Dersim İsyanında Eskişehir'e sürgün giden Alişan Gür, geri dönüşle birlikte 30 yıldır Tunceli'nin doğa harikası coğrafyasını fotoğraf çekerek zamanını geçiriyor. 80 yaşında olmasına rağmen eline aldığı fotoğraf makinesiyle Munzur Vadisinin güzelliklerini keşfediyor.

Dersim’de 1937-1938 yıllarında yaşanan olaylarda ailesinin tüm fertlerini kaybeden ve Eskişehir'de öksüz büyüyen Alican Gür, sürgün yaşantısından sonra Tunceli'nin Ovacık İlçesine yerleşti. Gür, son 30 yıldır doğada fotoğraf çekerek, yaşadığı travmayı üzerinden atmaya çalıştığını ifade etti. Doğa harikası olan Tunceli coğrafyasında bulunan tarihi doku, canlı türleri ile endemik bitki çeşitliliğini fotoğrafladığını ifade eden Gür, “Aslında sürgünden sonra tekrardan vatanıma dönmemle birlikte işçi olarak çalıştım. Daha emekli olmadan önce tüm Dersim coğrafyasını fotoğrafını çekmek istedim. Son 30 yıldır doğa fotoğrafı çekiyorum. 80 yaşında olmama rağmen, doğanın bir bütünü ve doğada yaşayan birçok yabani ve yırtıcı hayvanı fotoğrafladım. Şuan kalp hastası olmama rağmen gerek katliamın olduğu bölgeleri gerekse doğa fotoğrafları çekmeye devam ediyorum” dedi.

'Yaşıtlarım beni eleştiriyor'

Kendisinin fotoğraf yeteneğini uzun yıllar sonra keşfettiğini kaydeden Gür, yürüyebileceği güne kadar zamanını fotoğraf çekerek geçireceğini dile getirerek, " Aslında yaşıtlarım kahvede oturarak zaman geçiriyorlar. Hatta çoğu kez fotoğraf çekmem çevremdeki yaşıtlarım tarafından eleştiri konusu ediliyor. Fotoğraf tutkumu onlara anlatamadığım için 30 yıldır bendeki fotoğraf tutkusu beni doğaya çekiyor. 80 yaşında ve kalp hastası olmama rağmen hiç zorluk çekmeden dağları aşabiliyorum. Mesela bitki türlerinin yoğun olduğu yerleri ve yetiştikleri dönemi neredeyse ezberlemişim. Ayrıca yaban hayvanlarının ne zaman nerde olduklarını bildiğim için onları fotoğraflamam çok zor olmuyor. Doğadaki bitki ve canlı türleri ile birlikte, su kaynakları, pınarlar ve şelalelerin 30 yıllık fotoğraflarını çekiyorum. Şuan elimde bulunan mekanik çekim ile dijital çekimlerden oluşan arşivimi Dersim halkına bırakacağım" diyen Gür, Ovacık coğrafyasını fotoğraflamak isteyen insanların kendisine yönlendirildiğini dile getirerek, " Bu güzelim karlı dağları ve bereketli topraklarını keşfetmeye gelen insanlarla bazen günlerce ilgileniyorum. Çünkü doğayı fotoğraflarla keşfetmeye çalışan insanlar kendi duygularını katarak insanların göremediği yerden bakıyor ve ortaya bir ürün çıkartıyor" dedi.

'Fotoğraf bana ilham veriyor'

Şuana kadar herhangi bir sergi açma gereği duymadığını söyleyen Gür, kentte Kültür Sanat yönünde hiçbir girişiminin olmadığını ifade ederek, " Çektiğim fotoğrafların bir kısmını Fırat Üniversitesi’ne verdim. Galiba onlar sergileyeceklerdi. Ancak benim şimdiye kadar böyle bir girişimim olmadı. Sergiden ziyade ben daha çok arşiv yapıyorum. Ve çektiğim her bir fotoğraf bana çok büyük bir mutluluk veriyor" diye konuştu.