Aralarından bir de ananın bulunduğu dedeler, 22-29 Kasım 2015 tarihleri arasında Munzur Üniversitesinin misafiri olarak bir dizi temaslarda bulunacak.

Munzur Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ubeyde İpek’i makamında ziyaret eden Alevi Dedeleri adına konuşan Afyonkarahisar’ın Sandıklı İlçesi’nden gelen Hamza Akgül Dede, misafirperverliklerinden dolayı Rektör İpek’e teşekkür etti.

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nihat Tosun, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü aynı zamanda Alevilik Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Coşkun Kökel, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Abdullah Dikici’nin de hazır bulunduğu ziyarette konuşan Hamza Akgül Dede, “Bizler Batı Anadolu’da Alevi Bektaşi inancının tarihi değerlerinden biri olan Şeyh Hamza Dede Ocağı mensupları olarak Tunceli ilinde, Üniversitenin misafiri olmaktan dolayı son derece mutluyuz. Sayın rektörümüzün destek ve katkılarıyla ocağımızla ilgili sürdürülen bilimsel akademik içerikli külliyat çalışmasının erkânname yazımı için Tunceli’de bulunmaktayız. Ocağımızla ilgili böyle bir çalışmayı yazıya aktarırken buna ev sahipliği yaptığı için Tunceli Üniversitesi Rektörümüz Prof. Dr. Ubeyde İpek’e tüm ocak mensuplarımız adına adetten olduğu için değil, yürekten ve gönülden teşekkür ediyoruz. Anadolu kültür ve tarihinin yüzlerce yıllık önemli bir değerli olan Alevilik ile ilgili bilimsel akademik çalışmalara vermiş olduğu desteğin önemli olduğunu vurgulamak istiyor ve tekrardan kendisine teşekkür ediyoruz” dedi.

ALEVİLİK ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜR YARDIMCISI YRD. DOÇ. DR COŞKUN KÖKEL:

“ALEVİ BEKTAŞİ TOPLULUKLAR İLE KARŞILIKLI ZİYARET VE TEMASLARIMIZ DEVAM EDECEK”

Hamza Akgül Dede’nin ardından ziyarette açıklamada bulunan Munzur Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü aynı zamanda Alevilik Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Coşkun Kökel, “Alevilik adına son derece önemli bir çalışmayı Tunceli Üniversitesi olarak sürdürdüklerini” belirterek “Kısa ve orta vadede Alevilik üzerine Üniversitemiz bünyesinde bilimsel ve akademik içerikli çalışmalar devam ettirilecek ve gerek Tunceli il merkezli ve gerekse Anadolu ve Balkanların farklı bölgelerinde ki Alevi Bektaşi topluluklar ile karşılıklı ziyaret ve temaslarımız devam edecek. Bu çalışmalarımızın niteliğinin artıp tüm toplumumuza hayırlı sonuçlar getirmesi için bizlerden hiçbir zaman desteğini esirgemeyen Tunceli Üniversitemizin değerli Rektörü Prof. Dr. Ubeyde İpek’e bir kez de sizlerin huzurun teşekkür ediyorum” dedi.

REKTÖR UBEYDE İPEK: “ZİYARETİNİZLE BİZLERİ ONURLANDIRDINIZ”

Munzur Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ubeyde İpek de heyet üyelerinin gerçekleştirdiği ziyaretten dolayı son derece mutlu olduklarını ve onları burada ağırlamanın sevincini yaşadıklarını kaydederek şöyle konuştu: “Öncelikle ziyaretleri ile bizleri ziyadesi ile onurlandıran Şeyh Hamza Dede Ocağı mensubu dedelerimize, aşıklarımıza, canlara tekrar hoş geldiniz diyor, Tunceli ilimizi ve üniversitemizi ziyaret ettikleri için çok teşekkür ediyorum. Alevi-Bektaşi inancında misafir çok kıymetli olup mihman olarak anılır, mihmanın Hazreti Ali’yi manevi olarak temsil ettiği kabul edilir. Biz Tunceli Üniversitesi olarak Batı Anadolu Aleviliğinin en önemli ocaklarından biri olan Şeyh Hamza Dede Ocağı üzerine bilimsel-akademik içerikte bir çalışma sürdürmekteyiz. Kıymetli misafirlerimiz de bu çalışma bağlamında bizleri ziyaret ettiler, bizleri onurlandırdılar.”

