Özellikle Pülümür İlçesi’nde yaşanan bu sıkıntıya ilişkin açıklama yapan Erdal Duman, mera komisyonu ve Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği tarafından alınan kararların, sürü sahipleri ile arıcılar ve özel mülkiyetine girilen köylüleri karşı karşıya getirdiğini söyledi.Ardıçlı Köyü’nde arıcılık yaptığını söyleyen Duman, “350 civarında arılı kovanım var. Köyümüzde 650 kovan arı var. Arıcılıkla uğraşan bir köy. Öncelikle şunu ifade edeyim ki bizim üretimle, üreticiyle bir problemimiz yok. Onların üretimini bizler de destekliyoruz. Bizim karşı çıktığımız nokta şu. Buraya kuzu hariç 15 bin hayvanın girmesi, 22-23 yıldır hiç dinlendirilmeden bu dağların on binlerce hayvana otak olması, bitki çeşitliliğini oldukça düşürmüş durumda. Özellikle Eylül, Ekim aylarında buraya ziyaret ettiğinizde geride bir karışa yakın toz toprağın kaldığını görürsünüz. Yine sadece odunsu bitkilerin köklerini görürsünüz. Ben aynı zamanda Pülümür Kooperatifi’nde başkan yardımcısıyım. Bu konuya ilişkin mera komisyonuna açtığımız bir dava sürecimiz devam ediyor. Kooperatif olarak bitki bilimcilerle yaptığımız çalışmada bilim insanları burada birçok bitkiyi göremiyoruz. Odunsu bitkiler de ciddi şekilde baskılanmaş ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya demişlerdi. Bunlar da bizim haklılığımızı ortaya koyuyor” dedi.Yürüttükleri mücadelenin koyun, keçi üreticilerinin de mücadelesi olması gerektiğini belirten Duman, “Çünkü bu doğa biz arıcılara lazım olduğu kadar onlara da lazım. Onların da çocuklarına, torunlarına lazım. Hayvancılığın devamı; geleceği için meraların doğru şekilde planlanması gerekiyor. Bununla ilgili bir mera kanunu var ancak uzun yıllardır bu kanunun burada uygulandığını göremedik” diye konuştu.Meralara çok sayıda sürünün getirilmesinin asıl nedeninin peynir tüccarları olduğunu ifade eden Erdal Duman, “Çünkü tüccar şöyle düşünüyor, aldığım peynir ne kadar fazla olursa o kadar iyi olur. Ve her yıl grubuna yeni kişiler ekleyerek sayıyı arttırıyor. Tüccar daha çok sürü, daha çok peynir istiyor ve maalesef tüccarlara dur diyecek kimse de yok” şeklinde konuştu.Sürü sahiplerinin bir çok yerde suya ulaşma imkanı olmadığı için daha aşağılardaki özel mülkiyetlere indiğini dile getiren Duman, “Mesela Ardıçlı Köyü’nde özel mülkiyetin işgali söz konusu. Bizler, meranın ve özel mülkiyetlerin aşırı şekilde yıprandığını düşündük. Bu nedenle geçtiğimiz Sonbahar’da kaymakamlığa müracaatımız oldu. Meraların dinlendirilmesini istiyoruz dedik. Ancak maalesef sürü sahipleri zorla çadırlarını Ardıçlı Köyü’nün özel mülkiyetini kurmuş durumda. 28 çadır kuran sürü sahiplerinin şu an bölgede 10 ile 12 bin civarında sürüsü var. Buranın işgali söz konusu. Konuyla ilgili köy ihtiyar heyeti olarak tutanak tutup gerekli yerlere ilettik ancak henüz gereğinin yapıldığını göremedik. Bize söylenen bu yıl da anlaşın onlar da mağdur olmasın. Ancak bu insanların mağduriyeti bizlerden değil mera komisyonu ile koyun keçi birliğinden kaynaklı” ifadesini kullandı.Köylülerin özel mülkiyetlerini satmamaları halinde sürü sahiplerinin 15 Mayıs’ta Hel Dağı’na gitme şansları olmadığının altını çizen Erdal Duman, “Bu şansları olmadığı için Ardıçlı, Dereboyu Köyü’nün özel mülkiyetlerine konmak zorundalar. Bu insanlar karın içinde çadır açamayacakları için özel mülkiyetlere girmek zorunda kalıyorlar. Bir anlamda işgal mera komisyonundan kaynaklanıyor. Mera komisyonu ihale edilen karlı alanlara bunları göndermekle bunun önünü açıyor” dedi.Alınan yanlış kararların arıcılığa da büyük zarar verdiğine vurgu yapan Duman, “Bizler doğamızın yok edilmesini istemiyoruz. Yıllardır Pülümür’ün birçok yerinde acılıkla uğraşan insanlar mağdur edildi. Sesleri duyulmadı. Herkesten özellikle şunu rica ediyorum. Ağustos, Eylül aylarında bu dağları bir ziyaret edin ve bitkilerin haline görün. Bunu kanıtlamak zor değil. Hiç anlamayan biri dahi ziyaret ettiğinde bitkilerin nasıl köküne kadar yok olduğunu görecektir. Bu konuda yetkililerden, derneklerden, sivil toplum örgütlerinden, çevrecilerden destek bekliyoruz. Söz konusu doğa olunca herkesin de bizlere destek olacağına inanıyorum” diye konuştu.