Önlü, Toplumsal barışın sağlandığı bir geleceğin inşası amacına dayanan, tanıkları ve mağduriyetleri açığa çıkaran, tarihsel acıların onarımı sağlayacak bir anlayışla Dersim 1937-38 Katliamı ile yüzleşilmesi amacıyla meclis araştırması da istedi.

Geçmişte Kürt, Ermeni, Süryani gibi etnik toplulukların oluşturduğu Dersim’in bu kültürel zenginliğinden kaynaklı büyük katliamlar ve sürgünler yaşadığını belirten Önlü, “1800’lü yıllardan başlamak üzere yazılan çok sayıda gizli-açık raporlarda Dersim’in sosyal yapısının dağıtılması önerilmiş ve köylerin birbirleriyle olan bağları koparılmak maksadıyla blok havuzlar yani barajların yapılması önerilmiştir” dedi.

Önlü, gerekçede şu ifadelere yer verdi:

“Dönemin Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi ÇAKMAK, 18 Eylül 1930 tarihinde Başbakanlığa sunduğu Dersim raporunda, bir an önce Dersim’e “askeri harekât” düzenlenmesi gerektiğini belirtmiş ve en önemli gerekçe olarak da halkın Kürtçe konuşması ve Kürt dilinin bölgede yayılma eğilimi gösterilmiştir. 4 Haziran 1934’te Tunceli İskân Kanunu çıkarılmış, kanunla Türk kültürüne benzetilmek istenen nüfusun nakli istenmiştir.

14 Haziran 1934 İskân Kanunu ve 25 Aralık 1934 Tunceli Kanunu başta olmak üzere Dersim’e ilişkin hazırlanan tüm raporlar, genelgeler ve kanunlar 1937-38 Dersim Soykırımı için gerekli talimatları ve yasal düzenlemeleri içermekte olup, Dersim’in imhası hedeflenmiştir.”

 

“DEVLET ARŞİVLERİNİ AÇACAK MI?”

Önlü, bu bağlamda Başbakan Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:

İnsanlığa karşı soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılması ile ilgili BM sözleşmesine taraf olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1937-38 Dersim katliamını, insanlığa karşı işlenmiş bir suç ve soykırım olarak kabul edecek midir?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 4 Mayıs tarihini Dersim Soykırım Günü olarak tanıyacak mıdır?

1937- 38 Dersim Soykırımı’nda ne kadar yurttaşımız katledilmiştir?

1937-38 Soykırımı’nda yerinden zorla göç ettirenler kimlerdir, nereye yollanmış, sürgün ettirilenlerden ne kadarı geri gelmiş ve ne kadarı sürüldükleri yerlerde kalmışlardır?

1937-38 Soykırımı’nda ailelerinden zorla kopartılarak Türk ailelerine evlatlık olarak verilen “Dersim’in kayıp kızlarının” kimlik bilgileri devlet arşivlerinde mevcut mudur? Mevcutsa kamuoyuyla paylaşmayı düşünüyor musunuz?

Dersim önderlerinden Seyid Rıza, oğlu ve arkadaşlarının mezar yerleri nerededir?

Dersim’de isyan ettiği iddiasıyla tutuklanan 58 kişilerden 7’si idama çarptırılırken, diğer 51 kişinin akıbeti ne olmuştur? Bu kişilerin kimlik bilgileri devlet arşivlerinde mevcut mudur?

Dersimlilere soykırımı anımsatan “Tunceli” adını değiştirerek ‘’Dersim’’ adının iadesini düşünüyor musunuz?

İhsan Sabri Çağlayangil’in medyaya yansıyan röportajında 1937-38 soykırımında, Dersim’de kimyasal gaz kullanıldığını itiraf etmiştir. Bu itiraf doğrultusunda kimyasal gaz kullanıldığı doğru mudur? Bu gazlar Türkiye’de mi üretilmiş, yoksa başka bir devletten mi temin edilmiştir?

Dersim Soykırımı ile ilgili devlet arşivlerinde bulunan ve üzerinde gizlilik kararı konulan belgeleri kamuoyuna açılacak mıdır?