REKTÖR İPEK: “ALEVİLİK-BEKTAŞİLİK TARİHİMİZİN EN ÖNEMLİ BİRİKİMLERİ ARASINDA YER ALMIŞTIR.”

universite_ic-011.jpgAlevilik ve Bektaşiliğin tarihin en önemli birikimleri arasında yer aldığına vurgu yapan Munzur Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ubeyde İpek, “XIII. yüzyılda Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu’ya gelişi ile kendini ifade etmeye başlayan eren düşüncesi tüm sosyal, siyasal, iktisadi ve kültürel açmazlara karşılık Küçük Asya’da tarihin önemli bir aydınlanmasını gerçekleştirmiştir. Uygarlığın temel öznesi olan insanı, söyleminin merkezine alan eren öğretisi, Hacı Bektaş Veli önderliğinde ve Horasan erenleri olarak bilinen tarihi-karizmatik temsilciler aracılığı ile XIII. yüzyılda Balkanlar’a, XV. yüzyılda Kuzey Afrika'ya ulaşmıştır. Alevilik-Bektaşilik düşün-inanç sistemi, tarihsel süreç içerisinde sürdürdüğü misyonu ve geliştirdiği felsefi derinlik ile tarihimizin en önemli birikimleri arasında yer almıştır.

Erdebilliler Afyonkarahisar merkezli bir inanç-dede ocağı olup bölgede onlarca yerleşim biriminde temsilcileri bulunan önemli inanç merkezlerindendir. Şeyh Hamza Ocağı ana etkinlik sahası olarak Afyon coğrafyasından beslenmekle birlikte tarihsel inançsal uzantıları Kütahya, Eskişehir ve Manisa bölgelerine kadar ulaşmaktadır. Dolayısıyla bu ocak üzerine gerçekleştirilecek çalışma sadece Afyon bölgesi ile ilgili bir tespit olmayıp Ege bölgesine ait diğer Alevilik algılayışlarını da içermektedir. Yüzyıllar ötesinden günümüze Şeyh Hamza Ocağı'nda ocaklı dede ocaklı talip diyaloğu, inançsal pratiklerin orijinal yapısı tarihsel ve dinamik şekliyle sürdürülmektedir. Bu yanıyla Şeyh Hamza Ocağı geleneksel ve tarihsel Aleviliğin unsurlarını bünyesinde toplayan bir inanç kurumudur” dedi.

REKTÖR İPEK: “ŞEYH HAMZA DEDE OCAĞI BİRLİK VE BERABERLİK DUYGULARINI ARTIRAN MANEVİ MAKAMLARDAN BİRİDİR”

Şeyh Hamza Dede Ocağı’nın birlik ve beraberlik duygularını arttıran manevi makamlardan biri olduğunu dile getiren Munzur Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ubeyde İpek, “Diğer taraftan Şeyh Hamza Dede Ocağı şifa ocağı özelliği taşımaktadır. Sadece Alevi inançlı toplulukların değil başta Afyon bölgesi olmak üzere Sünni inançlı toplulukların da kutsal saydığı, ziyaret ettiği, adak adadığı önemli inanç merkezleridir. Bu özelliğiyle Şeyh Hamza Ocağı Anadolu coğrafyasında Alevi, Sünni inançlı toplulukları bir araya getirip birlik ve beraberlik duygularını artıran, toplumumuzun tüm kesimlerine inançsal ve sosyal hizmette bulunan manevi makamlardan biridir. Bu nokta, üzerinde önemle durulması gereken bir olgu olup stratejik bir değer ve milli bir mana arz etmektedir. Hakkında yazılı kayda değer, ciddi hiçbir çalışmanın bulunmadığı Şeyh Hamza Ocağı üzerine bilimsel bir çalışmanın gerçekleştirilmesi tarihi köklerinden ve öz değerlerinden uzaklaştırılmak istenen Alevi toplumu ile ilgili olarak yapılabilecek hayırlı bir hizmet olacaktır” diye konuştu.

