Bu arazilerin şirketlerin eline bırakılmamasını isteyen DEDEF bu toprakların topraksız köylüye ya da kuruluş̧ çalışmaları sürdüren kalkınma ve üretim kooperatiflerine tahsis edilmesini talep etti.

DEDEF’in konuya ilişkin yaptığı açıklama:

Baraj, HES, Kamulaştırma, Maden, Taş Ocağı, Dere Islahı, Munzur Gözeleri Peyzaj Projesi, Munzur Suyunun f583f5fa-9918-46a1-b3e2-f10fc1beb115.jpgTaşınması, Halvori gözelerinin ticarileştirilmesi derken karsımıza bir de Ovacık ilçelisinde yıllardır topraksız köylülerin ekip biçtiği ve mera alanı olarak kullandığı arazinin “ kiralanma” bahanesi ile büyük şirket veya şirketlere peşkeş̧ çekilme planı ile karşı karsıyayız.

 "Tahsis başvurusu yapan gerçek ve tüzel kişiler arasından, Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Ek-3. maddesi ile 15/06/2012 tarihli ve 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan, Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karara dayanılarak yayımlanan, Kamu Taşınmazlarının Yatırımlara Tahsisine ilişkin Usul ve Esaslar kapsamında, defterdarlık tarafından değerlendirilerek seçilecek şirket ya da şirketlere, tahsis yapılacaktır"

Biz bu oyunun çeşitli versiyonlarını Anadolu’nun çeşitli köselerinde gördük.

Ovacık ilçesinde, yerlerini Ek’te ki uydu haritasında gösterdiğimiz, hazine arazilerinin, yatırım teşvik kapsamında, yerel halkın, sivil toplum örgütlerinin ve yerel idarecilerin onayı ve izni alınmaksızın şirketlere, büyük teşvikler de verilerek, yangından mal kaçırırcasına altın tepsi içinde sunulmaktadır.

Bölgemize dönük Bu politikanın temel hedefi, geçimlerinin tamamına yakınını küçük aile çiftçiliği ile sağlayan Ovacık halkının toplumsal yapısıdır. Ovacık ülkeye örnek olan bir model ile örgütlendiği kooperatifler aracılığıyla sağlıklı ve güvenli gıda üretip bunu kentlere ulaşmasını sağlamaktadır.

Bu arazi tahsisi Köylerinde tarım/hayvancılık ile geçinenlere darbe vurarak, Ovacık çiftçisi toprağını terk etmek zorunda kalacak ve zaten yasanmış̧ olan asimilasyona maruz kalmaya devam edecektir. Bu arazilerin kullanımını ve büyük teşvikleri alan şirketler, bölgemizde ki çiftçinin örgütlenerek kurmuş olduğu tarımsal üretim kooperatiflerinin doğal tarımsal üretimine karşı, endüstriyel üretimi koymaya çalışmakta ve kar hırsı ile toprağınızı, kimyasal gübre ve pestisitlerle zehirlemek istemektedirler.

Son yıllarda en sert biçimde uygulamaya koyulan neoliberal politikalar ile İthalata bağımlı hale getirilen gıda ihtiyacımızın, güvenli olarak temini için gereken temel faktör olan kirlenmemiş̧ topraklarımızın elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz. İçinden geçtiğimiz Pandemi döneminde ve sonrasında önem arz eden bu arazilerin tahsisini kabul etmediğimizi beyan etmek istiyoruz .Gıdayı üreten egemendir. Topraklarımızda gıda egemenliğimizin elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz.

Munzur Koruma Kurulu (DEDEF) olarak bu arazilerin şirketlerin tekeline bırakılmaması, topraksız köylüye ya da kuruluş̧ çalışmaları sürdürülen kalkınma ve üretim kooperatiflerine tahsis edilerek, bu toprakların gerçek sahipleri olan yerel halkın kullanımına aktarılmasını talep ediyoruz. Son sözümüz de tahsisi alan sirkededir. Bin yıllardır ürettiğimiz ve bizi var eden bu topraklarda hiç̧ bir faaliyetinize izin vermeyeceğimizi buradan ilan ediyoruz.

5c991ad8-b401-476c-88e0-a3eee194b686-001.jpg