Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, Başbakan Vekili Bülent Arınç CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sert çıktı: ''(Recep Bey ekonomi bilmiyor) diyor. Dünyadan habersiz bir konuşma bu. (Recep Bey ekonomiyi bilmiyor) derseniz, bunu Yunanistan'da söylerseniz, başınıza taş yağar, İspanya'da bunu konuşursanız suratınıza tokat vururlar''

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, siyasetin amacının toplumun sorunlarını çözerek, daha huzurlu, mutlu ve refah düzeyi yüksek bir alanda yaşamaya sevk etmek olduğunu söyledi. Siyaseti çıkara, çatışmaya ve ideolojiye dayandıranlar da olduğunu dile getiren Arınç, kendi siyaset anlayışlarının hizmet eksenli, halkın daha mutlu yaşaması için sorunları çözmeye dayandığını vurguladı.
Türkiye'de her dönemde, darbe, muhtıralar ve cunta olduğunu belirten Arınç, ''Rahmetli Menderes'in sonunu getirenin de bir 9'lar hareketi olduğunu, mahkemede yargılandıklarını, ihbar edenin suçlu bulunup cezaevine atıldığını, diğerlerinin beraat ettiğini, 6 ay sonra da o beraat edenlerin darbe yaptığını görüyoruz'' dedi.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de bu konuda çok deneyimli olduğunu anlatan Arınç, ''Demirel, 'Muhafız alayı var beni korumak için, MİT var bana bağlı, bütün istihbarat bende. Ben MİT'e soruyorum, MİT bana diyor ki (Angola'da, Afrika'da bugün bir çavuş darbe yapacak). Hakikaten çavuş darbe yapıyor, ama burnumun ucundaki gelişmeden bana haber vermiyor' derdi. 'Angola'da erken kalkan çavuş, binbaşıya karşı darbe yapıyor ama Ankara'da olan bitenden MİT bize istihbarat vermiyor' derdi'' diye konuştu.
AK Parti gelene kadar Türkiye'de siyasi partilerin yıprandığını, halkın siyasi partilerle ilgili ''Hırsız'', milletvekilleriyle ilgili ''Uğursuz'' dediğini belirten Arınç, bu nedenle halkın siyasete ilgisinin ve seçimlerde sandığa gitme oranının azaldığını söyledi.
''HER TÜRK YURTTAŞI ORDUSUNA GÜVENİR''
Türkiye'de en güvenilir kurumlar anketi sıralamasında birinci sırayı sürekli Türk Silahlı Kuvvetleri'nin aldığına da dikkati çeken Arınç, şunları söyledi:
''Her Türk yurttaşı ordusuna güvenir. Ordu bizim bağımsızlığımızın sembolüdür. Allah korusun bu ülke bir düşman müdahalesine maruz kalsa biz askerimizden başka neye güveneceğiz. Bağımsızlığımız, namusumuz, vatanımız bayrağımız elbette ona emanet. Ama sivil kurumlar içinde sıralamaya baktığımız zaman siyasi partiler son sırada, TBMM son sırada ve maalesef siyaset kurumu yerlerde sürünüyor. Bu yanlış bir şey, bunu düzeltmek lazım. İşte bizim AK Parti'yi kurarken tek hedefimiz vardı, siyaset kurumunu güçlendirmek. Siyasetin dürüst, ahlaklı, yurtsever insanlarla yapılması. Kendi çıkarlarının değil, ülke çıkarlarının daha çok ön planda tutulması. Menfaat odaklı değil, insan odaklı, hizmet odaklı bir siyaset anlayışını egemen kılmak.''
Temiz, yıpranmamış isimlerle, güven sağlayacak bir aile fotoğrafıyla ülkeye hizmeti amaç edindiklerinin altını çizen Arınç, bu amaçla hiç yıpranmamış, dürüst ama siyasete küsmüş, diğer partilerde olan ve temiz bilinen kişilerle yola çıktıklarını söyledi.
Arınç, ''Çok şükür temiz, dürüst insanlar yola çıktı ve geçmişin bütün hataları başkalarının üzerinde kaldı. Bütün yıpranmışlıklar onlarda kaldı, biz yeni bir aile fotoğrafıyla yürüyüşe çıktık'' dedi.
Yarışmacı ve rekabetçi bir siyaseti prensip edindiklerini kaydeden Arınç, o güne kadar siyasette liderlerin oligarşisi olduğunu söyledi. AK Parti'de hizmet veren herkesin önünün açık olduğunu belirten Bülent Arınç, bir yılda tek başına iktidara geldiklerini ifade etti.
CHP'nin 1999 yılında barajı aşamadığını hatırlatan Arınç, ''Dua etsinler iyi ki dışarıda kalmışlar, yoksa içerdekilerin hepsinin defterini dürdü millet. 2002'de onlar da gidecekti'' diye konuştu.
Arınç, o tarihte parlamentoda olan 7 siyasi partinin barajın dışında kaldığını ifade etti.
''ELLERİ TİTREYENLER''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kuruldukları günden bu yana 4 seçim ve 1 referandum geçirdiklerini ve hep başarılı olduklarını belirterek, şöyle devam etti:
''Bu 8 senede neler yaşanmış Türkiye'de. Artık herkesin bilgisi oldu. Bir kısmı yargıda, bir kısmı henüz yargıya gitmemiş, bir kısmı başka sebeplerle deşifre olmuş. Halk iktidarına dayalı, halk desteğine dayalı bir meşru hükümetin devrilmesi, önüne geçilmesi, adım attırılmaması için kimler nerede ne çalışmayı, hangi konuşmayı yapmış, az çok hepimiz biliyoruz. Ama biz yolumuza devam etmişiz.
