Buluşmaya ilişkin yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi:

 

1990'lı yıllara kadar Dersimlilere ait olan meralar, yaylalar, son 30 yıllık köy boşaltmalar sonunda halkın elinden aldı. 

 

 AKP iktidarı döneminde el koyulan meralar ve yaylalar, enerji ve maden şirketleri tarafından talan edildi. Bu talan bir çok kutsal mekanı da içine alacak şekilde devam ediyor.

 

 Topraklarımızı geri almak için, özellikle HES ve baraj ve madencilik tehdidi altında olan köylerde, Ovacık, Cevizlidere, Pülümür'ün Mutu vadisi ve Sansa deresinde, köylülerle beraber 20 Nisan'da 1000 tane ceviz fidanı dikeceğiz.

 

 Ceviz fidanlarının alınması ve dikilmesi çalışmalarıyla dayanışma amacıyla düzenlenen gecede, Dersimli müzisyenler Metin Kahraman, Ahmet Aslan ve Erdoğan Emir ve Karadenizli müzik grupları Marsis ve Karmati yer alacak.

 

 Aşağıda, yıllardır Dersim'de ekoloji mücadelesi veren avukat Barış Yıldırım'ın, Dersim'deki doğa talanında son duruma ilişkin raporunu bulacaksınız. 

 

 DERSİM ÇEVRE DURUM RAPORU

 

 Avukat Barış Yıldırım

 

 Hali hazırda Dersim 25 HES; 145 madencilik faaliyeti; 10.557 adet anti-personel mayını; inanç alanları ile kültür varlığı alanlarına inşa edilmek istenen karakol projeleri ile büyük bir tehdit altındadır!

 

 Özetle ifade etmek gerekir ise:

 

 1971 yılında Millî Park olarak ilan edilen Munzur Vadisi’nde; Bozkaya Barajı ve HES, Kaletepe Barajı ve HES, Konaktepe Barajı ve Konaktepe HES I - HES II, Akyayık Barajı ve HES’in yapımı 1983 yılında projelendirilmişti.

 

  Danıştay 13. Dairesi’nin 11.10.2010 tarihli ve 2010/995 Esas sayılı Yürütmeyi Durdurma Kararına ve bilahare İptal Kararına; Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu’nun Munzur Vadisi Millî Parkı’nda yapımı projelendirilen Baraj/Hes’ler için mutlak surette Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu alınması gerekliliğini belirten 26.05.2011 tarihli ve Y D İtiraz No. 2010 / 1147 sayılı kararına rağmen mülga Çevre ve Orman Bakanlığı’nca Munzur Vadisi Millî Parkı’nda yapımı planlanan Baraj ve Hes’ler için 18.04.2011 tarihinde Üstün Kamu Yararı kararı alınmış ve bakanlıkça Baraj ve Hes’lere izin verilmiştir. Üstün Kamu Yararı Kararı'na karşı açtığımız dava halihazırda Danıştay'dadır.

 

  Yine Millî Park sınırları içerisinde Mercan Suyu üzerinde yapımına 1985 yılında başlanan ve 2003’ten bu yana enerji üreten Mercan Reg. ve HES’in devlet eliyle tamamen kaçak inşa edildiği 2010 yılında tarafımızca  tespit edilmesine rağmen anılan HES hali hazırda enerji üretmektedir.

 

  ÇED OLUMLU ve/ya ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR KARARI alınmadan inşasına başlanan ve 17 Ağustos 2009 yılında su tutum işlemine gerçekleştirilen Uzunçayır Barajı ve HES’in vaziyeti her şeyi özetlemektedir.

 

  Peri Vadisi’ndeki ekolojik kırım da devam etmektedir. Peri Vadisi’nde altısı baraj tipi toplam dokuz HES projelendirilmişti. Bu baraj ve HES’lerden Tunceli ili sınırları içerisinde yer alan Seyrantepe Barajı ve HES’te hali hazırda enerji üretilmekte; Tatar Barajı ve HES’in inşası tamamlanmış; halkımızın tüm itirazlarına rağmen Pembelik Barajı ve HES için Acele Kamulaştırma Kararı alınarak topraklarımıza Acele El Koyma Kararları verilerek ekolojik kırım devam ettirilmektedir.

