10 Aralık’ın tarihsel sürecine vurgu yapılan açıklamada, bildirgenin 70. Yılında insan haklarının tehdit altında olduğu vurgulanarak, “Günümüzde Evrensel Beyannamede yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzen hala kurulamamıştır. İnsanların ırkından, renginden, cinsiyetinden, cinsel yöneliminden, dilinden, din ve mezhebinden, inancından, etnik kimliğinden, siyasi-vicdani ve felsefi kanaatinden bağımsız olarak, insan olmaktan gelen hakları ve dokunulmazlıkları olduğu temel fikri dünya çapında yeterli koruma bulamamaktadır. Maalesef günümüzde Birleşmiş Milletler Örgütü de, var oluş gerekçesiyle çelişir biçimde, hak ihlallerinin başlıca sebebi olan savaşları ve iç savaşları önlemede/sonlandırmada, mülteci krizlerine müdahalede, küresel çapta doğal ve kültürel mirasın korunmasında, yoksullukla ve adaletsizlikle mücadelede, başta kadınlara yönelik olmak üzere her türlü ayrımcılığı sonlandırmada yeterince etkin olamamaktadır” denildi.

Türkiye’deki insan hakları ihlallerine de vurgunun yapıldığı İHD açıklamasının sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi: “Bizler İnsan Hakları savunucuları olarak; insan eliyle gerçekleştiği için önlenebilir olan Türkiye ve dünyadaki bu kötü sürecin son bulması ve insan haklarına dayalı bir ortak yaşam idealini geliştirmek için çok daha fazla çaba göstereceğimiz aşikârdır. Bu idealin gerçekleşmesi elbette ki toplumsal muhalefeti oluşturan ve bu toprakların vicdanlı insanları sayesinde olacaktır. Özgür, eşit ve adilce yaşanabilir bir dünya için insan hakları mücadelemiz devam edecektir.”