TBMM Başkanlığına Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından yazılı yanıtlanması istemiyle soru önergesi veren CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi önergesinde şunları kaydetti:

 

MİT TIR’larını haber yapmaları nedeniyle Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 26 Kasım 2015 tarihli kararıyla aynı gün tutuklanarak, Silivri Hapishanesi’ne gönderilmişlerdir. Silivri’ye ilk adımlarını attıkları andan itibaren tecrit uygulanmaktadır. Can Dündar, 7 Aralık 2015 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan yazısında ağır bir tecrit altında olduklarını belirterek;

 

“ Yıllar önce “Yalnızlığa Alışmalı” diye bir yazı yazmıştım. Ondan beridir alıştırdım kendimi, yalnızlığı severim. Ama buradaki, tecrit; hem de ağır bir tecrit…

 

24 saat hücremizde tek başımızayız.

 

Erdem, hemen yanımdaki hücrede yatıyor. Kapısı kol mesafesinde.. Ama görüşmemiz yasak. Tecrit o kadar sıkı ki avukat görüşüne giderken bile, karşılaşmayalım diye önce birimizi içeri alıp sonra diğerimizi götürüyorlar.

 

Dar koridora açılan demir kapının üstünde cep telefonu büyüklüğünde bir gözetleme deliği var. Ayak parmaklarının üzerinde yükselip birkaç saniye el sallamak mümkün oluyor ancak…

 

Gardiyanlarımız ve avukatlarımız dışında kimseyi görmememiz isteniyor anlaşılan. Peşinen cezalandırma…

 

Okuduğum tutsak hatıralarını geçiriyorum aklımdan: Hiçbirinde böyle ağır bir tecritten bahsedildiğini hatırlamıyorum.

 

Belki Guantanamo’da vardır.” diye yazmıştır.

 

Dündar ve Gül, ayrı hücrelere konulmuşlardır. Avukat ve ziyaretçi görüşü dışında, insan yüzü görmüyorlar. Öyle ki mesleklerinden dolayı istedikleri daktilo bile kendilerine verilmemiştir.

 

Gazetecilik yaptıkları için Silivri Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Dündar ve Gül’e ağır tecrit uygulayıp daktilo dahi verilmezken Adalet Bakanlığı'ndan özel izin alınarak, ATV'nin dizisi 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz' için Bakırköy Kadın Hapishanesi’nde plato kurulmuştur. Bir daktiloyu tehdit ve tehlike olarak görenler, bir dizi setini hapishane içine sokabilmektedirler.

 

08.12.2015 tarihinde Adalet Bakanlığı’ndan "Yasal mevzuatımızda hükümlü ve tutuklulara yönelik tecrit uygulaması yer almamaktadır. Bugüne kadar hiçbir hükümlü ve tutukluya tecrit uygulaması yapılmadığı gibi adı geçen tutuklulara da tecrit uygulaması yapılması söz konusu değildir" açıklaması yapılmıştır. Bu açıklamanın gerçeklerden çok uzak olduğu bilinmektedir. Çünkü tecrit sadece Silivri’de değil bütün hapishanelerde uygulanmaktadır.

 

Hakverdi şu sorularına yanıt istedi:

 

Can Dündar ve Erdem Gül neden tek kişilik hücrelerde tutulmaktadırlar?

 

Bakanlığınız 08.12.2015 tarihinde yaptığı açıklamada hiçbir hapishanede tecrit uygulanmadığını belirtmiştir.  Tecrit insandan yalıtmak olduğuna göre Dündar ve Gül’ün ayrı hücrelere konulması tecrit değil midir?

 

Can Dündar ve Erdem Gül’ün Silivri Hapishanesi’nde görüşmelerine izin verilmiş midir? İzin verilmemiş ise gerekçesi nedir?

 

Dündar ve Gül’ü aynı anda ziyaret etmek için gelenler neden ayrı ayrı görüştürülmektedir? Aynı anda ortak ziyaretçiler ile görüştürülmesinin sakıncası nedir?

 

08.12.2015 tarihinde bakanlığınızdan yapılan açıklamada Dündar ve Gül’ün ziyaretçileri ile ilgili veriler açıklanmıştır. Dündar ve Gül tutuklandığı günden önerge tarihine kadar kaç kişi ziyaret talebinde bulunmuştur? Kaçına olumlu kaçına olumsuz yanıt verilmiştir?

 

Dündar ve Gül’e kâğıt, kalem ve kitap verilmiş midir?

 

Dündar ve Gül’e neden daktilo verilmemektedir? Daktilo hapishane açısından ne tehlike oluşturmaktadır?

 

Dündar ve Gül’e daktilo verilmezken Bakırköy Hapishanesi’ne film seti nasıl sokulmaktadır? Daktilo mu film seti ekibi mi hapishanelerin güvenliği açısından daha tehlikelidir?

 

Dündar ve Gül, daktilo yerine film seti ekibi talep etmiş olsalardı talepleri yerine getirilir miydi?

 

Tutukluluk süresince hiç disiplin cezası almamış kişilere tecrit uygulanma sebebi nedir? Hapishanelerde kişilere göre mi tecrit uygulanmaktadır?

Can Dündar’ın 07.12.2015 tarihinde yazdığı ‘Bizim Saray’ başlıklı yazısındakiler ağır tecrit değil midir?