<p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Siyaseti ve bizim illegal dünyamızı ti'ye alan bir yan vardı onda. Garip bir sahicilik, toprağına garip bir bağlılığı vardı Kamer Genç'in. Gazeteci İsmail Saymaz'a, Dersim için, "beni bu topraklara gömsünler, ruhum Munzur'da dolaşsın"... demiş ya... işte onun bu hikayesine bir hapishanede tanık oldum.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Hapse ilk girdiğimde Denizlerin arkadaşı idamla yargılanan SHP milletvekili Salman Kaya ve Fehmi Işıklar gelmişti. O zamanlar Buca hapsindeydik, hiç unutmam 6. Koğuşa geldi Salman Kaya, Fehmi Işıklar ve yanındaki heyet. Salman Kaya koğuştan içeri girdi, etrafına bakındı, başı dönüyormuş gibi, gidip bir ranzanın dibine çöktü.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">“Çocuklar dedi, çocuklar. Bu benim ranzam, burada bilmem kim yatardı, şurada kim...”</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Yıllar geçti, Yozgat, Sakarya derken 19 Aralık ölümleri sonrası Gebze Cezaevinde içinde Kamer Genç'in de bulunduğu bir başka milletvekili grubu daha geldi o duvarların ardına.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Hapishanenin arka duvarını dozerler yıkmış, mahkumların yarısını F Tipi hücrelerine götürmüştü, biz Kürt koğuşunda kalanlar götürülmek için gün sayıyorduk.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Meclisten milletvekili heyeti gelmiş deyince, hapishane renklendi. Ee Kamer Genç var içinde! Renklenmez mi?</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Neyse heyet geldi, önlerinde Erbakan’ın o renkli kravatlarından birini takmış bir Müfettiş. Onun arkasında savcı ve cezaevi müdürü, onların arkasında içinde Kamer Genç’in de bulunduğu milletvekili grubu, onların arkasında, yüzbaşı, ikinci müdürler, baş gardiyanlar, alt gardiyanlar ve en arkada askerler. Yani sanırsınız Gogol’ün o Rus Kasabasına çıkıp gelen müfettiş Aleksey Aleksiyeviç bize gelmiş! Bu kalabalık heyet bulunduğumuz Kürt koğuşuna doluştu.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Çaylar geldi. Yüzbaşı Kamer Genç’e takıldı.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Kamer Genç,</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">"Yauh he, he biz senin ağabalarını gördük," dedi.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Çiçek miçek bir şeyler duyuldu.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Sohbet tutukluların sorunlarına geldi ve ben o esnada nasıl olduysa kendimi Kamer Genç'in ellerine izler buldum. Huzursuzdu parmakları, gözleri etrafa bakınıyordu. Biz mahkumları tek tek süzüyor, gözlerimizin içine kadar izliyordu. Ceza ve Tevfik işleri filan derken, Kamer Genç birden bu seyri bozdu. Heyecanla ayağa kalktı,</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">"yahu bizim çocukların koğuşu neresi" dedi?</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Büyük bir kahkaha koptu. Oturdu, ama aynı anda, yeniden kalktı, birini işaret ederek,</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">'Sen," tepki olmayınca, "yahu sen şekerim...şekerim sen Tuncelili değil misin?" dedi. Bilmişti ama bizimkisi ben Dersimliyim dedi.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Kamer Genç etrafına, duvardaki Öcalan fotoğrafına baktı.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Müdür’e dönerek, ”bizim çocukların koğuşu neresi" dedi.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Devrimci Yol'dan Yaşathak Aslan,</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">"Kamer Bey, burası sizinkilerin, Kürt yurtseverlerin koğuşu," dedi.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">"Şekerim ben biliyorum burası kimin koğuşu... bizim çocuklar yok mu?"</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Cezaevi Müdürü,</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">"Partizan koğuşunu soruyor Kamer Bey," dedi.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Şaka bitti, Kamer Genç hapiste hemşerilerini arıyordu. Heyet cezaevi sorunlarını konuşurken, Kamer Genç bir iki hemşerisini buldu. Onlar Kemalizm faşizmdir dediler, Kamer Genç duymadı, bilmem hangi partide yer aldın, dediler. Duymadı.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Hep aynı şeyi söyledi,</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">"Şekerim ben bunları biliyorum. Bunları daha sonra konuşuruz. Şimdi sen bana söyle, sen Pertek’ten kimlerdensin, kimin oğlusun?"