Tunceli Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mazlum Arslan başkanlığında İnönü Mahallesi, Atlantı, Kocakoç, Gürbüzler, Çukur, Ambar, Güleç, Güdeç, Doludizgin, Sinan, Uzuntarla, Gömemiş, Meşeyolu, Kulyuca, Yeşilkaya, Gökçek, Alacık, Erdoğdu köy muhtarları ile Tunceli-Pülümür Çayı üzerinde ve şehir merkezinden 1,5 kilometre uzaklıkta yapılması planlanan baraj ve HES konusunda toplantı yapıldı.

Toplantıyla ilgili Tunceli Ziraat Odası’nda yönetim kurulu üyeleri ve muhtarların katılımıyla basın toplantısı düzenlendi.

Toplantıda, Tunceli Ziraat Odası Başkanı Mazlum Arslan, alınan kararları basınla paylaştı.

Arslan, toplantıda şu kararların alındığını dile getirdi:

Yapılması planlanan, Tunceli-Pülümür çayı üzerinde HES barajı, il merkezinden 1,5 kilometre uzaklıktadır. Önünü Mahallesi, Atlantı Köyü’nün tamamı, Kocakoç, Güleç, Gömemiş köyleri ve mezralarından birçoğu sular altında kalarak yok olacaktır.

Tunceli-Pülümür çayı üzerinde yapılması planlanan HES Barajı ile ilgili ÇED toplantısının Tunceli merkezde yapılması gerekirken bu ÇED raporunun, hazırlanması için halkın, sivil toplum örgütlerinin, köy muhtarlarının katıldığı bir toplantı yapılmadığı duyumunu almış bulunmaktayız. Ancak; Tunceli-Pülümür Çayı üzerinde yapılacak olan HES Barajı ile ilgili ÇED toplantısı Ankara’da yapılmıştır. Tunceli halkının, mahalle ve köy muhtarlarının, sivil toplum örgütlerinin katılımı olmadığından yapılan bu toplantı kanunlara aykırı olduğunu belirtmek istiyoruz. Ayrıca toplantının Tunceli il merkezinde yapılmamasını Tunceli halkını hiçe saymak, önemsememek olarak değerlendiriyoruz.

 

Tunceli merkez ile beraber İnönü Mahallesi, Atlantı, Güdeç, Kocakoç köyleri içme sularının tamamı su altında kalacağından, içme suları yok olacak, susuzlukla karşı karşıya kalınacaktır.

Baraj dışında kalan köylerin ve mezraların ulaşımı kesileceğinden ulaşım imkanı çok zor yerlerden sağlanabilecek. Birçok köy ve mezraya ulaşım ise sağlanamayacaktır. Vatandaşlar yapılacak istimlaklardan dolayı zarara uğrayacak. Aynı zamanda istimlaklerin kamu tarafından yapılacağından devletimiz zarar görecektir.

 

Halihazırda Tunceli-Erzincan devlet kara yolu Güney ve Güneydoğu’yu Karadeniz’e bağlayan en kestirme yoldur. Bu yolda baraj yapımıyla beraber sular altında kalacağından alternatif yol zorlu bir coğrafyadan geçeceğinden Tunceli-Erzincan karayolunun yeniden yapımı, yapım süreciyle beraber ulaşımı güçleştirecek ve devlete milyonlarca lira zarar ettirecektir.

 

Köylerin ulaşımı tamamen su altında kalacağından dolayı, baraj altında kalacak olan köyler boşalacak ve şehirlere göçler başlayacaktır. Kısıtlı imkanlarla köylerinde tarım ve hayvancılıkla geçinen köylü vatandaşlarımız şehirlerde yoksulluk ve açlıkla karşı karşıya kalacaklardır.”

Arslan, Tunceli Ziraat Odası kayıtlarında hazine, mera, orman alanları hariç olmak üzere tarım alanı olarak kullanılan ve barajdan etkilenecek arazi ve aile sayısının köylere göre dağılımı hakkında şu bilgileri verdi:  

ziraat_ic.20121114182923.jpg 

Merkez İnönü Mahallesi, 433 bin 055 dönüm, etkilenecek aile sayısı 24

Merkez Atlantı Köyü 556 bin 422 dönüm, aile 21

Merkez Kocakoç Köyü 2 milyon 926 bin 956 dönüm, aile 95

Merkez Doludizgin Köyü 117 bin 107 dönüm, aile 5

Merkez Gürbüzler Köyü 423 bin 532 dönüm, aile 31

Merkez Güleç Köyü 1 milyon 449 bin 242 dönüm, aile 74

Merkez Çukur Köyü 1 milyon 577 bin 302 dönüm, aile 44

Merkez Gömemiş Köyü 883 bin 102 dönüm, aile 30

Merkez Uzuntarla köyü 303 bin 011 dönüm, aile 10

Merkez Güdeç Köyü 1 milyon 665 bin 041 dönüm, aile 52

Merkez Sinan Köyü 293 bin 980 dönüm, aile 15

Tunceli Ziraat Odası Başkanı Mazlum Arslan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü; “Tunceli genelinde tarım ve hayvancılıkla birlikte son dönemlerde aracılıkta gelişmeye başlamış olup, bu gelişmede yapılacak olan barajla da son bulacaktır. Tarım ve hayvancılık faaliyetinde bulunan çiftçilerin tarımsal üretimlerinin bitmesiyle birlikte tarımsal sosyal güvenceden faydalanan vatandaşların sosyal güvenceleri de sona erecektir. Bu durumda maruz kalan vatandaşların ve ailelerinin hiçbir sağlık güvenceleri olmayacaktır.

