İl Teşkilatında düzenlenen toplantıda konuşan HDP İl Eşbaşkanı Makbule Tulga, “AKP hükümeti TBMM’de HDP ve CHP milletvekillerine yönelik saldırıları ile çıkarmayı düşündüğü İç güvenlik paketi ile halklarımıza nasıl bir baskı uygulayacağının ipuçlarını vermektedir. AKP milletvekillerinin başta kadın milletvekillerimiz olmak üzere 5 milletvekiline yönelik saldırılarını kınıyoruz. TBMM’nin düşünceyi özgürce açıklama platformu olduğunu her defasında dile getiren AKP, milletvekillerine yönelik kaba kuvvete başvurarak özgür düşünceye karşı bu yasanın ne kadar büyük tehditler içerdiğini göstermektedir” dedi.

Paketin polis devleti rejimini ve uygulamalarını kurumsallaştırmaya, yaygınlaştırmaya yönelik olduğunu savunan Tulga, “En son iki gün önce Başbakan Davutoğlu’nun tasarıya ilişkin açıklamaları tipik AKP algı yönetimi ve manipülasyonlarının son örneğidir. Tasarının temel hak ve özgürlükleri askıya alan içeriğini es geçerek bonzai satışını, molotof kullanımını ve eylemlerde yüzün çeşitli araçlarla gizlenmesini engellemeye yönelikmiş gibi sunmak kocaman bir yalandan ibarettir. Her üç konuda da yasalar mevcut olup yüzlerce çocuk taş ya da molotof attıkları iddiasıyla cezaevlerine atılmış, onlarca yıllık cezalar verilmiştir. Bırakalım yüzünü gizlemeyi sırf boynunda puşi olduğu için aylarca cezaevine konan Cihan Kırmızıgül’e 11 yıl ceza verildiğini unutturacaklarını sanıyorlarsa aldanıyorlar. Sorun uyuşturucu ve bonzai satışı ise tek bir maddelik düzenleme getirsinler sonuna kadar destekleyelim. Meselenin bunlar olmadığı, her üç konuyu öne sürerek kamuoyu desteği sağlamayı amaçladıkları açıktır. Kaldı ki, kanun yapma tekniği açısından bu durum AKP ile özdeşleşmiş olup tüm torba kanunlarda aynı yol izlenmektedir” diye konuştu.

hdp_ic-003.jpgTasarının yasallaşması durumunda tüm toplumsal muhalefet darbe dönemlerini bile aratacak bir saldırı altında olacaktır diyen HDP İl Eşbaşkanı Makbule Tulga açıklamasını şu sözlerle bitirdi: “Çünkü; Kısa süre önce çıkan yasa ile ‘’makul şüphe” standardına geri dönülmesi de gözetildiğinde basın emekçilerine, avukatlara, sendikacılara, üniversitelilere, kadınlara yönelik “şafak baskınları” yaygınlaşacak, toplu tutuklamalar sıradanlaştırılacaktır. Soruşturma sırasında ‘el koyma’ yetkisi genişletildiğinden, gerçek ve tüzel kişi muhaliflerin malvarlıklarına da el konularak çok yönlü faşizan bir baskı kurulacaktır. Dinleme, gizli soruşturmacı kullanma ve teknik takip yetkileri genişletilecek, sahte ve hukuk dışı kanıt yaratma faaliyeti sistematikleştirilecektir. AKP’nin 14 yıllık baskıcı politikaları artık toplumu bir sosyal patlama noktasına getirmiştir. Aynı politikalarda ısrar edilirse hiçbir kanunun bu patlamayı durduramayacağı tarihsel gerçekliklerle sabittir. Dolaysıyla AKP’nin emek ve demokrasi mücadelesine karşı hukuk tanımaz politikasının ve otoriter karakterinin yansıması olan yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir. Hükümete sesleniyoruz, temel hak ve özgürlükleri askıya alan bu sıkıyönetim yasasını derhal geri çekin. Halklarımızın ve emekçilerin ihtiyacı yeni bir SS yasası değil barış ve demokrasinin tesisine yönelik düzenlemelerdir. Bizler emek ve demokrasi güçleri olarak tasarı geri çekilinceye ve anti demokratik uygulamalara son verilinceye kadar ülkenin dört bir yanında alanlara çıkarak mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.”