BAYKAL'A TUNCELİ SÜRGÜNÜNÜ HATIRLATTI

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Balyoz Harekat Planı çerçevesindeki gözaltıları Malta sürgünlerine benzetmesine tepki gösteren Erdoğan, şunları söyledi: "Önce Malta sürgünlerini hatırlatanlar 1938'e dönsünler. İnönü'nün Cumhurbaşkanı olduğu dönemdeki Tunceli sürgünlerine baksınlar. İlçe ilçe, köy köy bu ülkenin insanları nerelere nasıl sürgün edilmişler ona baksınlar. Eğer daha ileri giderlerse bunların vesikasını açıklarım, bunlar elimde mevcut. Çünkü bunlar sallandıkça, çırpındıkça eteklerinden bir şeyler dökülmeye başlıyor, daha dökülecek çok şey var. Eğer benim milletim bunlara iktidar vermiyorsa işte bundan vermiyor. Bunları bildiği için, gördüğü için vermiyor."

Ağızlarını her açtıklarında yargıyı töhmet altında bırakanların güvendikleri kaynağın buradan hareket ettiğini kaydeden Erdoğan, "Ne diyor 'biz oranın avukatıyız' diyor. Çetelere avukatlığa soyunanlar, bulanık suda balık avlama fırsatçılığı içine girmiş istismarcıdır bunlar. Onlara da bir kez daha sesleniyorum: Türkiye'de sular sizin dönemlerinizde olduğu gibi bulanmayacak, Türkiye'de hava puslanmayacak, bunu böyle bilsinler. Sular artık tersine yokuş yukarı akıtılamayacak. Bugün olan normalleşmedir, suyun istikametinde akması, yatağında bulmasıdır. İşleyen demokrasiden, hukuktan kimseye zarar gelmez. Korkulması gereken demokrasinin, hukukun işlemesi değil, işlemez hale gelmesidir." şeklinde konuştu.

İki de bir 'kurumlar birbirine girdi', 'kurumlar çatışma içine girdi' yönündeki sözleri de eleştiren Erdoğan, "Bunlar boşuna statükodan medet umarlar. Gelin hukuksuzluğa değil, bürokratik oligarşiye değil, millete dayanın demokrasiye inanın hukuka güvenin. Siz de gücünü milletten alın, hukuktan demokrasiden büyük Türkiye'den yana olun. Milletin sevincini paylaşın umudunu paylaşın. Bir kez olsun milletle aynı istikamete bakın. Bunların bir derdi yok." diye konuştu.

"TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİL"

Türkiye'nin artı eski Türkiye olmadığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Türkiye artık eski Türkiye değil. Siz istenizi de gayret etseniz de Türkiye geçmişin karanlıklarına çarpık anlayışılarına geri dönemez. Yaşananlar ileri demokrasinin ayak sesleridir, yaşananlar standartları yüksek bir demokrasinini işaretidir, millet gemenliğinin güç kazanmasıdır, vicdanların rahatmasıdır. Hukukun ve adeletin yansımasıdır. Kapalı kapılar ardında millet iradesini çiğnemek için plan yapanlar bundan sonra karşılarında hukuku bulacaklarını görmeledir. Hukuku, adaleti, demokrasiyi çiğnemek arzubunda olanlar Türkiye'nin büyümesini ilerlemesini kalkınmasını hazmedemeyenler bundan sonra yaptıklarının yanlarına kar kalmayacağını görmelidir. Çeteler yoluyla mafya yoluyla hukuk dışı örgütlenmeler yoluyla milletin tercihlerini milletin seçimini iradesini ilga etmek isteyenler karşılarında milleti ve milletin temsilcilerini bulcaklarını artık görmelidirler. Demokrasiyi zaafiyete uğratanlara hukuku keyfi müdahalelere açık hale getirenlere Türkiye'nin uluslararası itibarın azedeleyenlere alkış çanak tutanlar daha büyük bir vebalin içinde olduklarını artık anlamalıdırlar. Yanlış yapanlar hukuk önünde hesap verirler, bu yanlışlara alkış tutan siyasetçiler de Seçim günü sandıkta millete verirler. Bu süreç sancılı bir süreçtir, ama 72 milyon adına son derece hayırlı bir süreçtir. Herkes bu sürece yardımcı olmalıdır."

TEŞKİLATI UYARDI

Erdoğan, konuşmasında sözlerinden dolayı disipline sevk edilen AK Parti milletvekilleriyle ilgili değerlendirmede de bulundu. Erdoğan, şu önerilerde bulundu: "Geçen hafta iki milletvekilinin sarf ettikleri sözler kabul edilir sözler değildir. Bu sözler doğru olmadığı, gerçeği yansıtmadığı gibi partimizin hükümetimizin hiçbir politikasını uygulamasını da yansıtmamaktadır. Her zaman bir şey söylüyorum, lütfen ağzınızdan çıkanı kulağımız duysun. muhakemesini yapsın, bu mensubu olduğum partinin ilkelerine uyuyor mu uymuyor mu, tartacak ondan sonra ifadesini kullanacak, aksi taktirde kullanmayacak. Partimizin uygulaması ortadadır. Bunu yansıtmayan her türlü ifade bu sözü sarf edenleri bağlar. Biz sadece AK Parti'ye oy veren değil 72,5 milyonun hükümeti olduğumuzu her fırsatta ifade ediyoruz. Diğerlerinin yaptıkları yanlışları tekrar etmeyeceğiz. Onların bozduklarını biz yapıyoruz, biz yapacağız. Onlar milletin ufkunu daraltmak isteyecek, biz genişleteceğiz. Onlar karamsarlık pompalayacak, biz ferahlık sağlayacağız. Şehirlerinize döndüğünüzde oradaki vatandaşlarımıza bizim mesajlarımızı iletiniz. Türkiye'nin yarınlarının aydınlık olduğunu, Türkiye'nin güçlü bir millet olduğunu, yarınlara hazırlandığını lütfen iletiniz. Ankara'da 72 milyon vatandaşın hakkını ve hukukunu sarsılmadan, bükülmeden, boyun eğmeden savunan güçlü bir hükümet olduğunu anlatınız."