Korona Virüs pandemisine işaret edilen açıklamada, “Olağanüstü durumlarda devlet/ler, tedbirler alabilir. Bazı durumlarda da tedbirler alması pozitif yükümlülük gereği zorunludur ve devletlerin ödevi, yükümlülüğüdür. Söz gelimi toplanma özgürlüğüne sınırlama getirilebilir, virüs salgını nedeniyle, “Kamu sağlığını koruma” gerekçesiyle. Burada sorun yok. Sorun kamu sağlığının hak ve özgürlüklerin kısıtlanma/sınırlandırma bahanesi haline gelmesindedir.

İnsan hakları, insan onurunun korunması için kabul edilmiş standartlardır. İnsan onuru bu standartların kabul edilmesi ve uygulanması ile korunur. Bir bütünlük arz eder. Ekmek ve hürriyet birlikte olursa insan onuru korunur. O nedenle insan onuru nasıl korunur sorusunun cevabı, insan hakları listelerine bakılması şeklindedir” denildi.

Deniz Yıldırım’ın 5 yıldır Elazığ Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulduğunun hatırlatıldığı açıklamada, “5 yıldır Elazığ Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde tutulan Deniz Yıldırım geçtiğimiz aylarda kolon kanserine yakalanmış ve ameliyat olmuştu. Bu süreçte bağırsakları dışarda olduğu halde tahliye edilmeyerek tek kişilik odada tutulan 48 yaşındaki Yıldırım Yakın zamanda COVİD olmuş ve tahliyesi için ailesi tarafından imza kampanyası başlatılmıştı. Türkiye hapishaneleri tıklım tıklım dolu. Kapasitenin çok üstünde tutuklu ve hükümlü insan var.

Bizler de Deniz yıldırımın Ailesinin ve Bu anlamda onlarca COVİD -19 olarak teşhis konan Hasta ve diğer hastalığı olan Mahpusların ivedilikle hapishaneden çıkarılarak daha sağlıklı ortamlarda tedavi görmelerinin sağlanmasını talebimizdir” ifadelerine yer verildi.

Açıklamanın sonuç bölümünde ise; “Ayrıca Meslektaşlarımız Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın adil yargılanma talebinin ivedilikle yerine getirilmesi YARGITAY 16 Ceza Dairesinin kritik eşikte olan her iki meslektaşımızın tahliyelerine karar vermesini istiyoruz ve diyoruz ki Deniz Yıldırım, Ebru Timtik, Aytaç Ünsal yaşasın, hasta mahpuslar serbest bırakılsın” denildi.