yüzyıllardır bu topraklara can vermiş; kurduyla, kuşuyla, yüzlerce bitki türüyle hayata ev sahipliği yapmış ve can çekişen, birileri tarafından kanatılan doğamıza ilişkin fotoğraflı mailini paylaşmak istiyoruz.

Yıllardır toprağına, yaşam alanına sahip çıkmak için baraj ve HES’lerle mücadele eden duyarlı Dersimlilerin yanı sıra, o muhteşem doğayı yok etmek için çabalayan ve ne yazık ki yine bu topraklarda doğmuş; büyümüş insanlarımız da yok değil.

İşte bir doğasever tarafından bu konuya ilişkin yazılmış o mail.

Sizlere bu maili yazarken bile çok kızgın olduğumu belirtmeliyim. Duyarlı Dersim Halkının ağaç katliamına ve bazı görgüsüz piknikçilere seyirci kalmayacağına inanıyorum. Vadilerimizi dolaşan sözde çevrecilerin bu katliamı görmemelerini kınıyorum.

doga_ic.jpg

Vadilerimizdeki anıt ağaçlar, Anafatma Ziyareti’ndeki devasa kara ağaçlar bir bir yok ediliyor. Yine bazı kişilerce kaçak odun ticareti yapılarak ağaçlar katlediliyor. Bütün bunların katilleri içimizde. Burada amacım, çevre bilincinin çoğalması ve halkımızın barajlar için gösterdiği tepkiyi aynı tonda vadilerimizde kendini bilmez insanların katliamlarını karşı da göstermesi.

Doğayı sevmek bir haktır, gelecek nesillere tertemiz vadiler ve çevre bırakmak bizlerden geçer. Herkes bu konuda sorumlu davranmalı.

Her iki vadide piknik yapan kısaca vadileri kullanan kişiler korkunç kirlilik ve çöp yığınları oluşturup ısınmak için ise ellerindeki kesici aletlerle ağaç kesiyorlar. Ellerindeki silahlarla rastgele ateş ediyorlar. Bu yıl adeta yaban domuzu kıyımı yaptılar. Gerekçe neymiş, yaban domuzları çokmuş. Doğamızın renklerinden olan keklik için de aynı şey dillendirilmişti. Bu yıl doğaya baktığınızda keklik sesine hasret kalıyorsunuz.

Biz, Munzur’un çocuklarıyız, Munzur’la kutsandık. Analarımız, sabahın erken saatlerinde Munzur’dan bir tas su alarak mayaladı yoğurtlarımızı. Şimdilerde Munzur suyunu içebiliyor muyuz? Kent merkezinden tutun da hasarlı köprüye kadar birçok yaban domuzu vurulmuş durumda ve bunların leşleri de çoğunlukla Munzur’un içinde.

Denetimler yetersiz. Ancak bu işler sadece denetimle başarılabilecek şeyler de değil. Doğayı bilmek, sahiplenmek, onun bir parçası olduğumuz bilincinin yerleşmesi çok daha önemli.

Son söz, yarın çok geç olmadan herkesi, doğamıza sahip çıkmaya davet ediyorum.

 

Dersim Çevre ve Doğa Dostu...

 

 

*Fotoğraflar, maili yazan doğasever tarafından çekilmiştir.