . Akran baskısıyla baş etme becerileri ve hayır diyebilme becerilerinin kazandırılması oldukça önemlidir. Uygulamalarda bu becerilerin de okullarda saldırganlık ve şiddeti önleme çalışmaları kapsamına alınması önerilebilir. Ayrıca, ergenlerin işlevsel olmayan ve saldırganlığı tetikleyen otomatik düşüncelere ilişkin farkındalık kazanması ve bu düşüncelerini değiştirebilmesi için bilişsel-davranışçı tekniklerin kullanılması önerilebilir.

Öneriler: • Şiddet ile başa çıkmak için öğretmenlere ne gibi sınıf yönetimini becerilerini ve hangi programları uygulamaya ihtiyaçları olduğu tespit edilmeli ve buna yönelik eğitici programlar düzenlenmeli, acil durum yönetimi, sınıf güvenliği vb. konularda bir hizmetiçi eğitim verilmeli • Okul-aile işbirliği artırılmalı • Uzman kişilerce okullarda öğrenci, veli ve öğretmenlere yönelik konferanslar düzenlenmeli • Derslerde ve sosyal etkinliklerde şiddeti önlemeye yönelik sınıf içi etkinliklere yer verilmeli,öğrencilerin yaşamlarına daha yakından dokunulmalı. • Okullarda sevgi, barış, hoşgörüye vurgu yapan tiyatro, drama vb. etkinliklere yer verilmeli • Rehberlik servisleri daha etkin hale getirilmeli • Okul müdürlerinin şiddet konusunda dikkati çekilerek, şiddet olaylarını önleyecek önlemler almaya teşvik edilmeli • Eğitici TV programları hazırlanmalı • Fiziksel ceza içeren uygulamalardan kesinlikle kaçınılmalı • Şiddet içeren TV programlarını çocukların izlemesi engellenmeli • Şiddetin aile, okul, öğretmen boyutunu içeren araştırmalar yapılmalı • Uzman kişilerin katılımı ile küçük gruplar halinde şiddet olaylarına maruz kalma yaşantılarını aktarabilecekleri paylaşım saatleri düzenlenmeli • Bireylerin davranışlarını kontrol etmelerini ve düşüncelerini hayata aktarabilmelerini sağlayacak eğitim programları aileleri de kapsayacak şekilde geliştirilmeli • Şiddeti ve zorbalığı önleme programlarının erken başlatılması • Öğrencilerin okul dışı zamanlarını spor yapma gibi gelişimlerini olumlu yönde etkileyecek sosyal-sportif ve kültürel faaliyetler artırılmalı • Öğrencilere şiddet içermeyen sorun çözme becerileri kazandırılmalı • Öğrencilerle zorbalık ve sakıncalarını tartışan söyleşiler düzenlenmeli • Stres sınıfları oluşturulmalı • Ailelerin ve yetişkinlerin çocukların önünde kontrolsüz televizyon seyretmek yerine beraber düzenleyecekleri etkinlikleri ön plana çıkarmaları önerilmektedir.

Daha çok diyaloğun olduğu ve birbirimize karşı çok daha saygılı olduğumuz yarınlar dileğiyle.

M.Özkan UÇ / Psikolog / Uğur Okulları Okul Aile Birliği Başkanı