Tüm Türkiye’de olduğu gibi Tunceli’de de KESK üyeleri 20 Ekim günü alanlardaydı. KESK Dersim Şubeler Platformunun çağrısı üzerine Sanat Sokağı’nda bir araya gelen onlarca kamu çalışanı buradan alkış ve sloganlarla Seyit Rıza Meydanı’na yürüdü.

Burada bir açıklama yapan KESK Dönem Sözcüsü Özcan Gürtaş, Ak Parti Hükümetinin icraatlarını eleştirerek, “AKP hükümeti ülke içinde halkı hızla yoksullaştırırken aynı anda Suriye'ye dönük emperyalist müdahalelerin taşeronluğunu üstlenmiş ve ülkemizi kanlı bir savaşa çekecek sorumsuz adımlar atmıştır. “Bölgesel aktörlük” adı altında, gizli üsler, askeri kamplar ve silah yardımları ile adımların hızlandırıldığı yeni aşamada ülkemiz, fiili bir savaşın içine girerek Suriye’de masum insanların ölümünde taraf haline getirilmiştir” dedi.

keks_ic.jpg

 ‘İleri demokrasi` adı altında giderek daha fazla otoriterleşen bir rejim inşa ediliyor, tüm muhalif kesimlere dönük operasyonlarla Türkiye bir ‘açık hava hapishanesine` çevriliyor diyen Gürtaş, “Ülkemiz ABD emirleri ile Ortadoğu’da bölgesel bir savaşın üssü haline getirilirken, içeride de mezhepsel ayrışmayı ve nefreti körükleyen bir siyasetle savaşçı politikalar sürdürülüyor. AKP hükümeti, Kürt sorununda da askeri ve siyasi operasyonlarla sürdürdüğü savaş çizgisini bu denklemde kuruyor, hiçbir zaman programına almadığı demokratik çözümleri yine yok sayıyor. Uluslararası sermayenin rant merkezi haline dönüştürülen ülkemizde, yüksek savaş harcamalarının da etkisiyle bütçede oluşan açıklar, zamlar ve yeni vergilerle emekçi yoksul halkın cebinden karşılanmaya çalışılıyor” diye konuştu.

kesk_ic1.20121020175235.jpg

Ak Parti Hükümeti döneminde çalışanların çok ciddi sorun ve sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını ileri süren KESK Dönem Sözcüsü Özcan Gürtaş, “Zengin dostu, sermayenin sesi AKP hükümetinin piyasacı dönüşüm projeleri ile artık en temel hakkımız olan eğitime, sağlığa, ulaşıma ve barınmaya, zaten oldukça darlaşmış bütçelerimizden para ayırmak zorundayız. Yetmezmiş gibi peş peşe yapılan yüksek zamlara da boyun eğmemizi bekliyorlar. 

Ulaşımda yüzde 20’nin üzerinde; doğalgazda yüzde 30’un üzerinde; elektrikte yüzde 20’nin üzerindeki zamlara karşı, ücret zammı kamu emekçilerine ortalama yüzde 6, asgari ücretliye ise yüzde 4,5 yapılmıştır. AKP hükümeti tüm bunları da kendine yeterli görmemiş, utanmazlık boyutlarını aşarak, savaşa ve rant projelerine harcadığı bütçenin açık vermesinde kamu emekçilerinin ücretlerine yapılan sefalet düzeyindeki artışları sorumlu göstermiştir.   

Bunun adı düpedüz soygundur ve bizlerin bu soyguna asla ve asla boyun eğmeyeceği bilinmelidir” şeklinde konuştu.

kesk_ic3.jpg

Tüm olumsuzluklara karşı kararlılıkla mücadele edeceklerinin altını çizen Gürtaş, “Bizler biliyoruz ki işsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı ve giderek daraltılan özgürlük ve demokrasi alanı, ülkeyi yönetenlerin sınıfsal ve politik tercihlerinden kaynaklanmaktadır. Onlar tercihlerini iç ve dış sermaye çevrelerinden, güç odaklarından, yolsuzluk ve yoksulluk düzeninden beslenenlerden ve emperyalist paylaşım savaşlarından yana kullanıyorlar. Kuşkusuz tüm bu talana ve savaş hırsına dur diyecek bizlerin de gücünün farkındalar. Farkındalar ve endişeliler. Bu nedenle daha saldırganlar. Bugün emek ve demokrasi güçlerine yönelen saldırı okları aslında emekçi sınıfın direnme güçlerine ve örgütlenme haklarına yöneltilmiş oklardır. Emekçilerin sendikal haklarını yok etmeye yönelen bu saldırılar, nasıl ki KESK’i devre dışı bırakmayı hedefleyen sahte sendikalar yasası ile hayata geçirildiyse, şimdi de Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu tasarısı ile DİSK’i hedefine koymaktadır. Saldırganlıklarını günden güne arttıranlar unutmasınlar ki, onlar ne kadar bizleri sindirmekte kararlıysa, bizler de sonuna kadar direnmeye, sömürüsüz, eşit ve insanca yaşam koşullarının olduğu bir dünya için mücadele etmeye o kadar kararlıyız. Yılmayacağız ve susmayacağız.

Adaletsizliğe, haksızlığa, işsizliğe, pahalılık ve yoksulluğa karşı ezilenlerin, haksızlığa uğrayanların sesi artık bir çığlığa dönüşmektedir.

Bizler emek ve demokrasi güçleri olarak, emekçilerin ve daha da yoksullaştırılan halkların sesi olmaya, insanca yaşam için insanca ücretlerin olduğu ve ülke kaynaklarının halkın yararına kullanıldığı, eşit ve adil bir ülke için, şimdi sesimizi daha da fazla yükseltmeye kararlıyız!”dedi.