Konuya ilişkin KAR-DEF tarafından yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:

Yap-İşlet-Devret modeli ile kiralanması düşünülen 33 ada 1 parsel, uygulama imar planında park alanı olarak işlevlendirilmiştir. Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nin 19. Maddesi uyarınca 1000 m2’nin altındaki park alanlarında yapılaşma yasaklanmış, 1000 m2 ve üzeri park alanlarında ise bu alanın maksimum %3’ü kadar ve 1 katı geçmeyecek şekilde çay bahçesi, büfe, muhtarlık gibi yapılar yapılabileceği belirtilmiştir. Belediyenin hazırlattığı ve ihale ilanında bahsi geçmeyen ancak aşağıda sizlerle paylaştığımız proje görsellerine bakıldığında park alanının yaklaşık %40’ında ticari yapıların yer aldığı görülmektedir. Bu durum yönetmeliğe ve imar mevzuatına aykırıdır.

Karakoçan Belediyesi, ihale ilanında bu parkın altında yeraltı otoparkı yapacağını belirtmektedir. Otopark kullanımlarının yapımına dair temel hükümleri içeren Otopark Yönetmeliği’nde Yeraltı otoparkları; “Yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinin, tamamen tabii zemin veya tesviye zeminin altında kalmak üzere, uygulama imar planı kararı ile belirlenmek ve mevcut ağaç dokusu ve zemin yapısı dikkate alınarak, ağaçlandırma ve bitkilendirme için yeterli derinlikte toprak örtüsü bırakılmak, mevcut dokuya zarar vermemek ve ilgili standartları sağlamak şartı ile yapılan kapalı otoparklar” şeklinde tanımlanmıştır. Söz konusu tanım incelendiğinde “mevcut ağaç dokusu ve zemin yapısı dikkate alınarak” ve “mevcut dokuya zarar vermemek şartıyla” ifadeleri öne çıkmaktadır. Yeraltı otoparkının yapılmak istendiği alan incelendiğinde, söz konusu zeminin altındaki su varlığı sebebiyle jeolojik olarak sakıncalı olması, mevcut durumda alanda çok sayıda 40 yıllık çınar ağaçlarının bulunması ve olası otopark projesinin yapımı esnasında zarar görmelerinin kaçınılmaz olması sebebiyle ilgili mevzuatta belirlenen kıstaslara aykırılık taşıdığı açıktır. Yeraltı otopark yapımıyla birlikte kentin merkezindeki açık-yeşil alan ticarileştirilecek, 8 ay boyunca büyük oranda atıl durumda kalacak bir alanın işletmesinde yaşanan sorunlar sebebiyle dolaylı yoldan belediye zarara uğratılacak, alandaki anıtsal değeri olan ağaçlar zarar görecek ve belirlenen alanın kapasitesinin sınırlılığı sebebiyle otopark sorununa da çözüm üretilmemiş olacaktır.

Yeraltı otopark yapımı, gerek maliyeti, gerekse de ekolojik yan etkileri sebebiyle Şehir ve Bölge Planlama bilimi açısından en son başvurulacak yöntemdir. Oysa Karakoçan’da bütüncül bir ulaşım planı kapsamında, maliyetsiz bir biçimde ulaşım sorununu çözmek mümkündür. Araç sirkülasyonun planlı bir şekilde sağlanması, kent merkezine yürüme mesafesinde açık otopark alanlarının belirlenmesi, yaya dolaşımının teşvik edilmesi gibi maliyetsiz çözümlerle hem esnafın iş hacminin artması sağlanabilir, hem de kalıcı bir çözüm sağlanmış olur.

Söz konusu park alanının 18. Madde uygulamasına tabi tutulup tutulmadığı, tutulduysa bu parselin Karakoçan Belediyesi’nin tasarrufuna geçip geçmediği hususu belirsizdir. Belediye bu konuda halkı bilgilendirmelidir. Halihazırda söz konusu ihale ilanı dahi yasalara aykırı iken, bu parselin belediyenin tasarrufunda bulunmaması durumunda bu suç katmerlenmiş olacaktır.

Ülkemizde son dönemde sıkça gündeme geldiği üzere yap-işlet-devret modelleri kamusal alanları özel mülklere çevirmektedir. Projenin gerçekleşmesi durumunda Karakoçan halkının dinlenmek, soluklanmak ve vakit geçirmek amacıyla yoğun olarak kullandığı Atatürk Meydanı bu projenin gerçekleşmesi durumunda ticari işletmelerce özelleştirilmiş bir alana dönüşecektir.

Bu alan, insanların nefes alabileceği, merkezde kamuya ait tek yeşil alan. Zengin, fakir, her renkten insanların birlikte vakit geçirebileceği nadir parklardan biri. Burayı yeşil alandan çıkartıp üzerine inşaa edilen yapılarda yeni cafeler açmak, masum bir hareket değil.

Belediye bu alanda yapmak istediği uygulamalara ilişkin kamuoyunu doğru bilgilendirmemiş, Karakoçan halkının katılımını sağlamamış, fikirlerini sormamış, onayını ve rızasını almamıştır. Kapalı kapılar ardında hazırladıkları bu projeyi alelacele uygulamaya çalışmaktadır. Karakoçanlıların bu alanı kullanım biçimleri, yıllar içinde oluşmuş kullanım alışkanlıkları, gündelik hayatlarındaki yeri gözetilmemiş, halkın çıkarları yok sayılmıştır.

Karakoçan Dernekleri Federasyonu olarak; Karakoçan’a ve Karakoçan halkının yararına olmayan bir projeye onaylamadığımızı ve resmi anlamda atılacak her adımda takipçiniz olacağımızı belirtmek isteriz.

Bu planı ve projeyi hazırlayıp onaylayanlar, bizi, Karakoçan halkını hiçbir şey bilmeyen, rahatlıkla ikna edilebilecek, kandırılabilecek, Karakoçan’ın hafızası olan tarihi çay bahçesi ve parkının gerçeklerinden uzak kişiler güruhu mu sanıyorlar?

Karakoçan’a ve Karakoçan halkının yararına olan projeleri hangi kurumlar yaparsa yapsın yanında olduğumuz gibi, Karakoçan’a ve Karakoçan halkına, yaşam alanlarına zarar verecek projelerde de Federasyon olarak karşı duracağımızı ifade etmek isteriz. Karakoçan Belediyesinin ön çalışmasını Kamuoyuyla paylaştığı Orta Park’ın altına çok Katlı Otopark üzerine Kafe- Restaurant Projesi halkın yararına yapılacak bir proje değildir.

Karakoçan halkının yararına olmayan bu park alanını yapılaşmaya açamazsınız. Karakoçanlıların keyifle vakit geçirdiği bu alanı ticari işletmelere ve onların kâr hırslarına kurban edemezsiniz. Karakoçan’da bütüncül bir planlama anlayışıyla otopark sorunu çözülebilirken, yeraltı otoparklarıyla yeşil alanların dönüşsüz biçimde tahrip edilmesinden vazgeçilmelidir. Karakoçan Belediyesi, Karakoçanlıların fikirlerini ve onayını almadan bu gibi alanlarda proje yapmaktan vazgeçmeli, ihale sürecini sonlandırmalıdır. Bu alanda bir proje ihtiyacı varsa bu Karakoçan halkının fikirleri ve onayı alınarak yapılmalıdır. Karakoçan Belediyesi’ni, Karakoçan’ımızda bir KENT SUÇU islenmesine DUR dememeye bu yanlıştan dönmeye çağırıyoruz.