</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">O uğraştı, genç devrimciler uğraştı. Kamer Genç ille ki köyünü, avukatı olup olmadığını sordu, öğrendi.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Bir kaç ay sonra hapisten çıktım. Hozat'a, Zeynel'in babasını ziyarete gittim. Niyetim babaya hapisteki oğlun iyi demekti. Toprak damın önünden, punk otları içinde küçük bir su kanalı, biri onu içiyormuş da yutkunuyormuş gibi akıyordu. Başına oturduk bu su kanalının. Baba o kadar fakirdi ki, söz bitmişti. Elinde sac ekmeği ile küçük bir kız çocuğu gelip kucağına oturdu babanın.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">"Bak,” dedi, “Zeynel'in hapis arkadaşı, hoş geldin dedin mi abiye?" Punk otları içinde yavrularını kanatları altına almış bir tavuk gördüm.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">O akan suya söylüyormuş gibi,</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">"bak siz o Kamer Genç'e o kadar laf edersiniz. Hapishaneye gelip sizi görmüş. Geldi, oğlun iyi dedi. Benim kızın okul masraflarını üstlendi..."</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Kamer Genç'i iyi bir siyasetçi olarak görmeye bilirsiniz, zaten siyasetin neyi iyi ki... ama o hemşerilerine düşkün iyi bir insandı. Gittiği her yerde gözü hemşerisini arar, hemşerisi için gözyaşı dökerdi.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Benim Kamer Genç'im, iyi bir insandı. Cesurdu da, bakmayın şimdi konuşulanlara. 12 Eylül'ün o korkunç günlerinde şu meclis yeminini ilk bozan oydu. Hani şu Leyla Zana'nın araya "Büyük Türkiye Halkları" sözünü sıkıştırdı diye kıyametin koptuğu metni, O "işkencecilere karşı duracağıma ant içerim" cümlesini eklemişti de fırtına kopmuştu.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Kamer Genç, beni Dersim'e gömün, ruhum Munzur'da dolaşsın demiş... Sahi bu arzu, sağından soluna, Kamer Genç'inden dağdaki adamına, Kürt dağındakinden Avrupa'ya, Sol saflara kadar her Dersimlinin rüyası değil midir? Ölümüzün gömülmek istediği topraktır orası...</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Dersim acısı böylesine gariptir, dünyanın öbür ucuna göçer, hani laf aramızda bin parça olur, bir kardeş ötekinin fikri alemini terz-yüz eder ama ölünce Munzur'a gömülmek ister. Dersimli acıda ortak fikirde ayrıdır. Biri Kürt der kendine biri Zaza, biri Türk biri Ermeni...Varsın öyle olsun zararı yok, ama acısı kadar arzusu da bir ya...</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">İşte beni ağlatan da budur.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Ey toprak, derim, ne garipsin. Ne tuhaf ve karmaşıksın.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Biz sendeyken, sen ve biziz.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Cami bilmeyiz,</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Kilise bilmeyiz,</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">ama her dağ bayrı döne kıvrıla bir ziyarete gider, işte o patikaya bir düşmesin bu Dersimlinin yolu... kendini unutur, Türklük, Kürtlük, Zazalık, koca koca devrimler yıkılır geriye çıplak hali kalır, beni Munzur’a gömün diyen hali...</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Her Dersimlinin evinde köyündeki ziyaretten bir taş, Dersim'in dağından koparılmış sarı sarı kokan Anafatma çiçekleri vardır.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Benim Kamer Genç’im, Gogol’ün roman kahramanları kadar renkli bir adamdı, ve iyi bir insandı.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">1938 Dersim Acısının konuşulmasına taraftar değildi. Gençlerin zarar görmesini istemezdi, korkardı. Unutmayın kahramanlar korkaklar sayesinde vardır ama bir kahramanın toplumuna zararı korkağından çoktur.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Varsın kim ne derse desin, Dersim has bir hemşehrisini kaybetti.</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Ben gördüm tanık oldum, büyük lafı herkes eder! Ama eşini dostunu, komşusunu, hemşehrisini bilmeyen, sormayan acısını bilir mi insanın?</font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3"> </font></p><p style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><font color="#000000" face="Calibri" size="3">Haydar Karataş</font></p>