Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TRT-1'de yayımlanan ''Enine Boyuna'' programına katılarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Darbe iddialarına ilişkin, Genelkurmay ile olumlu olarak paslaştıklarını söyleyen ve Silahlı Kuvvetler’in askeri personele ilişkin iddiaların üzerine ciddi olarak gittiğini belirten Erdoğan, "Bizim yöneticiler ve idareciler olarak eksiklerimiz olabileceği gibi, Genelkurmay'da da eksiklikler olabilir. Ama şu anda, Genelkurmay Başkanımız ve kuvvet komutanlarımızın olaylara yaklaşımı ve bizim paslaşmamız olumlu bir şekilde gelişiyor. Eğer böyle olmamış olsa, bu neticeleri almakta da zorlanırız" dedi.

Askeri yargıda yargılanan 40'ı aşkın subay bulunduğuu söyleyen Erdoğan, ''Silahlı kuvvetlerimiz de işin üstüne ciddi anlamda gidiyor. İş kendi haline bırakılmış değil. Bu kurumlarımız şaibe kaldıracak kurumlar değil. Bunların üzerinden bu şaibeleri ne yapıp yapıp temizlememiz lazım” şeklinde konuştu.

Bir emekli orgeneralin değişik televizyon kanallarında dolaşarak gazetecilerin sorularını yanıtladığını anımsatan Erdoğan, ''Ortada bir gerçek var. Bir şeyler bu ülkede yapılmış, yapılmamış değil. Bazı şeyler söylenmiş ve uygulamada bazı gerçekler olmuş. Eğer 'şu yoktur' derseniz bu olmaz'' dedi.

Yaşanan sancıları yüksek dozda darbe olarak gösterme gayreti olanlar olduğunu da dile getiren Erdoğan, “Ergenekon'da neler ortaya çıkıyor. Sonraki süreçte ortaya çıkanlar ortada. Ben, bunun ardından daha başka şeylerin gelebileceğini söyledim. Bunlar işaret fişekleri.

Bir normalleşmeye gidiyorsunuz, giderken de sancılar olacaktır. Bu sancıları yüksek dozda darbe olarak gösterme gayreti içine gidenler var. Biz bunu böyle düşünmek istemiyoruz. Bunu, aydınlık yarınların olduğu bir Türkiye'nin alt yapısı olarak görüyoruz'' ifadelerini kullandı.

EMİNE ERDOĞAN'I GATA'YA ALMADILAR
Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan'ın GATA'da tedavi gören Nejat Uygur'u ziyaret etmek istediğinde yaşadıkları olayı şöyle anlattı:

''Nejat Uygur'un hanımı arıyor ve 'Ne olur sizinle dışarıda buluşsak, buraya gelmeseniz. Çünkü yetkililer 'sıkıntı doğabilir, gelmemesi isabetli olur' diyor. Bunu en üst düzeyde gündeme getirdim. 'Nedir bu? Ne yaptıklarının farkında mısınız?' diye sordum. Bunu artık söylemek zorunda kaldım. Bugüne kadar söylemedim, bazı gazeteler yazdı.

Benzeri olaylar bu ülkede yaşandı. Peki bunun yapılmasına müsaade eden irade dürüst davrandı diyebilir miyiz, özgürlükçü diyebilir miyiz? Bu sıkıntılar hala var. Sizin Cumhurbaşkanı, Başbakan olmanız vesaire... Burada bir gerilim var. Köşe yazarları bunları yazıyor. Yazıyorsun da bazı gerçekleri gör. Kimlere bu ülkede ne tür uygulamaların olduğunu gör.

Eğer burada iktidar bazı şeylere sabrediyorsa, bunları afişe etmemişse sadece ülkede bir gerilim olmamasından dolayıdır. Biz bunları istemiyoruz. Onun için de diyoruz ki dünyanın gelişmiş ülkelerine bakalım, ileri demokraside dünyada nelerin olduğunu görelim. Bunlara baktığımızda bizim daha almamız gereken önemli mesafeler olduğunu görürüz. Bu tür zihniyetler de bir gecede değişmiyor. Bir zaman alacak. Ama bütün mesele hep birlikte bu mücadeleyi vermemiz gerekiyor.

Sayın Özal'a yapılanlarla, o günkü gazetelere baktığımda aynı şeyler şimdi de yazılıyor. Başlıklarda da köşe yazıları da aynı. Beyefendiler rahatsız oluyor, niye rahatsız oluyorsunuz? Aynı şeyleri o zaman da siz yazdınız. Yeni kuşağa söylemiyorum. Şimdi inkarcı pozisyonuna düşüyorlar. Ama o günün uygulamaları da bugünün uygulamaları da ortada.''