DAD tarafından Seyit Rıza Meydanı’nda düzenlenen ve Eski Milletvekili Edibe Şahin, Belediye Eşbaşkanı Mehmet Ali Bul, Sanatçı Ferhat Tunç ile Futbolcu Deniz Naki’nin de katıldığı açıklamayı Nesimi Genlik okudu.

Genlik açıklamasında şunları dile getirdi: “Genel ve yerel basında takip ettiğimiz üzere, bizi derin endişelere ve tedirginliğe sevkeden bir gelişmenin olduğunu hep birlikte görüyoruz.

Kısaca anımsayalım:

Tunceli Üniversitesi, 4 Şubat 2016 tarih ve 10 sayılı Senato toplantısının 1. gündem maddesinde “Tunceli Üniversitesi Alevilik Bektaşilik Araştırmaları Enstitüsü’nün kurulması kararı almıştır.

Bu kararda, kurulacak enstitünün bilimsel araştırmadan ziyade belli bir siyasi misyonu yüklenmesi amaçlanmaktadır. Bu tanıma uymayan her türlü anlayış, çalışma dejenere, ideolojik, ülkemize karşıt, Türkiye dışı belli merkezlerin hazırladığı birliğimizi ve beraberliğimizi tehdit eden düşünce ve girişim şeklinde tanımlanmıştır.

Üniversitenin metninde, Aleviler ile ilgili yapılacak çalışmalar, “milli stratejinin bir gereği” olarak adlandırılmıştır.

Milli strateji olarak adlandırılması, tekçi zihniyetin ta kendisidir. Bu zihniyetin dışındaki her şeyi yok saymaktır. Geçmişten günümüze tarihimiz bu anlayış ile doludur. Sonuçları da ortadadır. Metnin bütünü bu ifadelerden ibarettir.

Bir değerimizin arkasına sığınarak onun içi boşaltılmaya çalışılıyor. Hace Bektaş Veli’ye Dersim Alevi Ocaklarının nasıl bir anlam yüklediklerini herkes bilir. Bu değerimizi “milli strateji” ve “milli sorumluluk” adı altında götürüp tekleştirmek, AKP iktidarının söylemlerine uydurmak Aleviliğe yapılmış en büyük hakarettir.

Bizim inancımızda, bütün yaratılana, bütün canlılara saygı ve sevgi vardır. Her canlının yaşam hakkı var ve bu hak kutsaldır. Bu hakka saygı duyulmalıdır. Hakkın verdiği can, ancak Hak tarafından alınır.

dad_ic.jpgÜniversite bilimsel çalışma yapmakla sorumludur. Bilimsel çalışma yapacaksa, önce bu toplumu tanımalıdır. Önceliği, bu topluma kimlik bulma, kimlik uydurma olmamalıdır. Onun kimliği “Kal u Bela’dan” başlayıp 18 bin alemden bu yana Dersim dağlarına kurulan ocaklara kadar gelen yoldur. Bu yolun adı da “Raa Haq – Riya Haq”, yani Hak Yolu’dur, Hakikat Yolu’dur.

Bu yol Pir, talip ve Hak’la Hak olmaktır. Bütün din, inanç, kültürü de bu yol üzerine kuruludur. Tarihe bakışı da böyledir.  Bu yol, Nemrud’lardan, Firavun’lardan, Muaviye ve Yezid’lerden, Hızır Paşalar’ın zulmüne uğramasına karşın, Hakla Hak olmayı başararak oradan günümüz Dersim Ocaklarına kadar gelmiştir.

Dün, Dersim’i tanımlamaya çalışanlardan Naşit Hakkı Uluğ ve Hasan Reşit Tankut’lardan  milli strateji adına Dersim’i tanımlarken şu ifadeleri kullanmaktaydılar: “Doğa asi, kültür asi, tarih asi, örf, adet ve gelenek de gerici hurafelerin demir pençeleri içerisindedir.”

Bu pençelerin kırılıp medeniyetle buluşturulmasını istiyorlardı. Dersim katliamının adı buydu. Katledilen yolumuzdu, kültürümüzdü, örf, adet, gelenek ve göreneklerimizdi. Yani Raa Haq’e ait ne varsa hedef onlardı.

Bugün de cemevlerinin kuşatma altında olduğu, yerle bir edildiği bir dönemde Cizre ve Silopi örneklerinin yaşandığı bir dönemde böylesi bir çalışmanın üniversite tarafından yapılması ve yapacağı işleri “milli bir stratejinin gereği” olarak adlandırması bizi derin endişelere sevk etmektedir.

Herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz.”