12 Eylül cuntası tarafından “Asmayalım da besleyelim mi” denilerek ve yaşı büyütülerek idam edilen genç Erdal Eren, idamının 51. yılında Dersim'de Sanat Sokağı’nda anıldı. Anmaya EMEP İl Örgütü, EMEP Gençliği, HDP İl Eşbaşkanları, Dersim Barosu Başkanı ve STK temsilcileri de destek verdi.
Erdal Eren'i yaşamanın mücadeleyi yükseltme olduğunu belirten Emek Partisi (EMEP) il başkanı Ergin Tekin" Erdal' ı Erdal yapan mücadelesine, partisine olan bağlılığıdır. 12 Eylülden bugüne 41 yıl geçti o günden bugüne bugünkü iktidar da da benzer özellikleri görüyoruz yasama, yürütme ve yargı tek eldedir. İşçi sınıfının mücadelesini büyütmek Erdal'ı yaşatmak demektir" dedi.
'ERDAL KORKU SALMAK İÇİN İDAM EDİLDİ'
Açıklamayı yapan  Dersim Emek Gençliği yöneticisi Yusuf Akın, 12 Eylül askeri darbesinin hedefinin emekçilerin ve gençliğin artan mücadelesini baskı altında tutarak kapitalist düzeni korumak  olduğunu söyledi.
 Akın,"Darbenin hemen ardından Vehbi Koç, darbenin lideri Kenan Evren’in emrinde olduklarını bir mektup göndererek ilan etti.
Dönemin patron örgütlerinden biri faşizmi ‘Bugüne dek işçiler güldü artık gülme sırası bizde’ diyerek selamladı. Türkiyeli burjuvazinin uluslararası burjuvaziyle işbirliği arttı, servetleri kat be kat büyüdü. Darbe egemen sınıf olan burjuvazinin en açık ve saldırgan diktatörlüğünü inşa etmişti. 13 Aralık 1980’de Erdal Eren bu koşullarda, emekçilere ve gençlik yığınlarına korku salmak için, hukuk da ayaklar altına alınarak idam edildi" dedi.
GENÇLİK GELECEKSİZLİK ,AÇLIK VE YOKSULLUK İÇİNDE
Erdal’ın idamının üzerinden geçen 41 yılda  darbecileri lanetleyerek iktidara gelenler baskı ve sömürü politikalarıyla egemen sınıfın çıkarları için çalışmaya devam ediyor diyen Akın,"Erdoğan ve cumhur ittifakı, tek adam yönetimine dayalı gerici faşist bir rejim inşa etmek için hızla çalışıyor. Uyguladığı tüm politikalar gençliğe açlık, yoksulluk ve geleceksizlik olarak geri dönüyor.
Artan döviz nedeniyle Türkiye bir ucuz işgücü cennetine dönüşüyor. Yaşamın temel giderleri dahi ulaşılmaz hale geliyor. Artan kiralar ve yurt sorunu karşısında gençler kalacak yer bulamıyor. Sağlıklı ve nitelikli beslenemiyor. İstediği kitabı almak için bile kılı kırk yarıyor. Eğitim neredeyse tamamıyla ticarileşmiş bir halde. Lise gençliği oldukça eşitsiz koşullarda, bilimsel olmayan bir öğrenim süreciyle geleceklerini inşa etmek için rekabete zorlanıyor. Üniversitelerin demokratik kazanımları atanmış rektörler ve yönetimlerle ezilerek sadece sermaye için kalifiye işgücü ve proje üreten alanlara dönüştürülmeye çalışıyor" diye konuştu.
'TÜRKİYE GENÇLİĞİ GELECEĞİ İÇİN MÜCADELEYE ETMELİ'
1980 darbesi  halk tarafından lanetle anılırken Erdal eşit ve özgür bir dünya; bağımsız, demokratik ve sosyalist bir Türkiye mücadelesiyle anıldığını belirten Akın," Türkiye gençliği ilk defa zor koşullardan geçmiyor. Bu koşullar karşısında nasıl bir tutum aldığı ise hayati bir önem taşıyor.
Bugün koşullar ne kadar ağırlaşırsa ağırlaşsın gençler sessiz kalıp olan biteni izlemiyor. Ekonomik koşulların ve iktidarın politikaları karşısında binlerce genç hareke geçti, geçmeye devam ediyor. Demokratik bir üniversite talebi her geçen gün daha da acilleşiyor. Lise öğreniminin eşit, parasız ve bilimsel koşullarda olmasının yolu da gençlerin demokratik bir eğitim mücadelesinden geçiyor. İşçi gençliğe reva görülen çalışma ve yaşam koşullarına karşı öfke büyüyor. Erdal Eren’i anmanın en iyi yolu onun mücadelesini anlamaktan ve ilerletmekten geçiyor. Erdal tüm bu sorunların karşısında tek başına durmayan örgütlü mücadele eden bir gençti. İstek ve özlemlerimizi kimse bize sunmayacak. Tüm Türkiye gençliğini bugünü ve geleceği için bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde örgütlenmeye çağırıyoruz" çağrısıyla açıklayama sona erdi.