İstanbul Sözleşmesi'nin ilk imzacısı olan Türkiye, kadın örgütlerinin uzun süredir yaptığı tüm itirazlara rağmen Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla sözleşmeden ayrıldı. Dersim Kadın Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen kadınlar Sanat Sokağı’nda İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkmak basın açıklaması gerçekleştirdi. ‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz’ pankartının açıldığı açıklamayı platform adına Avukat Çağla Yolaşan okudu.

‘MİLYONLARCA KADININ CANI TEK ADAMIN BEKASINA KURBAN EDİLEMEZ’

İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini belirten Çağla Yolaşan  “Kadına Yönelik Şiddet ve Ev içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” yani bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, dün gece yarısı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile kaldırıldı. Kadına yönelik şiddetin tavan yaptığı ülkede, hiçbir gündemin üstünü örtemediği kadın cinayetleri her geçen gün artarken, iktidar kadın katliamını seyretmekle kalmayıp alenen meşrulaştıran söylem ve tutumlarda bulunuyor. Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve şiddete uğrayanın korunması, şiddet uygulayanın uzaklaştırılması ve cezalandırılması sorumluluklarını devlete yükleyen sözleşmeye “Halk istiyorsa sözleşmeden çekiliriz” diyen iktidara karşı toplumun %64’ünün “Sözleşmeye dokunmayın!” demesi yeterli gelmedi. Uzun zamandır bu meydanlarda  “İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz” dedik. Sanki aylardır bu taleplerimizi bulunduğumuz her mecradan iletmemişiz gibi, hem de tüm Türkiye’de meydanlar dolusu kadınlar olarak İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmediğimizi haykırdığımız 8 Mart’ın hemen ardından, bir gece yarısı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesinden çıkılması hem hukuken hem de biz kadınlar için yok hükmündedir. Çünkü halkın iradesinin yansıtan meclisin kararıyla onaylanan sözleşmeden, tek adamın keyfiyle çıkılması olanaksızdır.  Buna ne bu ülkenin yasaları izin verir ne de kadınlar” dedi.

‘SÖZLEŞMEYİ NASIL KAZANDIYSAK ÖYLE SAVUNACAĞIZ. İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BİZİMDİR, VAZGEÇMEYECEĞİZ!’

İstanbul Sözleşmesi kimsenin iki dudağının arasında olmayacağını belirten Yolaşan,” Milyonlarca kadının hayatı ve hakları tek bir adamın kararına sığamaz, milyonlarca kadının canı tek adamın bekasına kurban edilemez. Bu sözleşmeyi biz kadınlar dişimizle, tırnağımızla, mücadelemiz ile kazandık. Haklarımızı elimizden almanıza, bizleri şiddete, eşitsizliğe ve ölüme mahkum etmenize izin vermeyeceğiz. Sözleşmeden vazgeçmiyoruz çünkü sözleşme kadına yönelik şiddetin her türüne ve her yönüne ilişkin somut görevler veriyor, şiddetin esasını kadınlarla erkekler arasındaki eşitsiz güç ilişkilerine dayandırıyor ve şiddeti önlemenin eşitliği her alanda sağlamakla mümkün olabileceğini söylüyor. Cinsel kimlik ve cinsel yönelim ayrımcılığına karşı açık ifadeler barındırıyor, LGBTİ'lerin en temel yaşamsal haklarını korumak için devleti sorumlu tutuyor. Tüm yasa ve uygulamaları bu anlayışla yapmak, yapmayandan hesap sorulmasını sağlamak gerektiğini ifade ediyor. Bu türden bir yaklaşım; kadınlarla erkekleri “fıtratları gereği” eşit olamayacakları bir tabiyet ilişkisine mahkum edip, kadınları erkeklerin emrine, kadınlarla erkeklerin eşitsiz ilişkileri üzerine kurulan “aile” kurumunu da sistemin emrine vermek isteyen zihniyete müsaade etmiyor! Biz kadınlar eşitlik istiyoruz. Evde, işte, sokakta korkmadan yaşamak, çalışmak, yürümek istiyoruz. Şiddete uğramaktan, öldürülmekten korkmadan yaşamak istiyoruz. Her kadının kendini güvensiz hissettiği bu ülkede, şiddetle etkin bir mücadelenin, daha etkili önlemlerin, koruma mekanizmalarının konuşulması gerekirken, İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasını kabul etmiyoruz. Sözleşmeyi nasıl kazandıysak öyle savunacağız. İstanbul Sözleşmesi Bizimdir, Vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.