TBMM Başkanlığı’na soru önergesi veren BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, “Türkiye Cumhuriyeti ulus devlet inşası sürecinde etnik kimliğe dayalı ulus formunu temel almıştır. Bu kapsamda; ilk olarak Türk olmayan gayri Müslimler çeşitli yollarla topraklarından edilmiş, sonra da Türk olmayan Müslüman topluluklar Türklük potası içerisinde eritilmeye çalışılmıştır. Bu asimilasyon politikalarının en ilkel uygulamaları da kadınlar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Özellikle genç kız çocuklarının ailelerinden alınarak Türklerin yoğunlukta yaşadığı şehirlerdeki ailelere verilmesi yoluyla asimilasyon kalıcı hale getirilmek istenmiştir. Bu politikalar neticesinde Şex Said ve Seyit Rıza direnişlerinden sonra Dersim, Bingöl ve Elazığ’dan onlarca kız çocuğu ailelerinden koparılarak, Batı kentlerindeki ailelere evlatlık verilmiştir. Bingöl, Dersim ve Elazığ’da yürütülen bu asimilasyon politikalarının amacı; farklı etnik kimliklerin Türklük potasında eritilmesidir. Evlatlık verilen bu kız çocuklarına ilişkin açık olan devlet arşivlerinde yeterince bilgi bulunmamaktadır. Söz konusu “kız çocukları”nın akıbeti hakkında kamuoyu net ve açıklayıcı bilgi beklentisi içerisindedir” ifadelerine yer verdikten sonra Başbakan Erdoğan’ın şu sorularını yazılı yanıtlamasını istedi:

 

1.         1925 yılında Şex Said öncülüğünde gelişen halk ayaklanmalarından sonra Bingöl ve Elazığ sınırları içerisinden farklı bir bölgeye zorla göç ettirilen aile sayısı kaçtır? Bu aileler kimlerdir? Türkiye’nin hangi bölgelerine göç ettirilmiştirler?

2.         1938’de Seyit Rıza öncülüğünde gelişen halk ayaklanmalarından sonra uygulamaya konan tehcire kaç aile maruz bırakılmıştır? Ailelerinden alınarak Batı illerindeki ailelere evlatlık verilen kız çocuğu sayısı kaçtır? Bunlar kimlerdir?

3.         Şex Said ve Seyit Rıza’nın öncülüklerinde gelişen halk ayaklanmalarından sonra Dersim, Bingöl ve Elazığ’da ailelerinden alınarak Batı illerindeki ailelere veya resmi kurumlara teslim edilen kaç kadın vardır? Bunlar kimlerdir? Hangi kentten kaç kişi bu uygulamaya maruz bırakılmıştır?

4.         Dersim, Bingöl ve Elazığ’da “kız çocukları”nın Türk ailelere verilmesi, asimilasyon politikalarının işlerlik kazanması açısından sistematik bir devlet politikası mıdır?

5.         Sıdıka Avar, söz konusu dönemde Bingöl, Dersim ve Elazığ’da görev yapmış bir öğretmendir. Kendisi bu süreçte köylerden kız çocuğu toplayarak asimile edilmeleri için çaba harcamıştır. Söz konusu dönemde Sıdıka Avar gibi kamu görevlilerine asimilasyon için özel görevler yüklenmiş midir? Yüklenmişse bu kişiler kimlerdir ve hangi bölgelerde görev yapmıştırlar?

6.         Asimilasyonun insanlık suçu olduğunu defalarca beyan etmiş biri olarak Bingöl, Elazığ ve Dersim’de kız çocukları üzerinden başlatılan bu asimilasyon politikaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu uygulamaları bir insanlık suçu olarak görüyor ve değerlendiriyor musunuz? Görüyorsanız ülkenin Başbakanı olarak devlet adına özür dilemeyi ve oluşan zararların maddi ve manevi tazmini hakkında gerekli yasal düzenlemeleri yapmayı düşünüyor musunuz?