Benim siyasette en nefret ettiğim şey ilkesizlik ve korkaklıktı. Geçmişte bulunduğum partilerde de, parlamentolarda da birilerinden korkanlar vardı. Bir partiyi ayakta tutan şeyse cesaretidir, millete dayanmasıdır. Bizim 8 sene hayatta kalmamızın tek iksiri, ilacı bizim cesaretli oluşumuzdur. Geçmişte 'Şuna karşı direnelim, bunun cevabını verelim' dediğimizde ellerindeki iki satırlık yazıyı okumak için elleri titreyenlerle siyaset yaptığımızı gördüğümüzde üzülmüşüzdür.
Millet emanetini yere düşürmemek gerekir. Üstümüzdeki emaneti, milletin egemenliğini yere düşürmedik bugüne kadar. Allah'a hamdolsun, başımız dik, alnımız açık, kim ne söylemişse 3 mislini anında söyleyen bir cesaretli iktidar olarak bugünlere geldik.''
Arınç, siyasi partilerin demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğunu, partilerin hayatta kalmaları gerektiğini kaydetti. Partilerin fikirleri ve tabanıyla halkı temsil ettiğine dikkati çeken Arınç, şunları söyledi:
''Biz kaç defa partisi kapatılmak istenen insanlarız. Nitekim geçmişte de kapatıldı. Bunların hepsi kesintidir. Türk demokrasisine darbedir bunlar ve bu darbelerin eseriyle asıl darbelerin de ona iştirak etmesiyle Türkiye'de en eski partinin ömrü şu kadar olmuştur. Biz bunların da önüne geçtik. Artık Türkiye'de partiler kapatılmamalı diye Anayasa değişikliğini düşünen bir partiyiz. Bir başsavcı işine geldiği zaman akşamdan sabaha dava açamasın. Bir Anayasa Mahkemesi şu veya bu şekilde yorum yaparak bir partiyi gelişigüzel kapatmasın. Elbette özgürlüklerin bir sınırı var ama 'bu sınırı anayasalar koyar, anayasalar koymalı' diye cesaretle ortaya koyduk.''
''RECEP BEY'' ELEŞTİRİSİ
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 8 yıllık iktidarlarının sırrının tabanın sağlamlığı ile muhafazakar ve demokrat kimlikleri olduğunu söyledi.
Bütün dünyanın Yunanistan, İspanya, Portekiz, İngiltere ve İtalya'nın durumuna bakarak AK Parti'nin başarısını takip ettiğini belirten Arınç, şöyle devam etti:
''Birisi geçenlerde Recep Bey mi diyor, Recep Erdoğan mı diyor... (Recep Bey ekonomi bilmiyor) diyor. Dünyadan habersiz bir konuşma bu. (Recep Bey ekonomiyi bilmiyor) derseniz, bunu Yunanistan'da söylerseniz, başınıza taş yağar, İspanya'da bunu konuşursanız suratınıza tokat vururlar. 1 trilyon borçla Avrupa'dan para dilenen, maaş ödeyemez noktaya gelen, eksi 10'lara imza atan, hatta 3 ay, 5 ay sonrasını göremeyen bir ülke daha yanı başınızda dururken, tıkır tıkır maaş ödeyen, artışlar yapan, reel sektöre 4 yılda 40 milyarlık katkı sağlayan, KOBİ'leriyle, esnaf sanatkarıyla, tarım sektörüyle Türkiye'yi çok güzel destekleyen bir yönetime, (Bunlar ekonomi bilmiyor) demek cehaletin ifadesidir. Çok yanlış şeylerdir ama millet bunu can-ı gönülden biliyor, yaşıyor.
Bugün Türkiye'de hiçbir şey aksaklığa uğramadı. Çok büyük sıkıntılar çektik. Hükümet bu sıkıntıları kendisi yaşadı ama vatandaşına yaşatmadı. Liderlik de zaten böyle bir şeydir. Lider, (Öldüm, bittim, mahvoldum) demez, çünkü toplum ona bakarak istikametini çizecek. Kan kusarken bile (Kızılcık şerbeti içtim) der. Siyaset böyle bir şey.
Felaket tellalı olan siyasetçiler vardı Türkiye'de, bir tanesi nihayet veda etmek zorunda kaldı. Her konuşması felaket tellallığı, (Öldük, bittik, laiklik tehlikede, rejim mahvoldu, bitiyoruz, karanlık günler, yerin dibine girdik, battık, çıktık)... Allah Allah... Dışarı çıkıyorsunuz hiç öyle bir şey yok. Adam kendi dünyasında bunu yaratmış. Sonunda ne oldu? Öyle bir şey yok, hadi bakalım sen kendi dünyana, biz kendi işimize...''
Arınç, siyasetçinin ümit verdiğini, toplumun önünde gittiğini, acısını paylaştığını hatırlatarak, ''Ancak böyle lider olabilirsiniz. Yoksa arkasına taktığı toplumu uçurumdan atmaya götüren insanlara lider de denmez, siyasetçi de denmez. Biz iyi bir noktadayız. Çok şükür 8 yıldır ayakta kalmak bile muhteşem bir başarıdır. Bizi devirmek, yok etmek, yok farzetmek düşüncesinde olanlar şimdi nerede, biz neredeyiz. Allah'a hamdetmemiz lazım Alanyalılar, bir de millete teşekkür etmemiz lazım.''