REKTÖR İPEK: “BU PROJE ÖRNEK BİR PROJE OLACAK”

Yürütülen projenin örnek olacağının altını çizen Prof. Dr. Ubeyde İpek, “Afyon coğrafyası Anadolu’nun önemli ilim, kültür ve irfan merkezlerinden biri olup Alevi ve Sünni toplulukların yüzyıllarca bir arada huzur ve birlik içerisinde yaşadığı bir bölgemizdir. Tokat ilinin bu hoşgörülü, manevi ortamı yörenin en temel tarihi değerlerinden biri olan Alevi toplumu ve Alevi inancı üzerine bilimsel çalışmaların yapılmasına sevk etmektedir. Alevi inancının en temel tarihsel kurumları olan inanç-dede ocaklarını temel alarak bu zengin ve derin felsefeyi gelecek kuşaklara aktarmak bilimsel açıdan da en sağlıklı metodolojik yaklaşımdır. Şeyh Hamza Dede Ocağı ile ilgili hayata geçirilecek bu projeyle Anadolu’nun diğer bölgelerindeki Alevi inanç-dede ocakları üzerine yapılması gereken çalışmalara bir prototip oluşturulmuş olacaktır.       

Bu bağlamda bu projede Afyon bölgesi merkezli olarak etkinlik sahası oluşturmuş Şeyh Hamza Dede Ocağı'nın, kuruluş yüzyılı olan XIII. yüzyıldan günümüze tarihsel, inançsal ve kültürel profili ortaya konulmaya çalışılacaktır. Bu bağlamda ocağın ocaklı mensuplarının yaşadığı tüm yerleşim birimlerinde alan çalışmaları gerçekleştirilecektir. Alan çalışmalarında her yerleşim biriminde mülakatlar sürdürülüp kamera ve fotoğraf makinesi ile kayıt altına alınacaktır. Mülakatlarda kullanmak üzere onlarca sorudan oluşan bir soru taslağı düzenlenecektir. Ocaklılara ait tüm inançsal mekânlar fotoğraflanarak kataloglanacaktır. Ocaklı dede geleneğini sürdüren dedeler ve eşleri olan analarla ilgili bir albüm hazırlanacaktır. Ayrıca il, ilçe, köy, mahalle tipolojisine dayalı olarak ocağın dede ve talip olarak tüm mensupları soyad bazında tespit edilerek ocağa ait genel, büyük bir modern şecere kaydı oluşturulacaktır. Diğer taraftan ocağın adeta tarihini yazmış olan ocaklı dede geleneğinin temsilcisi olmuş dedelerin kabirleri alan çalışmalarıyla tespit edilip ocaklı dede mezarları adıyla neşredilecektir. Ocağın cem ibadeti tüm detayıyla kayıt altına alınıp fotoğraflanacak ve erkânname başlığı altında metne dönüştürülecektir. Ocaklıların yaşadığı yerleşim birimleri idari, sosyal ve inançsal kimlik bilgileri paralelinde kayıt edilecek, mevcut yerleşim birimlerinin tamamı mahalle, mevkii birimine kadar indirilerek fotoğraflanıp yayıma dönüştürülecektir. Ocaklı dede ve taliplerden derlenen sözlü bilgilerin yanında Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, Tapu-Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivi, Milli Kütüphane Arşivi kayıtları da incelenerek ocağa ait tüm yazılı doküman ortaya çıkarılacaktır. Böylece Şeyh Hamza Ocağı'nın yaklaşık 800 yıla varan tarihi bilimsel-tarihsel yanıyla yazılı hale getirilecektir. Yazılı tarihi dokümanlar çalışma bağlamında değerlendirilirken özellikle ocaklı dedelerde bulunan şecere, icazetname, vakfiye ve berat gibi belli tarihi evraklar da alan çalışmalarıyla tespit edilip çalışma içerisinde değerlendirilecektir.

Tamamlanacak çalışma sonunda beş cilt halinde yayınlanacak Şeyh Hamza Dede Ocağı külliyatının toplumumuza ve insanlığa hayırlı olmasını şimdiden temenni ederiz” diye konuştu.