Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın meclisi, “Herkes İçin Adalet” kampanyasının kadın programını açıklamak için Parti binasının önünde açıklama yaptı. Açıklama yapılan sokak, polisler tarafından yaya trafiğine kapatıldı.
“Kadınlar için adalet!” pankartının açıldığı açıklamayı HDP İl Eş Başkanı Nurşat Yeşil okudu. 
27 Kasım tarihinde 120 cezaevinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevleri başlatıldığını belirten Yeşil, “Siyasi iktidara karşı itiraz sesleri bastırılıyor, yok edilmek isteniyor. Yaşamın her alanında ben varım dedikleri için, tüm yönetim organlarında eş başkanlık sistemini savunduğu için, halk iradesi ile seçilen arkadaşlarımız bugün cezaevlerinde tecrit edilmekte. Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak, Aysel Tuğluk, Çağlar Demirel ve daha birçok kadın seçilmiş, kadın özgürlük mücadelesi verdikleri için şu anda hapishanede. Tecrite karşı yürüttüğü açlık grevi direnişiyle mücadelenin simgesi olan Leyla Güven, erkek yargının hedefi haline geldi, yeniden tutuklandı. “Sonuna kadar mücadelemi sürdüreceğim ve eğer bu suçsa, ben mahkemeye karşı suçumu kabul ediyorum” diyen TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan da erkek yargının hedefi oldu. Kars Belediye Eşbaşkanımız Şevin Alaca hakkında hazırlanan iddianamede de gördüğümüz gibi eşbaşkanlık “suç” sayıldı” dedi.
Tutukluların çıplak arama uygulamasına maruz kaldığını iddia eden Yeşil, “Tutuklular, en temel ihtiyaçlarına ulaşamıyor, hasta tutukluların tedavileri engelleniyor, keyfi disiplin cezalarıyla infazları yakılarak tahliye edilmiyor. Ziyaretler eziyete dönüştürülüyor, tutuklular ailelerinden çok uzaktaki hapishanelere sürgün ediliyor. Aynı zamanda aileleri de cezalandırılıyor” diye konuştu.
Hapishanelere yeni hapishaneler eklenirken, son dönemde verilen ev hapsi cezalarıyla, evlerin hapishanelere dönüştürüldüğünü belirten Yeşil, “Kadın sözü ve eylemi, kadınların siyasi iradesi her alanda tecrit altına alınıyor. Şu anda hapishanelerde süren açlık grevi tam da toplumu, halkları, kadınları nefessiz bırakan tecridin kaldırılması; cezaevlerinde derinleşen hak ihlalleri ve kötü muamelenin son bulmasını amaçlıyor.  Açlık grevleri kritik noktaya gelmeden ve süresiz-dönüşümsüz eylemlere veya ölüm orucuna dönüşmeden talepler kabul edilmeli" şeklinde konuştu.