EMEP Dersim İl Örgütü imzalı açıklamada Dünya genelinde 5-17 yaş arası 160 milyon çocuk işçi bulunduğu, Türkiye’de ise çocuk işçiliğin 4 ila 8 yaş aralığında başladığı, 2002 yılından bu yana iş cinayetlerinde en az 811 çocuğun hayatını kaybettiği hatırlatıldı. Çocuk işçiliğe, çocuğa yönelik şiddete, mülteci ve yoksul çocukların durumuna dikkat çekilen açıklamada "Çocuklar haklarıyla birlikte vardır. Hakları ve gelecekleri çalınan çocuklarımızın gününü kapitalizm sözcüleri ve iktidar sahipleri kutlayamazlar. Sahte demeçlere karnımız tok. Çocuklarımızın güven içinde ve mutlu yaşayacakları bir Türkiye özlemi, halkın örgütlü mücadelesiyle mümkün olacaktır. Bütün halk güçlerini bu doğrultuda birleşmeye çağırıyoruz." denildi.

MESEM: YASAL ÇOCUK İŞÇİLİK UYGULAMASI

EMEP'in açıklaması şöyle:

Ülkemizde 1977 yılında yürürlüğe giren çıraklık yasası ile başlayan “yasal çocuk işçilik” uygulaması bugün MESEM yasası ile devam ediyor. Bu yöntemle çocuklar kâğıt üstünde mesleki eğitim alıyor gözüküyor, ancak fiiliyatta eğitim yok, çocukları tam zamanlı çocuk çalıştırma uygulaması var. Çocuk işçiliğin azaldığına dayanak gösterilen istatistiklerde sayısı 1,5 milyonu bulan çırak, stajyer ve meslek eğitimi gören öğrenciler resmi istatistiklerde çocuk işçi olarak değerlendirilmiyor. Öte yandan çocuk işgücü anketleri, Türkiye’de mevsimsel olarak, çocuk işçiliğin en az olduğu ekim ila aralık aylarında yapılıyor, bu da çocuk işçiliğin gerçek boyutlarını gizliyor. Ancak mevsimlik tarım işçisi ve sokakta çalışan çocukların sayısında 8 yaşından itibaren ciddi bir artış var. 10-12 yaşlarda tekstil ve metalde çalışan çocuklar, 13-14 yaşlarından itibaren tarım, inşaat, sanayi ve hizmetlerde çalışan sayıları yüzbinlere ulaşan; 15-17 yaş grubunda ise tarım başta olmak üzere konaklama, ticaret, inşaat, metal, tekstil ve gıda gibi işkollarında çalışan milyonu aşkın çocuk işçi var. Suriyeli on binlerce mülteci çocuk tarımda ve sanayide çalışıyor.

ÇOCUKLARA YÖNELİK ŞİDDET %27,8 ORANINDA ARTTI

İHD ve TİHV verilerine göre 2021 yılında; güvenlik güçlerine ve veya resmî kurumlara ait araçların çarpması sonucu en az 4 çocuk yaşamını yitirdi, 6 çocuk yaralandı. Mayın ve sahipsiz bomba patlaması sonucu 2 çocuk yaşamını yitirdi. Kolluk güçlerinin toplanma ve gösteri özgürlüğü kapsamında yapılan barışçıl eylem ve etkinliklere müdahalesi sonucu en az 28’i çocuk işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldı. Çocuklara yönelik şiddet % 27,8 oranında arttı. Rapora göre her gün doğan 71 bebeğin annesi 17 yaşın, iki bebeğin annesi ise 15 yaşın altında. Yani bu düzende çocuklara şiddet, bu düzende daha çocuk yaşta zorla evlilik dayatması var.

KAYIP OLAN MÜLTECİ ÇOCUKLARIN SAYISINI AÇIKLAYIN!

Lost in Europe'un 2021'de yayımladığı raporda Avrupa'da 2018 ile 2020 arasında 18 binden fazla göçmen çocuğun kaybolduğu belirtildi yani Avrupa'da günde 17 sığınmacı çocuk kayboluyor. Peki, bu sayı Türkiye’de kaç? Hükümet bütün soruları ısrarla yanıtsız bırakıyor. Mülteci çocuklar organ ve fuhuş mafyasının, dilenci tacirlerinin, merdiven altı atölyelerin sömürü çarklarında öğütülüyor. Elbette bu düzene dur diyeceğiz.

YOKSULLUKTA ÇOCUKLAR AÇ

Derin Yoksulluk Ağının yaptığı araştırmada çocuklarda kronik yetersiz beslenmenin sonuçları; bodurluk, öğrenme güçlüğü, aşırı zayıflık, obezite, düşük bağışıklık, mikro besin eksiklikleri, zihinsel gelişim bozuklukları, anemi olarak saptandı. Hazırlanan raporda göre 5 yaş altı çocuk ölümlerinin neredeyse yarısı yetersiz beslenme kaynaklı. Türkiye’de 15-18 yaş arası çocuklarda bodurluk oranı yüzde 4,6. Çok zayıf olanların oranı yüzde 15,6. obezite oranı yüzde 8,3. Hükümetin hazırladığı 2023 bütçe taslağında ana para faiz ödemelerine ve büyük patronlara ve bankalara teşvik olarak akıyor. Çocuklar için öğün ücretsiz yemek talep edenlerin kadınların sesi duyulmuyor. 2022 yılının ilk on ayında en az 17 çocuk evlerinde çıkan yangınlarda yaşamını kaybetti. Bu AKP iktidarı çocuklara açlığı, yokluğa reva gören bir iktidardır.

ÇOCUKLAR CEMAAT OKULLARINA, YURTLARINA MECBUR BIRAKILAMAZ

Milli Eğitim Bakanlığı örgün eğitim istatistiklerine göre, okul öncesi eğitim seviyesinde beş yaş net okullaşma oranında ciddi gerileme söz konusu. Bu oran 2019-20 öğretim yılında %71,2 iken 2020-21 öğretim yılında %56,9 seviyesine indi. Son birkaç yılda tarikat, cemaat, Diyanet, MEB yurt ya da evlerinde yaşananlar; istismar, cinsel istismar, baskı, şiddet olaylarıyla birlikte düşünüldüğünde tablo daha da vahim boyutlara ulaşıyor. Bu politikaları reddediyoruz. Çocukların güvencesi ve geleceği için parasız, demokratik, gerçekten laik ve anadilinde bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır. Zorunlu din dersi uygulaması kaldırılmalıdır. Engelli çocuklarımızın hayatını eziyete çeviren uygulamalar son bulmalı, çocuklarımızın ihtiyaçları ücretsiz olarak ve bizzat devlet tarafından sağlanmalıdır. Betonlaşan kentlerde park, bahçe ve oyun alanları gasp edilen çocuklarımız böylesi bir yaşama mahkûm edilemez.

Çocuklar haklarıyla birlikte vardır. Hakları ve gelecekleri çalınan çocuklarımızın gününü kapitalizm sözcüleri ve iktidar sahipleri kutlayamazlar. Sahte demeçlere karnımız tok. Çocuklarımızın güven içinde ve mutlu yaşayacakları bir Türkiye özlemi, halkın örgütlü mücadelesiyle mümkün olacaktır. Bütün halk güçlerini bu doğrultuda birleşmeye çağırıyoruz.

Bu düzen değişecek, çocuklarımız rahat bir nefes alacak."