 

 Şunu da belirtmek gerekir ki Uzunçayır Barajı ve HES ile Tatar Barajı ve HES gibi tesisler, İmar Planı zorunluluğuna rağmen plansız olarak inşa edilmiştir. Bu sebeple Tunceli İl Özel İdaresi'ne başvuruda bulunarak Baraj ve HES'lerin mühürlenerek faaliyetlerinin durdurulmasını talep ettik. Tunceli İl Özel İdaresi'nce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na görüş sorulmuş müteakiben Bakanlıkça verilen yanıtta İmar Planı bulunmayan Baraj ve HES'lerin mühürlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Hali hazırda Plansız HES'lere dair süreç tarafımızca yakından takip edilmektedir.

 

  Hali hazırda Dersim’in tüm ilçeleri HES tehdidi altındadır…

 

  İnköy Reg. ve HES, Çobanyurdu Reg. ve HES, Tagar Reg. ve HES, Gökçeköy Reg. ve HES, Pülümür Reg. ve HES I-II, Hakis Reg. ve HES, Haskar Reg. ve HES, Mutu Reg. ve HES, Derman Reg. ve HES, Armağan Reg. ve HES, Abdalan Reg. ve HES, Sansa Reg. ve HES Dersim’de yapımı projelendirilen diğer HES’lerdir.

 

  Dersim son süreçle birlikte madencilik projeleri açısından da yüksek bir tehdit altındadır. Dersim’in ekolojik ve kültürel varlık alanları çevre mevzuatına aykırı olarak Maden Arama - İşletme Ruhsatları ile madencilik şirketlerine kiralanmıştır. Toplam Ruhsat sayısı 145'tir. 

 

 
Madencilik şirketleri Arama-İşletme Ruhsatlarına konu toplam rezerv sahaları çok daha yüksek miktarda olmasına rağmen ÇED sürecinden kaçınmak için faaliyet yürütecekleri alanı etap etap beyan etmekte ve bu şekilde madencilik faaliyetlerinin olası çevresel v.s. sonuçlarına dair veriler elde edilememektedir. Bu durumun tipik örneği Ovacık Cevizlidere'dir.

 

 Bunlardan başka anti-personel mayınları da gerek yaşam hakkı ve gerekse de ekoloji açısından yüksek miktarda risk üretir durumdadır.

 

  Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’e 2004 yılında sunduğu raporlara göre Dersim’de 10 bin 557 adet kara mayını/anti-personel mayını bulunuyor.

 

  Türkiye’nin, taraf olduğu Ottawa Sözleşmesi hükümlerine göre Dersim’de bulunan 10.557 adet anti-personel mayınının imhası için sözleşmenin yürürlük tarihi olan 1 Mart 2004 tarihinden itibaren en kısa zamanda harekete geçerek mayınların imhasına başlamış olması gerekiyordu. Fakat bugüne kadar mayınların imhası için herhangi bir girişimde bulunulmadı. Son süreçle birlikte, Dersim’de 90’lı yıllarda zorla boşaltılan yerleşim birimlerine dönüş umutlarının oluşması ve doğa gezilerinin artması ile anti-personel mayınları ve serbest patlayıcılar Dersim halkı açısından daha fazla kaygı üretmeye başlamıştır.

 

  Son olarak belirtmek isteriz ki çözüm sürecine rağmen, Dersim Halkınca büyük kutsiyet atfedilen Koye Jel ve Sinan Kalesi Harabeleri gibi kültürel varlık alanlarına büyük karakollar inşası için iş makinaları çalışmaya başlamıştır. Dersim’in inancına, kültürel varlık alanlarına yönelik projeler inanç ve kültürümüz açısından asla onaylanamayacak projelerdir. Kalekol, gözetleme kulesi v.s. adı altında Dersim'de toplam 52 yapı projelendirilmiştir.