Bugün 6 Şubat’ta 53 bin 537 kişi hayatını kaybettiği, 107 bin 213 kişi yaralandığı 14 milyon insanın doğrudan etkilendiği Maraş merkezli çifte depremin yıldönümü.

İlkbaharın gelişiyle ters laleler açtı İlkbaharın gelişiyle ters laleler açtı

Başta depremin büyük yıkıma neden olduğu 11 il başta olmak üzere birçok ilde depremde hayatını kaybedenler depremin gerçekleştiği saat 04.17’de anma gerçekleştirdi. 

Dersim’de de Kent Koruma Kurulu öncülüğünde sivil toplum örgüt temsilcileri, siyasetçi ve vatandaşların katılımıyla İnsan Hakları Anıtı önünde bir anma gerçekleştirdi. 

‘Unutmayacağız, unutturmayacağız, affetmeyeceğiz’ pankartının açıldığı açıklamayı Uğur Beycan okudu. İhmal sonucunda binlerce insanın yaşamını yitirdiğini belirten Beycan, “6 Şubat pazartesi günü saat 04.17’de merkez üssü Pazarcık olan 7,7 şiddetinde ve aynı gün saat 13.24’de merkez üssü Elbistan olan 7,6 şiddetindeki depremlerin üzerinden bir yıl geçti ancak on binlerce insanımızı yitirmenin ağır ve acı yükü halen ilk günkü gibi omuzlarımızda. Öncelikle yitirdiğimiz tüm canlarımızı saygıyla anıyor, hayatta olanlara güç ve sabır diliyoruz. 11 ili doğrudan etkileyen, milyonlarca insanımızın yerinden olmasına neden olan, resmi rakamlara göre 55.000 gayri resmi rakamlara göre yüz binin üzerinde can kaybımızın olması, milyarlarca lira maddi zarara neden olan bu asrın ihmalinin sorumlularını biliyoruz. Merkezi iktidarın rantçı şehirleşme anlayışı, imara açılmaması gereken alanların seçim yatırımı adına imara açılması, hiçbir mühendislik hizmeti almamış milyonlarca yapıyı yine seçim yatırımı adına imar barışıyla kamunun hizmetine sunması, afet koordinasyon kurumlarının ( AFAD vb.) başına niteliksiz ve liyakatsiz atamaların yapılması, kurumlar arası koordinasyon eksikliği, depremin ilk anından itibaren büyük dayanışmanın sahibi olan Türkiye halklarının dayanışma pratiğinin engellenmesi gibi nedenler zaten çok şiddetli olan depremin yıkım gücünü daha da arttırmış ve neticesinde birçok önlenebilir ölüm ve yaralanmaların önüne geçilememiştir. TMMOB, KESK, TTB gibi kurumlarımızın denge ve denetleme alanlarından uzaklaştırılması, bilim, teknik ve akıldan uzak iktidar anlayışının, Türkiye halklarına çözüm sunma becerisinin olmadığını net bir şekilde ortaya koymuştur. AKP iktidarı 2024 yılına ait meclis bütçe görüşmelerinde yine en büyük bütçe payını MGK ve diyanet işleri başkanlığına ayırmıştır. Afet önleme ve kriz koordinasyonu yine iktidar gündeminde hak ettiği önemi görmemiş ve Türkiye halkları olası bir afete karşı kendi kaderine terk edilmiştir. Bu anlayış tüm toplumsal meselelerde olduğu gibi şehirleşme anlayışının da, sürdürülemez ve rantçı bir tutum içerisinde, aynı izansızlıkla devam etmesine neden olmaktadır. Kızılay’ın çadır satmasından, yardımları zimmetine geçiren yetkililere kadar uzanan rezaletler zincirini unutmadık” dedi.

‘BOZUK DÜZENDE SAĞLAM ÇARK OLMAZ’

Bozuk düzende sağlam çarkın olmadığını belirten Beycan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Buradan bir kez daha iktidara sesleniyoruz. Depremden sonra Milli Dayanışma Paketi çıkardınız. Halktan alınan KDV, ÖTV, Motorlu Taşıtlar Vergisi gibi  vergileri fahiş oranda artırdınız. Yetmedi... 2023 Temmuz’unda 762 milyar lirası depremle ilgili harcamalara ayrılmak üzere 1 Trilyon 120 Milyarlık Ek bütçe yaptınız. Bu da yetmedi. 2024 bütçesinde yine halktan, çalışanlardan alınan vergiler bir yıl öncesine göre ikiye katladınız. Ama aradan geçen bir yıla rağmen deprem bölgesinde hala tek bir çivinin çakılmadığı, molozların dahi kaldırılmadığı yerler var. İşsizlik, kayıt dışı çalışma, sömürü oldukça yaygın olarak görülmektedir. Milyonlarca insan adeta konteyner kente, çadır kente dönüşmüş şehirlerde kaderine terk edilmiş durumda. Barınma, sağlıklı beslenme ve eğitim sorunları başta olmak üzere, en temel ihtiyaçların karşılanmasında yaşanan sorunlar sürüyor. Soruyoruz: Nereye gitti bizlerden topladığınız vergiler? Topladığınız vergileri depremzedenin yaraları sarmak yerine kime, kimlere harcadınız? Milyonlarca insan sizden resmî törenler düzenleyip, nutuklar atmanızı değil, başını sokacak bir çatı istiyor. Milyonlar sizden yaşadığı acıları istismar etmenizi, yerel seçim yatırımı olarak kullanmanızı değil, temiz su, sağlıklı beslenme, nitelikli bir eğitim istiyor. Yoksulluk ve çaresizlik kıskacındaki milyonlar sizden “zorunlu kamulaştırma” adı altında topraklarına çökmenizi, yüzlerce yıllık zeytinlikler yerine binalar dikmenizi değil, en azından depremden etkilenen evlerinin yapı denetim masraflarını karşılamanızı istiyor. Milyonlar, sizden 6 Şubat depremini “asrın felaketi” olarak yutturmaya, “kader” olarak göstermeye çalışmaktan artık vazgeçmenizi, olası depremlere karşı bir an önce önlem almanızı bekliyor. Kısacası ardan geçen bir yıla rağmen, milyonlar sizden anayasasında sosyal hukuk devleti yazan bir ülkenin yurttaşları olarak en temel haklarını istiyor.  Son söz olarak buradan depremzedeler başta olmak üzere tüm halkımıza sesleniyoruz. Depremlerin, sellerin, doğa olaylarının binlercemizi yaşamdan koparan birer felakete dönüştürüldüğü, bizim payımıza her seferinde acıların, yıkımların düştüğü, ekmeğimizin her geçen gün küçüldüğü, haklarımızın, özgürlüklerimizin ortadan kaldırıldığı bu düzen bizim düzenimiz değildir. Bu bozuk düzende sağlam çark olmaz. İnsana, emeğe, doğaya düşman bu köhne sisteme karşı, emek ve demokrasi mücadelemizi hep birlikte kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu vesile ile tüm canlarımızı saygıyla anıyoruz.”