GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : - Yüreğir Kültür Merkezi önünde bekleyen partililer - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in karşılanması - Çelik'in salona gelişi - Salondaki partililer - Çelik'in konuşması ADANA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Gençlik bir yaş meselesi değildir. Gençlik, zorluklar karşısında yılmamak, tehlikeyi gördüğü zaman kaçmamak, inandığı yoldan dönmemektedir. Bu açıdan bakarsanız AK Parti'nin en genci Recep Tayyip Erdoğan'dır." dedi. Çelik, partisince Yüreğir Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Adana Milletvekili Aday Tanıtım Toplantısı'nda, Allah'ın izni ve milletin desteğiyle yeni bir yola çıktıklarını, yeni bir sayfa açtıklarını söyledi. Seçimi 14 Mayıs'ta yapmanın çok büyük bir anlamı olduğunu ifade eden Çelik, "Bu memlekette dışlanmışların, hakkı gasbedilmişlerin, bir kenara itilmişlerin, ötekileştirilmişlerin, şehirlerin meydanlarına sokulmayanların, hakkını, hukukunu aramaktan mahrum ve mahzun olanların ilk defa 'Yeter söz milletindir' dediği gün, 14 Mayıs'ta seçimimizi yapacağız. O gün 14 Mayıs'ta 'Yeter söz milletindir' denilmişti, bütün Türkiye'de olduğu gibi mübarek Çukurova'dan, bu bereketli topraklardan, sevgilimiz olan Adana'dan 'yeter söz ve karar milletindir'." diyeceğiz." şeklinde konuştu. Çelik, salonda uzun zamandır yol yürüdükleri partili arkadaşlarını ilk günkü gibi aynı heyecan ve azimle gördüğünü belirterek, "İşte bu bizim ne kadar büyük bir aile olduğumuzu, bizim Türkiye davasına, demokrasi davasına, milletin kalkınma ve özgürleşme davasına, büyük Türkiye'nin gerçekleşmesi davasına nasıl adanmış bir parti olduğumuzu bir kere daha göstermektedir. İnşallah AK Parti ve Cumhur İttifakı Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi milletin desteği Cenabıallah'ın izniyle bu büyük demokrasi zaferinde de sandığa damgasını vuracaktır." dedi. Ömer Çelik, bu seçimde bir genel başkan yardımcısı ve milletvekili adayı olarak değil, AK Parti'nin bir mahalle temsilcisi olarak çalışacağını ifade etti. - "Siyasi kumpasları darmadağın ettik" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve partilerine karşı kurulan bütün siyasi tuzakları bertaraf ettiklerini aktaran Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasi kumpasları darmadağın ettik. Bize verilmek istenen muhtıraları kağıt parçasına çevirdik. Düşünün, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde bütün hükümetlere muhtıra verilmiştir ve bütün hükümetler muhtıra karşısında selam durmuştur. Bir tek bizim hükümetimiz, başbakanken Başbakanımız, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 Nisan gecesi bir muhtıra verilmeye kalkıldığı zaman Türkiye'de ilk defa tarih yazarak, ilk defa Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Başbakanı ne dedi? 'Muhtırayı kabul etmiyorum. Bunu aynen size iade ediyorum.' dedi. O zaman muhtıra olarak verilmek istenen şey o irade karşısında bir kağıt parçasına döndü. İşte 'Bizim sınırımız nedir, bu büyük siyasi hareketin, bu kutlu siyasi hareketin, dünden beri yürüdüğümüz bu siyasi hareketin en büyük sırrı nedir?' derseniz milletin iradesinden bir milim bile sapmayan, milletin yolundan bir santim bile sapmayan bu güçlü iradedir." Kendilerinden önceki iktidarların, iktidara geldikten sonra milletin değil başkalarının sözlerini dillendirmeye başladığını anlatan Çelik, şöyle konuştu: "Biz ise iktidara giderken milletimizin sesini dinlediğimiz gibi iktidardayken de milletimizin sesini dinledik ve bundan bir santim olsun ayrılmadık. 15 Temmuz gecesinde Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Türkiye'nin milli egemenliğini gasbetmek için darbe girişiminde bulunduğu zaman Cumhurbaşkanımız, 'Milletime sesleniyorum' dedi. 