Dersim toplumuna ve ilgili kurumlara çağrıda bulunmak istediğini söyleyen Arslan, “Düzgün Baba Cemevi alanında Değerli ozanımız Hasret Gültekin anıtıyla ilgili olan biten süreç hem birey olarak her birimizi hem de özelde Dersim ve genelde Alevi toplumunu çok üzmüştür. Belli ki bu süreçte yanlışlıklar da, eksiklikler de olmuştur.

Birinci dileğim karşılıklı suçlama ve kınama ile bu gerilimi daha fazla tetiklemeyelim. Suçlama veya kınama haklı da olsa bir şeyi çözmeyecek. Bu nedenle dileyen herkesi düşünce ve önerisini suçlayıcı bir dile kaçmadan söylemeye davet ediyorum.

İkincisi ve daha önemlisi inanç mekanları hepimizindir. Bir Cemevi, orayı yöneten yönetim kuruluna değil, tüm Alevi toplumuna aittir. Bu tüm inanç mekanları için geçerlidir. Dolayısıyla herhangi bir inanç mekanında bir mekansal müdahale, bir ilave yapı, yol, imar vb girişimler söz konusu olduğunda bunun ilgili coğrafyadaki kurum ve kesimlerin ortak platformlarında yüz yüze konuşularak karar verilmesi en uygun yoldur. Düzgün Baba Cemevinde, söz konusu anıt sürecinde böyle bir yol izlenseydi, bugünkü rahatsız edici sonuç ortaya çıkmazdı.

Şimdi en azından bu noktadan itibaren yolumuzun gereğini yapalım. Dersim toplumunun özellikle Alevi kurumları, kamusal kurumları, KANAAT önderleri, ilgili STK’lar, Milletvekillerimiz, Belediye Başkanlarımız hep birlikte, yüz yüze bu sorunu konuşabilmeliyiz.

Böylece hem bundan sonrası için bir yol belirlemiş oluruz hem de bugünkü durumda bekletilen heykele dair de ortak akılla bir karar veririz.

Unutmayalım Munzur Gözeleri başta olmak üzere daha birçok inanç mekânımızda sorunlarımız var.

Sonuç olarak suçlayıcı açıklamaları durduralım ve hızlıca bir araya gelerek Alevi geleneğine uygun ortak aklımızla makul bir çıkış yolu bulalım.

Dersim Alevi toplumu olarak şimdi her yerde Alevilerin bizden beklediği budur” ifadelerini kullandı.