 

Baraj yapılacak bölgede bulunan mezarlıklarımızın tamamı su altında kalacaktır. Şehir merkezine 1,5 kilometre uzaklıkta bulunan belediye şehir mezarlığı barajın temelinin atılacağı yerdedir. Merkez ve diğer köy mezarlıklarına halen defin işlemleri devam etmektedir. Mezarlıklarımızın su altın kalmasıyla beraber arazisi zorlu olan ilimizde yeni mezarlık alanı bulunamayacak ve vatandaşlar mevcut mezarlarını taşıyacağından huzursuzluk yaşanacaktır. Bunun vebalinin altından hiç kimse kalkamayacaktır.

 

Gün geçtikçe büyüyen şehrimizde artan nüfusla beraber yeni yerleşim yerlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Her ne kadar şehrimiz batı istikametinde büyüse de doğu istikametinde yani baraj yapılması düşünülen alanda son dere yerleşime uygundur. Baraj yapılması ile beraber bu yerleşim alanları da sular altında kalacağından ilerleyen süreçlerde yerleşim yeri sıkıntısı yaşanacaktır.

 

İlimizde bulunan ibadet yerlerimiz su altında kalacak, inan ve ibadet kültürümüz gelecek nesiller tarafından bilinmeyecek, unutulacaktır ve yok olacaktır.

 

Tunceli’yi ziyaret eden tüm yetkilerin ilk gözlemlerinin ardından kurdukları cümlelerde Tunceli’nin doğal bir turizm potansiyeli mevcuttur. Demektedirler. Tunceli’nin kalkınmasının en önemli lokomotif unsuru da turizm denmektedir. Yapılması planlanan baraj ile birlikte bölgede ki turizm potansiyeli de yok olacaktır. Mevcut durumda hadi gerek doğa turizmi ve gerekse inanç turizmi açısından bölge için önemli bir potansiyeli barındıran alanlar hem yerli hem yabancı turistlerin uğrak yerleri arasında olan ilimizin bu potansiyeli de tehlike altına girecektir. Ayrıca baraj yapılması planlanan alanda bulunan plajlar ilimizin tanıtımına ulusal medya önemli bir katkı sağlamaktadır ve her yıl yaz mevsiminde yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olarak il ekonomisine önemli katkı sağlamaktadır. Yine bölgede tespit edilen ve edilmeyi bekleyen endemik türler baraj yapımıyla beraber risk altına gireceği ve yok olacağı değerlendirilmektedir. Dünyada nesli tükenme noktasında olan ve koruma altına alınan vaşakların, yaşam alanı olan bölge, baraj yapımıyla beraber vaşakların neslinin tükenmesine neden olacaktır.

ziraat_ic1.jpg 

İl merkezine 1,5 kilometre mesafede yapılacak olan barajın birinci derece deprem bölgesi olan ilimizde ve komşu illerde olası bir doğal afet durumunda baraj gövdesinin zarar görmesi durumunda şehir merkezi de dahil olmak üzere önünde bulunan birçok mahalle ve köyü haritadan silerek kitlesel ölümlere neden olacağı unutulmamalıdır. Aynı zamanda ilimizin dışarıya tek bağlantısı olan Tunceli Elazığ karayolu da sular altında kalacağından afete maruz kalacak ilimize yardımlar bile ulaşamayacaktır.

 

Şayet yukarıda arz ettiğimiz sorunlarımız dikkate alınmazsa, zaten fakir ve gelişmeyen ilimiz daha çok fakirleşme ve yoksullaşmayla karşı karşıya kalacaktır. En verimli topraklarımız sular altında kalacak, birkaç yıl sonra toprak erozyonundan dolayı, Tunceli-Pülümür çayı Hes barajı toprakla dolacağından ülkenin enerjisine katkı sağlamayacaktır.

 

Sonuç olarak yukarıda arz ettiğimiz nedenler ve bunların dışında yazamadığımız konulardan dolayı, Tunceli Ziraat Odası Mahalle ve köy muhtarları Tunceli-Pülümür çayı üzerinde yapılması planlanan ve şehir merkezine 1,5 kilometre mesafede bulunan HES barajının yapılmasını uygun görmediğimiz gibi devletimiz için uygun olmayacağı kanaatindeyiz.

 

Yukarıda açıklama ve kararlarımızdan dolayı, barajın yapımının iptal edilmesini istiyoruz.

Önerilerimiz kabul edilmediği taktirde barajın yapılmaması için her türlü hukuki yollara başvuracağımız ve demokratik tepkimizi göstereceğimizi belirtmek istiyoruz.”