SES Dersim Şubesi tarafından İl Sağlık Müdürlüğü önünde düzenlenen açıklamada konuşan Şube Başkanı Dr. Azad Günderci, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin kente yaptığı ziyarette sağlık çalışanlarına yönelik saldırıya değinerek, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Dersim ziyaretini protesto gösterileri sırasında birkaç gösterici 112 ambulansının polislere gaz taşıdığını iddia ederek ambulansta çalışan sağlık emekçilerine bıçak çekerek tehdit etmişler ve sağlık emekçilerini şiddet uygulayarak darp etmişlerdir. Görevi insanların hayatını kurtarmak, yaralılara müdahale etmek olan sağlık emekçileri her zaman olduğu gibi ilimizde de geçen gün meydana gelen olaylar sırasında yaralılara acil sağlık hizmeti vererek görevlerini yapmışlardır. Görevlerini yapmaya çalışırken birkaç kişinin aslı astarı olmayan iddialarla sağlık emekçilerine şiddet uygulayarak görevlerini yanmalarına engel olmalarını ve şiddet uygulamalarını kınıyoruz. Hepimizin bildiği gibi son dönemlerde siyasetçilerin Dersim üzerinden yürütmeye çalıştığı politikalar ve halka meydan okuyarak yoğun güvenlik önlemleri ile Dersim’i ziyaret etmeye çalışmaları halkta büyük bir gerginlik yaratmıştır. Bu tür gergin ortamlar provokasyona zemin yaratarak bazen insanların karşı karşıya gelmesine neden olabilmektedir” dedi.

Yurttaşlara da çağrıda bulunan SES Şube Başkanı Dr. Azad Günderci, “Sağlık çalışanlarının tek görevi her zaman olduğu gibi bundan sonraki oluşabilecek eylemlerde de yaralılara müdahale etmektir ve bunu da onurlu bir şekilde yapmaya devam edeceklerdir. Bu konuda sağlık çalışanlarına yönelik yapılabilecek provokatif şiddet eylemlerine engel olmaları ve sağlık hizmetlerini yürütmeleri konusunda yardımcı olmalarıdır. Buradan yaralanan arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi ileterek acil şifalar diliyoruz. Kendilerine uygulanan şiddeti de bir kez daha kınıyoruz” diye konuştu.

ses_ic-003.jpg 

AİLE HEKİMLERİ EK ÇALIŞMA SAATLERİ DAYATMASINA KARŞI ÇIKIYOR

Açıklamada aile hekimlerine ek çalışma saatleri dayatmasına tepki gösteren SES Dersim Şube Başkanı Dr. Azad Günderci, konuya ilişkin şunları kaydetti: “Türkiye’de koruyucu sağlık hizmetlerinin vardığı nokta oldukça ürkütücü hale gelmiştir.

14 Kasım Diyabet Günü dolayısıyla yapılan açıklamalarda diyabetin ülkemizde son on yılda iki kat arttığı, yüzde 14.5 oranını yakaladığı ve giderek artacağı belirtilmiştir.

Bu durum başta obezite, hipertansiyon, KOAH, depresyon, kanser gibi öldürücü olabilen, birincil koruma yöntemleriyle azaltılabilen hastalık gruplarıdır. Ancak birincil koruma yöntemleri yeterince yaşam bulmadığında, hızla artan kronik hastalık gruplarıdır.

Aile Sağlığı Merkezleri (ASM), halkın hastalıklardan korunmasında, sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam değişikliklerinin davranış kalıbına dönüşmesinde görev alan en önemli birimlerdir.

Maalesef ASM’ler ağırlıklı olarak ilaç tekrarlarının yapıldığı, bina, elektrik, su, ısınma gibi mali işlerin giderilmesi için zaman harcandığı, performans kaygısı nedeniyle mesleki birikimin hastaya yeterince sunulamadığı, hekimin hastasından saygınlık yerine şiddet gördüğü birimlere dönüşmüştür.

Çocuk felci aşılaması, İstanbul’un 6 ilçesinde 0-59 aylık çocukların ancak bir kısmına yapılabilmiş, kökünü kazıdığımız kızamık vakaları tekrar görülmeye başlamıştır.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, salgın haline gelen öldürücü kronik hastalıklarla mücadele etmek için, bir yandan 2014 yılını “Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Yaşam Yılı” olarak ilan ederken; bir yandan da bu hizmetleri yürütecek birinci basamak sağlık çalışanlarına acillerin yükünü devredeceğini bildirmiştir.

Şimdi soruyoruz;

- Hasta başına ayrılan muayene sürelerini 5 dakika ile sınırlarsanız halk soluğu acillerde almaz mı?

- Ortalama hekime başvuru sayısı kişi başı yılda 2-3 iken, 10’lara çıkmasından sorumlu değil misiniz?

- Giderek yoksullaşan halkın, sağlık hizmeti için farklı adlarla alınan katkı payları nedeniyle, ek ödemelerden kurtulmak için acillere gittiğini bilmiyor musunuz?

- Sağlık çalışanlarını en çok şiddete maruz kaldığı acillerde şiddet sürerken, buna karşın yöneticiler doğru dürüst önlem almazken, tamamen korumasız olan TSM ve ASM’leri geç saatlere dek açık tutarken nasıl koruyacağınızı düşünüyorsunuz?

- Koruyucu sağlık hizmetleri ve sonuçları her geçen gün gerilerken, bu hizmetlerin verildiği ASM’leri acil hizmetlerin bir parçası yaparak, bir açığı başka yerde açık oluşturarak gidermeniz doğru mu?

- Sağlık hizmetlerini toplumun gereksinmelerine göre değil, piyasanın ihtiyaçlarına göre belirleyip sağlık alanını kar- zarar mantığıyla yönetmekle sağlık şirketlerini büyütüp, toplumun sağlığıyla oynadığınızın farkında mısınız?

Sayın Bakan’a sesleniyoruz:

Aile Hekimlerinin belirsiz statülerinden, verilen keyfi ceza puanlarına, iş fesihlerine, güvencesiz çalışmalarına, ücretli izin haklarının olmayışına, mesleki bağımsızlığının yitirtilmesine kadar bir çok sorun devam ederken, bu sorunların çözümü için hiçbir adım atılmazken, sizleri ek olarak cumartesi dahil gece geç saatlere dek çalıştıracağım demeniz vicdanınızı yaralamıyor mu?

Aile Hekimleri ve ASM çalışanları, birinci basamak sağlık hizmet alanında aşılamadan, gebe izlemine, köy ve ev gezmesinden halk sağlığı eğitimine, danışmanlığına, takibine, sosyal sorunlarına yardımcı olmaya kadar, toplumun sağlığını korumak, korunmasına yardımcı olmak için, ilk başvuru yeri olarak tedavisini, izlemini üstlenmekten sorumludur.

Aile Hekimleri ve ASM çalışanları, toplumun sağlık hakkı kadar kendi temel haklarını da korumak, hak kayıplarına karşı örgütlü mücadelesini sürdürmekte kararlıdır.

Bizler haftada 40 saati aşmayacak, hafta içi günlük 8 saatlik çalışma düzeni içinde çalışmaya devam edeceğiz. Bunun dışında ek çalışma saatleri ya da hafta sonu çalışma dayatmalarına karşı mücadelemizi her türlü demokratik eylem biçimiyle sürdürme kararlılığı içerisinde olduğumuzu tüm kamuoyuna bir kez daha ilan ediyoruz.”

*Fotoğraflar, SES Dersim facebook sayfasından alınmıştır.