'Milletim meydanlarda olsun' dedi. Cumhurbaşkanımız bu çağrıyı yaptığı anda İstasyon Meydanı'nı doldurdular. Günlerce demokrasi nöbetleri tuttular. Adana'daki hemşehrilerimiz demokrasi sınavını her zaman başarıyla vermiş, mesele memleket meselesiyse her zaman bir adım önde olmuş, demokrasi mücadelesine büyük bir emek vermişlerdir." - "Diktatör, halkından korkan kişiye denir" Çelik, kara propaganda merkezlerinin faaliyetlerinin devam ettiğini vurgulayarak, şunları dile getirdi: "Cumhurbaşkanımıza, Kemal Kılıçdaroğlu çıkmış ikide bir 'diktatör' diyor. Diktatör, halkından korkan kişiye denir. Diktatör, halkını gördüğü zaman tankın, topun, tüfeğinin arkasına saklanana denir. Oysa Cumhurbaşkanımız 15 Temmuz gecesi tankın, topun tüfeğin üstüne yürümüştür. Eğer Cumhurbaşkanımız Mavi Vatan'da taviz verseydi, terörle mücadele konusunda onlara kulak verseydi, Azerbaycanlı kardeşlerimizin Karabağ Savaşı'na destek vermeseydi, Akdeniz'deki menfaatlerimizi korumak için irade ortaya koymasaydı bugün ona diktatör diyenler 'çok büyük demokrat' diyeceklerdi." Çelik, bir Batılı yayın organındaki analizde "Erdoğan kazanırsa Türkiye bağımsız ve müstakil çizgisini sürdürecek. Eğer Kılıçdaroğlu kazanırsa Batı ile daha olumlu bir dış politika çizgisi ortaya koyulacak." ifadesini gördüğünü belirterek, şunları ifade etti: "Şimdi tabloyu gözümüzün önüne bir getirelim. Sayın Kılıçdaroğlu'nun 6, 7, 8'li masada adaylığı açıklandığından itibaren ne tür açıklamalar yapıldı? Bakın ilk önce ortaklarından biri 'Bu masa, kumar masası ya da noter masasıdır. Biz bu masada yer almayız.' dedi. Ertesi gün gitti, 'Kumar masası ya da noter masası' dediği masada yer aldı. Yine 'Bu masada, kişisel hırslar Türkiye'nin menfaatlerini önüne geçmiştir.' denildi. Peki 'Kumar masası ya da noter masası' dediğiniz pazarlık masasına bir gün sonra sizi oturtan neydi? Ya da ilgili aday, kişisel hırslarını Türkiye'nin menfaatlerinin önüne geçirmişse sizi buna razı eden neydi? Onların adayı açıklandığından beri Kandil'den açıklama yapılıyor. Deniyor ki 'Cumhuriyeti, devleti yeniden kuracağız. Hatta bu adaya destek vermek için biz, terör eylemlerine ara veriyoruz' deniyor. Peki biz de soruyoruz? Bütün bu açıklamalar karşısında vatandaşa şöyle bir borcunuz yok mu? Niçin sizin siyasi çizginize bu terör örgütlerinin hepsi topyekun destek açıklaması yapıyor? Ya da onlar destek açıklaması yapıyorsa siz niçin 'Biz bütün bu açıklamaları ayağımızın altına alıyoruz. Bütün bu açıklamaları, siyasi uzantılarını reddediyoruz' diye ortaya bir tavır koymuyorsunuz?" - "Siyasi hayatımızın en kritik seçimidir" Bütün siyasi hayatları boyunca vesayetin her türlüsüyle, Türkiye'yi büyük davasından geriye bırakmak isteyen bütün bu şer şebekeleriyle uğraştıklarını dile getiren Çelik, "Şimdi bunlar önümüze bir siyasi kompozisyon çerçevesinde, bir siyasi denklem çerçevesinde geliyor. Bu seçim diyebilirim ki ta 2002'den beri Adana'da siyaset yapan bir arkadaşınız olarak, bir kardeşiniz olarak, siyasi hayatımızın en kritik seçimidir. Sadece adaylarımızın değil, bütün aday adaylarımızın, bütün arkadaşlarımızın hep beraber bu mücadeleyi vermemiz gerekir." değerlendirmesinde bulundu. Çelik, Adana'da parti yönetim kurulu ile kadın ve gençlik kolları çalışmalarına değinerek, "Bilinen bir şey var arkadaşlar; Adana'da seçimin sonucunu kadın kolları tayin eder. Karşımızdaki ittifak diyor ki 'Adana'da yüzde 50-60 alacağız'. Ben de diyorum ki 'Ak kadınlar ne derse o olur'." ifadesini kullandı. Partili gençlere seslenen Çelik, şunları kaydetti: "18 yaşındaki arkadaşlarımız gençtir, 20 yaşında gençtir, 25 yaşında gençtir. Gençlik bir yaş meselesi değildir. Gençlik, zorluklar karşısında yılmamak, tehlikeyi gördüğü zaman kaçmamak, inandığı yoldan dönmemektedir. Bu açıdan bakarsanız AK Parti'nin en genci Recep Tayyip Erdoğan'dır." Çelik, kendisinin de 1. sıradan aday gösterildiği Adana'da partisinin milletvekili adayları, Ahmet Zenbilci, Sunay Karamık, Abdullah Doğru, Faruk Aytek, Mustafa Yıldız, Hasan Hüseyin Kuşçu, Erol Kahraman, Kasım Pamuk, Fatime Yurduseven, Dinçer Dinç, Melike Doğan, Ramazan Çırak, Oğuzhan Gürhani ve Mehmet Kurtaran'ı katılımcılara tanıttı. Ömer Çelik'in ardından, AK Parti Adana İl Başkanı Mehmet Ay da milletvekili adaylarıyla ilgili detaylı bilgiler verdi. (1)