Baluken tarafından Dersim katliamıyla ilgili verilen önergede, “Türkiye Cumhuriyeti ilan edildiğinde resmi ideolojinin ilk görevi, toplumsal çeşitliliği Türklük potası içerisinde eritmek oldu. Tek dil, tek din, tek kültür, tek kimlik politikaları neticesinde insanlık tarihine kara sayfaları ekleyecek katliamlar ortaya çıktı. Bu katliamların ilk sıralarında ise Dersim Katliamı bulunmaktadır. Dersim katliamı, başta Seyit Rıza ve arkadaşları olmak üzere onbinlerce Dersim’linin yaşamını yitirmesine, onbinlercesinin de sürgüne gönderilmesine neden olmuştur. 1938’den bu yana Dersim katliamı unutulmamış ve her yeni hatırlayışta katliama ilişkin acılar ve gerçekler toplumsal hafızada tazelenmiştir” ifadelerine yer verdikten sonra Başbakan Erdoğan’dan konuya ilişkin şu sorularına yanıt istedi: 

1) 1938 Dersim Katliamında katledilenlerin ve zorunlu göçe tabi tutturulanların sayısı nedir? Bunlar kimlerdir? Seyit Rıza ve arkadaşları asıldıktan sonra nereye gömülmüştür? Cenazelerinin iade edilerek Dersim’de gömülmesi taleplerini nasıl karşılamaktasınız?

2) Dersim’in kayıp kızları olarak bilinen ve devletin asimilasyon için Dersim Katliamı sonrasında ailelerinden alınarak Türk etnik kimliğinin yoğun olduğu yerlerdeki ailelere verilmesinde bulunan kız çocukları kimlerdir? Bu kız çocuklarının kimlik bilgilerinin bulunduğu devlet arşivleri var mıdır? Varsa, bu arşivleri kamuoyuna açıklamayı düşünüyor musunuz?

3) Yaklaşık bir yıl önce Partinizin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığınız konuşmada Dersim katliamı için "1938 Dersim olayları hakkında devlet adına özür dilemek gerekiyorsa özür dilerim" ifadelerini kullanmıştınız. Bu sözün gereği olarak bugüne kadar özür dileme ya da gerçekleri açığa çıkarma adına yapmış olduğunuz bir konuşma ya da çalışma var mıdır? Kullandığınız ifadede geçen ‘gerekirse’ kelimesinden hareketle Dersim katliamı için Dersim halkı ve insanlıktan devlet adına ne zaman özür dileyeceksiniz? 1938 yılında Dersim’de yaşananları bir jenosid olduğunu kabul ediyor musunuz?

4) 1935 yılında çıkarılan Tunç eli kanunu ile Dersim’in adı Tunceli olarak değiştirilmiştir. Tunceli ismi her kullanıldığında Dersim Katliamında yaşanan acıları tekrar hissettirmektedir. Bu ismin değiştirilmesine yönelik BDP Grubumuz tarafından defalarca çağrı yapılmış, kanun teklifi verilmiştir. Bunun yanı sıra TBMM Dilekçe Komisyonunda isim değişikliğini talep eden çok sayıda dilekçe de mevcuttur. Dersim katliamındaki acıları anımsatan Tunceli ismini değiştirerek isim iadesi gerçekleştirmeyi düşünüyor musunuz? Başta Dersim olmak üzere yer adlarının iadesi ile ilgili bir çalışmanız var mıdır?

5) Seyit Rıza’nın yaşı küçültülerek oğlunun yaşı ise büyütülerek asılmaları gerçekleştirilirken Seyit Rıza’nın vasiyetinin aksine oğlu gözleri önünde asılmıştır. Bu insanlık dışı ve hukuksuz uygulamayı insanlık tarihi ve siyasi tarih açısından nasıl değerlendirmektesiniz?

6) Dersim Katliamına ilişkin akademisyenlerin, araştırmacıların ve kamuoyunun tartışmalarında son dönemlerde genel bir eğilim olarak katliamın planlı olduğu yönünde görüşler belirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti kurucuları olan resmi ideologların Dersim’e ilişkin fikirleri, Dersim Katliamına gelinceye değin ulusal ve uluslararası yasaların hukuk içerisinde yer edinmesi de göz önünde bulundurulduğunda, Dersim Katliamının merkezi bir politika olarak uygulamaya konduğunu düşünüyor musunuz? Katliama sebep olan merkezi politikaların karar vericileri kimlerdi?

7) TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'na gönderilen ve Kenan Evren’in resmi arşivinde tutulan mektupta 12 Eylül döneminin Emniyet Genel Müdürü Refet Küçüktiryaki 'nin, “Yavuz Sultan Selim 'den sonra en büyük Alevi Kızılbaş düşmanıyım”, “Malatya il merkezindeki 40 bin Alevi 'ye kan kusturdum”, “Türkiye 'de ilk defa resmi olarak Alevi soykırımını devlet adına başlatan benim” ifadeleri bulunmaktadır. Alevi ve Kürtlere karşı resmi arşivlerde bu tarz bilgi belgeler nelerdir? Alevi ve Kürt yurttaşlarımıza yönelik olarak tarihsel köklerine de atıfla yapılan katliamları anlatan bu mektup Türk olmayana yönelik uygulanan devlet politikasının arka planını mı göstermektedir? Söz konusu ırkçı ifadelerde bulunan “ ilk defa resmi olarak Alevi soykırımını devlet adına başlatan benim” sözleri siyasi tarih açısından ne anlama gelmektedir?

8) Dersim, Maraş katliamları ve güncel olarak ise Kürtlerin hak taleplerine güvenlikçi yaklaşımdan hareketle, Dersim 1938 katliamından bu yana bir devlet politikası olarak yürütülen Kürtleri tedip ve tenkil etme anlayışını değiştirmeyi düşünüyor musunuz? Tek millet, tek dil söyleminizin katliamı gerçekleştiren zihniyetin bakış açısıyla örtüştüğünü düşünüyor musunuz?

9) Sabiha Gökçen yaygın olarak cumhuriyet tarihinin ilk kadın pilotu olarak takdim edilmeye çalışılırken, aynı kişinin pilotluğuna 1938’de Dersim’i bombalayarak başladığı bilinen bir gerçektir. 1938’de Dersim halkını bombalayan Sabiha Gökçen’e resmi tarih sayfalarında katliamda oynadığı rol itibariyle yer vermeyi düşünüyor musunuz? Sabiha Gökçen’in adının birçok resmi kuruma verilmiş ve sizin hükümetiniz döneminde de bu isimlere dokunulmamıştır.  Dersim katliamında yer alan bir kişinin adının verildiği resmi kurumların isimlerini değiştirmemek bu kişinin yaptıklarının arkasında durduğunuzun göstergesi değil midir? Özellikle İstanbul’da bulunan Sabiha Gökçen Havalimanı’nın adının değiştirilmesine yönelik ciddi bir talep bulunmaktadır. Bu talepleri karşılamak için başlatılan bir çalışmanız var mıdır?