Mahkeme projenin çevreye olumsuz etkilerini bilimsel olarak kabul edilemez buldu.

 Erzincan’da Karasu Vadisi’ne yapılması planlanan Türkiye’nin en büyük kapasiteli HES projesi olan Kemah Barajı ve HES I-HES II projelerinin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu 11 köyün açtığı davada iptal edildi. Ak-El Kemah Elektrik tarafından yapılacak projenin ÇED Olumlu kararına karşı Sivas İdare Mahkemesi’nde açılan davada mahkeme, “Projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde olmadığı” tespitinde bulundu.

 Karara esas olan bilirkişi raporunda, projenin bölgede deprem ve heyelan riskini artıracağı, inşaat aşamasında oluşacak tehlikeli atıkların nasıl imha edileceğine dair çalışma yapılmadığı, patlatılacak dinamitlerin çevredeki canlılara zarar vermemesi için yeterli önlem alınmadığına dikkat çekiliyor.

Barajın bölge iklimini değiştireceği ve projenin bitki, tarım ve hayvancılığı olumsuz etkileyeceği yapılan tespitler arasında. Yine raporda köyleri su altında kalacak insanların yaşamını nasıl ve nerede sürdüreceğine ilişkin hiçbir çalışmanın bulunmadığına da dikkat çekiliyor. Barajın etkileme alanı içinde Urartu döneminde kalan kral yolu, Selçuklu döneminden kalan hamam ve birçok ziyaret ve türbe bulunduğu tespit edilmişti.

 ‘Yıkım korkunç boyutta’

Dava avukatı Barış Yıldırım, “Kemah Barajı ve HES I- HES II projesinin gerçekleştirilmek istendiği Fırat havzası Türkiye’nin en büyük su toplama havzasıdır. Havzanın anakolu olan Karasu üzerinde yapılması planlanan Kemah barajı ve HES projelerine dava açtığımızda havzada daha önce inşa edilmiş barajlarla zaten havzanın tam bir ekolojik yıkıma uğradığını ifade etmiştik. Havzada başka baraj yapılamayacağını öne sürmüştük. Kemah Barajı’nın yapılmak istediği sahada, Maksut Uşağı Köyü’nde dünyanın ilk karayolu var. Bölgede Munzur Dağları ekosistemini etkileyebilecek bir süreç de söz konusu. Bu bölgede çok yüksek miktarda endemik bitki ve hayvan çeşidi var. Şu an Karasu üzerinde inşa edilen projeler korkunç bir yıkım üretmiş durumda. Bu projelerin hiçbiri için bugüne kadar kümülatif değerlendirme, havza planlaması yapılmamış. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile DSİ Genel Müdürlüğü tüm yargı kararlarına rağmen havza planlamasını işletmemekte ısrar ediyor” dedi.

OLGU KUNDAKÇI

[email protected]