Kitabın Arka Kapak yazısı şöyle:

 

“Bir yanı tarihin derinliklerinde, bir yanı dündedir bu öykünün. Dağ gezer, tepe dolanır, su ortasında susuz, insan içinde yalnız kalır. Bazen yorulur, başını kaldırır bakar hapistedir. Duvar dahi ağlamaktadır bu geçmiş hayat hikâyesine. İsmail Taylan KAYA elinizdeki bu kitapta sadece Dersim’i ya da yasaklı Alevi dünyasını anlatmaz; o geçmişten gelen bir ırmağı takip eder. Çünkü İsmail Taylan KAYA için derinden ve içten akıyordur bu ırmak.”

 

Haydar Karataş

***

 

İsmail Taylan KAYA bu kitabında bir ailenin geçmişi vasıtasıyla tarihe not düşülmesini sağlarken, resmi tarihin altından fışkıran gerçekler de dünyamızın hiç de masum olmadığını hatırlatıyor bir kez daha bize.

 

1938'de, bir Ege kasabasına giden yolda hayatını bir hayvan vagonunda sürdürmek zorunda bırakılmış insanların hikâyesidir bu hikâye. Katliamdan kurtulmuş, kılıç artığı, bir aile kendini küçük bir Ege kasabasında bulur. Vagon'la hayata tutunmaya çalışanlardan birinin elinden, 1915 tehcirinden sağ kurtulmayı başarabilmiş ve kendini sürgün hayatlara adamış bir adam tutar.

1970’lerin atmosferi, 1980 darbesi ve siyasi sürgünlerin gölgeleri düşüyor bu öykünün üzerine. Olayların ortasında kalmış bir aşk, karanlığa ışık olup, hayat pahasına saklanan sırları gün yüzüne çıkarırken, saklı gerçeklerle yüzleşmenin sancısı da yürekleri burkuyor.

*Kitap, Dersim’de Baran Kitabevi’nden temin edilebilir.